“BU ÜLKEDE BÖYLE BİR TEAMÜL YOK”

Erhürman, açıklamasında pek çok Müslüman ve Hristiyan ülkede devlet törenlerinde din insanlarının bulunmasının ve dini ritüellerin uygulanmasının o ülkelerin gelenekleriyle ilgili olduğunu ifade ederek, şu değerlendirmede bulundu:

    “Her ülkenin kendine has teamülleri, gelenekleri vardır ve Türkiye’de son zamanlarda böyle bir gelenek oluşturulmaya başlandıysa bile, bizim ülkemizde böyle bir teamül, gelenek yoktur. Dolayısıyla bugün Yüksek Mahkeme’nin temel atma töreninde yapılan uygulama bu ülke açısından yanlıştır.”

Bu tür bir uygulamanın özellikle laiklik ilkesi bakımından da doğru olmadığını belirten Erhürman, Yüksek Mahkeme gibi anayasal bir kurumun temel atma töreninde bu hassasiyete dikkat edilmesi gerektiğini ifade etti.


“PROTOKOL GEREĞİ ORADAYDIM, YANLIŞ BULSAM DA TÖREN DÜZENİNİ BOZMAK DOĞRU DEĞİLDİR”

Açıklamasında temel atma törenine neden katıldığına da açıklık getiren Erhürman, ana muhalefet partisi lideri olarak protokolde yer almasının doğal olduğunu söyledi:

    “Yüksek Mahkeme hem bu ülkenin en önemli, hem de halkımızın en çok güven duyduğu kurumlarından biridir. Bu açılışta hem Yüksek Mahkeme yargıçlarımızın, hem de diğer yargıçlarımızın yanında olmanın doğru olacağını düşündüm.”

Sahneye davet edilmesinin de protokol gereği olduğunu aktaran Erhürman, törende yapılan dini uygulamayı yanlış bulduğunu ancak herhangi bir tören düzenini bozacak davranışta bulunmadığını vurguladı:

    “Bugüne kadar yanlış olduğunu düşündüğüm başka uygulamalarla karşılaştığımda da, bugün de, tören düzenini bozacak herhangi bir davranış içerisinde bulunmayı doğru bulmadım. Bulmam da.”

“ELİMİ AÇTIM DİYE ELEŞTİRENLER DE VAR, AÇMADIM DİYE DE…”

Erhürman, törendeki dua sırasında elini açıp açmadığıyla ilgili yapılan tartışmalara da şu sözlerle açıklık getirdi:

    “Fatiha Suresi okunmadan önce elimi açmadım, Fatiha Suresi okunurken elimi açtım. Herkesin inancına, kültürüne saygım var. Bu da benim kültürüm. Saygı duymayan varsa ona da saygı duyarım.”

“ELEŞTİRİLERE AÇIĞIM, BU AÇIKLAMA SADECE DURUŞUMU ORTAYA KOYMAKTIR”

Eleştirilere her zaman açık olduğunu belirten Erhürman, yaptığı açıklamanın sadece duruşunu net şekilde ortaya koymak olduğunu söyledi:

    “Yüksek Mahkeme bu ülkenin kurumudur, en önemli kurumlarından biridir. Onun açılışında bu ülkenin kuralları, gelenekleri ve teamülleri uygulanmalı, Türkiye’nin katkısıyla yapılacak bir bina söz konusu olsa da açılış organizasyonu ve programı burada yapılmalıdır.”

“YARGI ELEŞTİRİLEMEZ DEMİYORUM AMA SAHİP ÇIKILMASI GEREKEN BİR KURUMDUR”

Yargının da eleştirilebileceğini ama bu eleştirinin farklı bir sorumlulukla yapılması gerektiğini vurgulayan Erhürman, yargının halk nezdindeki güvenini korumanın önemine dikkat çekti:

    “Unutulmamalıdır ki yargıyı eleştirmek siyasetçiyi eleştirmek gibi bir şey değildir. Bu ülkenin tüm kurumlarında olduğu gibi yargıda da yanlışlara değil ama kurumlara sahip çıkmak gerekir. Bu olayda şu ana kadar bu ülkenin en çok güvenilen kurumlarından biri olarak kabul edilen yargıya sahip çıkmak gerekir.”

Erhürman'ın açılışa ilişkin açıklamasının tam metni şöyle:

   " Müslüman, Hristiyan pek çok ülkede devlet törenlerinde din insanlarının bulunduğu, dini ritüellerin uygulandığı, duaların okunduğu bilinen bir gerçektir.

    Bu, ilgili ülkenin gelenekleriyle, teamülleriyle ilgilidir ve buna saygı gösterilir.

    Her ülkenin kendine has teamülleri, gelenekleri vardır ve Türkiye’de son zamanlarda böyle bir gelenek oluşturulmaya başlandıysa bile, bizim ülkemizde böyle bir teamül, gelenek yoktur. Dolayısıyla bugün Yüksek Mahkeme’nin temel atma töreninde yapılan uygulama bu ülke açısından yanlıştır. Özellikle Yüksek Mahkeme gibi bir kuruma ilişkin açılışta böyle bir uygulamanın yapılması Anayasamızdaki laiklik ilkesi açısından da doğru değildir.  

    Benim orada bulunmam ana muhalefet partisi başkanı olarak protokoldeki yerimin gereğidir. Bugüne kadar protokol gereği davet aldığım tüm törenlere katılmaya çalıştım. Katılmadığım törenler de oldu elbette. Ama Yüksek Mahkeme hem bu ülkenin en önemli, hem de halkımızın en çok güven duyduğu kurumlarından biridir. Bu açılışta hem Yüksek Mahkeme yargıçlarımızın, hem de diğer yargıçlarımızın yanında olmanın doğru olacağını düşündüm ve şu anda da öyle düşünüyorum.

    Açılış için sahneye davet edilmiş olmam da protokol gereğidir. Sahneye çıktıktan sonra yapılan uygulamayı yukarıda açıkça söylediğim gibi yanlış buluyorum. Ama bu tip törenlerde bugüne kadar yanlış olduğunu düşündüğüm başka uygulamalarla/konuşmalarla karşılaştığımda da, bugün de, tören düzenini bozacak herhangi bir davranış içerisinde bulunmayı doğru bulmadım. Bulmam da.

    Elimi açtım diye eleştirenler olduğu gibi açmadım diyen eleştirenler de olmuş. Söyleyeyim: Fatiha Suresi okunmadan önce elimi açmadım, Fatiha Suresi okunurken elimi açtım. Herkesin inancına, kültürüne saygım var. Bu da benim kültürüm. Saygı duymayan varsa ona da saygı duyarım.

    Özetle eleştirilere her zaman olduğu gibi açığım ve saygı duyuyorum. Bu yaptığım, neyi doğru bulup neyi bulmadığımı açıklıkla anlatmaktan ibarettir. Yüksek Mahkeme bu ülkenin kurumudur, en önemli kurumlarından biridir. Onun açılışında bu ülkenin kuralları, gelenekleri ve teamülleri uygulanmalı, Türkiye’nin katkısıyla yapılacak bir bina söz konusu olsa da açılış organizasyonu ve programı burada yapılmalıdır.

Ersoy: Dinsel referanslar kamusal düzenin belirleyicisi olamaz! Ersoy: Dinsel referanslar kamusal düzenin belirleyicisi olamaz!

    Bu arada şunu da söylemeliyim: Elbette yargı eleştirilemez demeyeceğim. Mesleğimle ilgili olarak yazdığım kitaplarda pek çok yargı kararını eleştirmiş biri olarak söylüyorum bunu. Ama unutulmamalıdır ki yargıyı eleştirmek siyasetçiyi eleştirmek gibi bir şey değildir. Ve tabii ki bu ülkenin tüm kurumlarında olduğu gibi yargıda da, yanlışlara değil ama kurumlara, bu olayda şu ana kadar bu ülkenin en çok güvenilen kurumlarından biri olarak kabul edilen yargıya sahip çıkmak gerekir."