Mağusa Suriçi ve Vakıflar İdaresi

Mağusa Suriçi Kıbrıs’ın açık hava müzesi olarak da kabul edilen bir kale kenti.

Surların uzunluğu, kapsadığı geniş alanı ve içinde devam eden aktif yaşamıyla beraber günümüze kadar ulaşan Ortaçağ kentlerinin belki de en görkemlilerinden ve en önemlilerinden biridir.

Suriçinde bulunan tarihi eserlerin büyük kısmı Eski Eserler Dairesi’nin sorumluluğundadır. Diğer önemli bir kısmı da Vakıflar İdaresi’nin kontrolünde bulunmaktadır.

Mağusa’da yaklaşık iki yıl önce belediye ile Eski Eserler Dairesi arasında yapılan protokol gereği ciddi ve düzenli bir şekilde yürütülen bir restorasyon çalışmasına tanıklık ediyoruz.

Yıkılmaya yüz tutan veya yıkılan sur duvarları, tabya ve burçlarıyla beraber hamam ve kiliselerin taşları da elden geçiyor. Belediyenin bütçesinden ayrılan katkı, işçi ve uzman kişilerin emeğiyle sürekli bir çalışmayı görmek yıllardır alışık olmadığımız bir manzaraydı. Bu konuda Mağusa Belediyesi'nin gösterdiği çabayı takdir etmeden geçmemek lazım.

Kendilerini her zaman takdir ettiğimiz, UNDP ve AB’nin işbirliğiyle beraber Kültürel Miras Teknik Komite’nin başını çektiği ve yaklaşık on yıldır süren büyük projelerin dışında Mağusa Belediyesi-Eski Eserler Dairesi işbirliğinde yapılan bu kesintisiz çalışmalar bir çok yapıyı hayata döndürmüş ve daha fazla yıpranmaktan ya da yıkılmaktan kurtarmıştır. 

Fakat yukarıda da bahsettiğimiz gibi bir takım eski eserlerin ve tarihi yapıların sahibi ve sorumlusu Vakıflar İdaresi bu çalışmalara şu ana kadar hiçbir katkı koymamıştır. Kendilerine ait Lala Mustafa Paşa Camisi (St Nicholas Katedrali) ki kentin merkezinde bulunan en görkemli yapıdır, verilen çeşitli sözlere rağmen henüz bakıma alınmamıştır. Her gün için bir taşının düştüğüne tanık olduğumuz bu dev Ortaçağ erken gotik eseri ilgisizlikten payını almaktadır.

Yine bu yapının etrafında bulunan ve turistlerin geçit noktası olan Liman Yolu üzerindeki ofis ve dükkanların dış cepheleri de dökülmektedir. 

İkiz Kiliseler olarak da bilinen Templar ve Hospitalier kiliseleri, Tabakhane (St Tanners) kilisesi de yine Vakıflar İdaresi’ne bağlıdır. Bu yapılar da ilgiye ihtiyaç duymaktadır.

Buradan teker teker sayamayacağımı ve kendilerinin sorumluluğunda olan bu ve buna benzer eserler konusunda Vakıflar İdaresi ne düşünmektedir?

Vakıflar İdaresi’nin 2025 yılı için gelirlerinden bu eserlerin restorasyonuna ayıracakları bütçe ne olacaktır?

Mağusa kentinin simgesi durumunda olan Lala Mustafa Paşa Camisi restorasyon kapsamına alınacak mı?

Bu soruların cevapları Vakıflar İdaresi’nde olup yanıtlarını sabırla bekleyeceğiz.