Vuruk Çürük Sistem

Aslında birçok konu geçip gitti aklımdan, kağıda birden çok yazı sürdü kalem elimden habersiz biraz da izinsiz. Ben de merak ettim hep nerede duracak nereye gidecek diye biriktirdiği harfler, heceler, kelimeler ve cümleler.

Hızla geçiyor her gün, geçen her gün birçok habere gebe. İnsan birkaç gün olsun kaçmak istiyor, okumadan yazmadan bilmeden sadece kendini dinlemek. Bu pek de mümkün olmuyor. Çiçekten böcekten bahsetmek istese de sıra gelmiyor. Doğuştan getirdiği melankoli haller değildir nedeni, doğuştan getirdiği insani özelliğidir nedeni.

Kahvesini alıp eline yudum yudum içerken, parmakları değsin dursun istiyor klavyeye. Kalem daha kalıcı geliyor, kâğıt daha gerçek. Bu yüzden kayda alınmıyor yazdıkları. Kayıtsız kalıyor kendi de yazdıklarına ve de yazacaklarına. Çünkü dışarıda garip bir hayat hızla akıp giderken sürekli acı olaylar biriktiriyor tarihe. Donup kalıyor uzun süre çözülmeyerek.

Güzel şeylerden bahsetmek isterken faturalar gözüne diziliyor, kâğıtların üzerine yaptığın hesaplar yazdığın şiirden önce gözüne vuruyor, belki de bu yüzden şiirlerine hesaplar karışıyor, hesaplar şiirlere karıştıkça hiç hesapta olmayan şiirler doğuruyor kalem kâğıt üstüne. Üslü sayılar dizelerini ele geçiriyor. Bu hesaptan çıkamıyorsun.

Sonra kalıyor güzel yazılar, güzel günler gelince yazarım umuduyla kalıyor geride. Çiçekler böcekler kalıyor. Ne ağaçlar ne kalemler bahsediyor onlardan. Onlar, güzel günleri bekliyor; güzel günler bir türlü gelmiyor. Deli bir umut fişenk gibi patlıyor yine de. Olur bir gün diye diye geçiyor günler. Değişiyor mevsimler, bazen baharlar çoğalıyor bazen hazanlar.

Sonra bir haber; yüksek yüksek fiyatlar. Ev kiraları da değil bahsettiğim bu sefer; marketler. Marketler arası uçurumlar uçurumlar. Sadece marketler de değil üstelik, aynı ürünlerin satışını yapan tüm mağazalar, iş yerleri, kasaplar... Aralarında altı kilometre olan iki market arasında, aynı ürün, bambaşka fiyatlarda. Biri onsa diğeri otuz. Biri yirmiyse diğeri kırk. Denetim sistem diyor insan sonra susuyor. Her yeri gezmeli mi bir ürün için? Gerekirse evet. Peki ya benzin parası? Diğer şeyleri hiç saymıyorum bile. Sosyal medyada bunu ifşa eden vatandaşlar, belki de bunu daha sık yapmak gerek. Farkındalık gerek, fark edebilmek ve bir nebze engel olabilmek adına. Çünkü insan bilinçsizce aldıkça bu yükselişin önüne geçilemeyecek. Durmak düşünmek biraz dikkat etmek de gerek. Ciddi fiyat farklarından haberdar olmak ve dengede tutabilmek adına daha çok paylaşmak bilgilendirmek gerek.

Sonra neden çiçek böcek yok yazılarında. Var, çiçek de var böcek de. Olmazsa olur mu? Varlar; güzel günlerde saklılar bir de modların düştüğü dönemlerde, ihtiyaç oldukça uğruyorlar; çürümesinler diye bu sistemde. Çünkü bu sistem vuruk ve vuruk olan her şey çürümeye yüz tutar. Yarım olan her şey de çürümeye yüz tutar; biz yarım kalmış çeyrek ada ve diğer yarısı. Akla gelen tek çözüm ise tam olabilmek. Tel örgülü dikiş yerlerini sökerek birleştirmek çünkü ancak tel örgüler söküldüğü zaman birleşir iki yakası adanın ama hayal ama gerçek.

İnsan düşününce bile gülümsüyor. İnsan isteyince buna dair adımlar atıyor. İnsan isteyince mücadeleyi bırakmıyor. "Bir gün mutlaka" olasılığı bile yetiyor.

Daha çok bilgilenmek, bilinçlenmek umuduyla paslaşmaya ve paylaşmaya devam o zaman.