İsrail Devletinin Temelleri Mağusa’da Mı Atıldı?

İkinci dünya savaşının bitmesiyle beraber büyük bir soykırıma uğrayan Avrupa’daki Yahudiler (Museviler) kendilerine yurt aramaktadırlar. Yurt için seçtikleri bölge Ortadoğu’da Filistin topraklarıdır. (Belki de kendilerine vadedilmiş “kutsal topraklar” olduğu için bölgeyi seçmişlerdir)

Bu bölgede az da olsa bir Musevi cemaatı yaşamakta, çoğunluk ise Filistinli Araplardadır. Bölge o yıllarda İngilizlerin kontrolündedir. Almanya’da ve diğer ülkelerdeki konsantrasyon kamplarından savaşın sona ermesiyle beraber kurtulan Yahudiler için tek hedef yeni devletlerini kuracakları Filistin bölgesidir.

İngilizler belki de bu bölgeye, soykırımdan kurtulan Yahudileri (Musevileri) belli bir sayıda yerleştirmeyi planlamaktadır. Ama iş çığrından çıkar ve tüm Musevilerin bölgeye büyük göçü başlar. İngilizler, kontrolden çıkan ve fazlasını yasa dışı kabul ettikleri bu göçü engellemeye çalışır. Yoğun bir şekilde bölgeye göç edenlere karşı Filistinli Araplar da büyük tepki koymaya başlar ve bu da İngilizleri tedirgin eder. 

İki yöntemle İngilizler bu işin önüne geçmeye çalışırlar. Birçok gemiyle bölgeye gönderilen Musevilerin denizde önünü kesip, onları kendi gemilerine aktarıp Mağusa’ya yollarlar. Bir diğeri ise kara yoluyla Filistine göç eden ve önüne geçilemeyen ‘yasa dışı’ bu göçle Filistine gelenleri gemilere koyup, 1946 yılının sıcak Ağustos ayında Mağusa’ya gönderirler. Bu gemilerin en ünlüsü Exodus 47 isimli buharlı bir gemidir. Tam 1290 sefer yapar bu gemiler... Empire Rival ve Empire Haywood, Mağusa’ya ilk ulaşan gemilerdir. Mağusa limanına yaklaşık elli iki bin göçmen taşınır. Bunların büyük çoğunluğu Karakol Kampında (Şimdiki Gülseren Kampı) kalır. Bu rakam Maraş dahil Mağusa’nın nüfusundan fazla olup, otuz bir bindir. 

(Karakol Kampında kalanlardan birisi de bir dönem Chelsea’nin hocalarından olan Avram Grant’ın babasıdır. Geçen aylarda babasının kaldığı kampı ziyaret için Mağusa’ya gelen Avram Grant babasının konsantrasyon kamplarında ailesinin çoğunu kaybettiğini bizlere anlatır. Mağusa Karakol Kampında 1947 yılında kalan babası Meir Grant’ın kamptaki kartını da bizlere gösteren Grant kentimizde duygulu anlar yaşar.)

Geri kalanları İngilizler, Mağusa’nın yakınındaki Dikelya bölgesinde oluşturulan kampa taşırlar. Kamplardan kaçmaya çalışanlar vardır. Tünel kazanlar olur. Kamplarda 134 ölüm, 2200 doğum olur. Ölenler Gaziler köyü yakınındaki Musevi mezarlığına gömülürler. 

1947 Ağustos ayından itibaren ise dünyanın her yerinden milyonlarca Yahudinin İsrail’e önlenemeyen göçü başlar. Mağusa’da İngilizlerin elinden kurtulup gemiyi işgal eden 600 kadar Yahudi göçmen EXODUS 47 ile birkaç ay sonra “kutsal topraklara”, yani Filistin’e ayak basmayı başarırlar. Bu gemiyi işgal edenler örgütlü şekilde hareket eden bir grup Yahudidir. Örgütleri kendilerini Filistin topraklarında beklemektedir. Sonuçta o topraklarda 1948 yılında egemenliğini ilan eden İsrail’in devletleşmesini, büyük ölçüde 1947’deki EXODUS gemisinin yolculuğu hızlandırmış, belki de tetiklemiştir.

***

EXODUS

Leon Uris’in “Bestseller” romanından uyarlanan “EXODUS” filmi bu süreci anlatan klasiklerdendir. 3 saatten fazla süren filmin büyük bir kısmı Mağusa’da geçmektedir. O günlerin en meşhur artisti olan Paul Newman başrolde oynamaktadır. Filmde birçok Mağusalı kısa süreli de da olsa rol almışlardır. 

Tür:Aksiyon,Dram,Tarihi
Yönetmen:Otto Preminger
Senaryo:Dalton Trumbo, Leon Uris
Görüntü Yönetmeni:Sam Leavitt
Müzik:Ernest Gold
Yapım:1960,ABD
Oyunculardan bazıları:
Paul Newman, Eva Marie Saint,Ralph Richardson, Peter Lawford, Lee J.Cobb, Sal Mineo, John Derek…