Belediye mi? Yerel Yönetim mi? Ya katılımcılık ne durumda?
Belediyecilik bizlerde henüz “Yerel Yönetimler” boyutunda değildir.
Yetkilerin merkezde toplandığı, temsili demokrasinin henüz yerelle güç paylaşımı yapmadığı bir anlayışla ya da modelle yönetiliyoruz.
Katılımcı demokrasiden bahsetmek ise hiç mümkün değildir. Halkın yerelden başlayarak kararlara direkt katıldığı bir demokrasiden fersah fersah uzağız.
Dünyada yerel yönetimler ve katılımcılık anlamında birçok güzel örnekler var.
Bu örneklerden en uzun süreli olan ve 30 yılı aşkındır devam eden Brezilya’da Porto Alegre kentinde katılımcı anlayışla yerel yönetimin örgütlenmesi ve yönetilmesi birçok bölgeye ışık saçmaktadır.
Özellikle yerel yönetimlerde katılımcılık, bütçelerin oluşturulması sürecinde vatandaşların ihtiyaçları doğrultusunda yerelin kamu politikalarına ve bütçe oluşumuna katılmasını öngörmektedir.
Porto Alegre’de başlayan süreç Paris ve Seul kentlerine de sirayet etmiştir. Nüfusu 10 milyonu geçen bu kentler dahi kendine özgü katılımcılık modelleriyle vatandaşları aktif olarak sürece dahil etmekte ve onların bölgesel ihtiyaçlarını dikkate alarak politikalarını ve bütçelerini oluşturmaktadırlar. O açıdan dolayısıyla tek bir katılımcı bütçe uygulamasından söz etmek de mümkün değildir.
Paris de ise işin içine sivil toplumun da katılarak ekonomik, sosyal ve politik olarak aktif katılım gösterdiği bir model olarak dünyanın dikkatini çekmeye başlamıştır.
Kıbrıs’ın kuzeyinde şimdilik sadece belediyecilikten söz edebiliriz. Yani kentlerin tek bir boruya bağlı olduğu suyun dağıtımı, çöpün toplandığı, sokakların temizlendiği, aydınlatmanın da kısmen yapılabildiği bir belediyecilikten öteyi tartışamıyoruz.
Yerel yönetim reformu dendiğinde ise, belediyelerin birleştirilmesinin anlaşıldığı fakat katılımcılığın sağlandığı, bütçesi yapılırken vatandaşların aktif katıldığı, sosyal, ekonomik ve politik kararlarda sivil toplumun aktif katıldığı bir “Yerel Yönetim” reformunun anlaşılmadığı bir süreçtir.
“İyi belediye başkanı” da beledi hizmetleri en iyi veren olarak takdir görürken “en iyi katılımcılığı” hayata geçirip bunu meşrulaştıran sorgulanmamaktadır. Mağusa’da kentin tarihi dokusunun korunması ve geliştirilmesi konusunda belediyenin katılımcı bir anlayışı devreye koymaya çalıştığını ve ilgili kesimlerden bu yönüyle yararlanmaya çalıştığını da bir küçük dip not olarak buradan bahsetmeliyim.
Bu konuyu işlemeye gelecek haftalarda devam edeceğiz. Bu arada Brezilya’da Porto Alegre deneyiminde halkın yanında yapay zekanın da bu katılımcı sürece nasıl ilave edildiğini bir örnekle sizinle paylaşmak istiyorum.
Bilinen en yaygın yapay zeka ChatGPT su saatleri konusunda devreye sokuluyor. "Kent yönetiminin 30 gün içerisinde çalınan su sayaçlarının yerine yenisini takması ve 30 gün süre sınırı aşılırsa mülk sahibine su faturası kesilmemesi" yönünde ChatGPT görüş oluşturuyor
Halk temsilcilerinin istekleri doğrultusunda yasa tasarısı üzerinde çalışan Kent Konseyi üyesi Rosario'nın ChatGPT ile hazırlayarak kent konseyine sunduğu yasa tasarısı üzerinde konsey yalnızca küçük yazım düzeltmeleri yapıp ve içeriği koruyor. Toplam 36 üyeli kent konseyi 18 Ekim 2023’te yasayı onayladıktan sonra Porto Alegre'nin belediye başkanından son imzayı alan tasarı bir ay sonra yürürlüğe konuyor.