Mağusa Limanı Yapımında Yaşanan Süreç (3)

Mağusa limanının yapımında surlara vereceği zararla ilgili o günlerde yaşananları dikkate alarak hazırladığımız yazı dizimizin sonuncusunu yayınlıyoruz. 1900’lerin başında yapılan tartışmaların sonucunda şimdiki İç Liman’ın (Eski Liman) yapımına başlanır. 

1 Mayıs 1900'de Mağusa Komiseri B. Travers, SPAB’nin (Antik Binaları Koruma Derneği) onursal üyesi Lord Balcarres'e, Mağusa'da hiçbir harabeye dokunulmadığına dair güvence veren bir mektup yazdı ve ajitasyonun, önerilen Mağusa limanından kaynaklanan rekabetten korkan Larnaka halkı tarafından yaratıldığını iddia etti.

İngiliz Mimarlar Kraliyet Enstitüsü (RIBA), kendi protestosunu Sömürge Ofisi'ne ve Kıbrıs Yüksek Komiseri W.F. Haynes-Smith'e gönderdi. British Museum'dan C. Firth, W.R. Lethaby, W. Sherley ve Arthur H. Smith'ten bir heyet oluşacaktı; ancak Smith toplantıya katılamadı. 9 Mayıs 1901 Perşembe günü Westminster Büyük Komite Odası'nda bir toplantı yapıldı ve SPAB üyesi Lord Balcarres, tüm ilgililer tarafından imzalanan bir bildiri taslağı hazırladı. 7 Haziran 1901'de SPAB, (daha sonra Kıbrıs Eski Eserler Dairesi Küratörü olacak) George Jeffery'nin derneğe üye olması gerektiğini önerdi ve belgeleri imzalaması şartıyla oybirliğiyle seçildi. 

15 Haziran 1901'de Jeffery, projenin yakın bir iş olduğunu ve limanlar için danışman mühendis olan Matthews sözleşmenin ayrıntılarını düzenler düzenlemez başlayacağını belirten bir mektup daha yazdı. Yukarıdaki komite, plana bütünüyle karşı çıkamayacaklarına inandıkları için alternatif bir öneride bulundular; Jeffery'nin yaptığı bir öneride, demir yolunun eski şehri kolayca atlayabileceği konusunda ısrarcıydı. Küçük bir iskelenin inşasının, o zamanlar sadece tahıl ve harnup ihracatına denk gelen ticareti teşvik etmek için gereken tek şey olacağını vurguladı. Bu şekilde liman ve eski şehir korunacaktı. Böylelikle maliyet önemli ölçüde azalacak ve antik anıtsal şehir büyük bir zenginlik kaynağı ve "turistler için bir gösteri yeri ve cazibe merkezi" olarak korunacaktı. (Jeffery’in antlar yönetimi konusundaki vizyonu, bu mektupta adanın tanımında açıkça görülüyor ve mektubunu "Eğer Mağusa, bu kadar önemsiz ve iğrenç bir amaç uğruna, ticaretin bu kadar sorunlu bir şekilde teşvik edilmesi için feda edilirse, İngilizlerin sonsuza dek itibarsızlaşmasına yol açacaktır" yorumuyla sonlandırıyor)

Mağusa liman projesi sonunda uygulandı, ancak Jeffery'nin 1904’te günlüğünde kaydedildiği gibi, çok değiştirilmiş bir biçimde ve taramadan sonra kurtarabildiği tek nesne, çalışmalar devam ederken kendisine erişim izni verilmediği için limanın antik zinciriydi. Yine de oradaki surlar kurtuldu ancak daha sonraki bir aşamada benzer operasyonlardan zarar gördü. Liman ağzındaki sürekli patlatma operasyonları ve kalenin kuzeydoğusundaki kıyı şeridinin önemli ölçüde azalması denizi duvara kadar getirdi ve kaçınılmaz olarak ciddi erozyon sorunlarına neden oldu. (Burada Mağusalıların 1960’lara kadar kullandığı Delik Denizindeki kumsaldan bahsediyor olmalı. 1900’lerin başında İç Liman yapılırken burası sahil şeridi idi ve kumsalla beraber deniz surlara kadar gelirdi. 1960 yılların başına kadar bu böyle devim etti. Sonrasında Dış Liman’nın -Yeni Liman’ın- yapılmasıyla sahil şeridi ortadan kaldırılıp limana dahil edildi O.D.)