Adalara gitmeyin mi dediniz?
Bu yıl adalara kayan turizm çok konuşuldu.
Gerek Türkiye’de gerekse Kıbrıs’ın kuzeyinde beklenen turizm hareketi olmadı. Sonuç olarak fatura hemen Yunan adaları ve oralara gidenlere çıkarıldı.
Turizm bakanları oraya gitmeyin, bize gelin, biz daha şeyiz diye açıklamalara başladılar.
Yunanistan’ın yerleşim olan ada sayısı 200 civarında. Bu adaların bizim tarafımızdan bilineni çok az, bilinmeyeni çok fazla. Hepsine de turist gidebiliyor.
Öncelikle bilinen turistik adaların hiçbirinde su ve elektrik sorunu yok. Nasıl su ve elektrik temin edilir, denizin içinde serpilmiş bu yapılarda bu sorun niye olmaz bilmiyorum ama böyle bir sorunları yok.
Görebildiğim adaların tümünde temizlik sorunu yok.
Vidanjör ve lağım gibi kelimeler gündelik yaşamlarında kullanılmıyor.
Günlük yeme içme konusunda her yerde dört farklı menüyü görebilirsiniz. Et, balık, geleneksel mutfakları ve vejeteryanlar her restoranda kendilerine göre menüde yer bulabiliyorlar.
Bu yemeklerin gösterildiği menülerde fiyatlarda muhtemelen Akdeniz ülkeleri içinde en ucuzu. Sadece bir örnek vererek adaların ucuzluk-pahalılık tartışmasını bitirmek istiyorum: Pide arası et ya da tavuk döner 3-3.5 euro civarında.
Denizlerde koli basili ve enterokok gibi raporların yayınlandığı yayın organları yok. Hatta plajlarda “mavi bayrak” gibi temizlik simgelerine de ihtiyaç yok çünkü eskilerin dediği gibi “Görünen köy kılavuz istemez”.
Turistik tesislerde, otel, suit ve studio dedikleri konukevlerinde, restoranlarda insana ilgi hat safhada. Belki de Yunan adalarında turist sayısında başı çeken başı çeken Türk turistler için neredeyse Türkçe bilmeyen çalışan yok gibi! Her yerde Türkçe konuşan çalışan bulmak mümkün. İngilizce zaten ortak dil.
Adalar arası deniz ulaşımında hiç sorun yok. Her ada deniz yoluyla birbirine bağlanmış, her türlü tekne, gemi, feribotla sürekli ulaşım mümkün. Bunun dışında birçok ülkeden direkt uçuşlar dışında Atina ile birçok ada arasında hava ulaşımı da mevcut.
Sadece küçük bir örnek olsun diye yazıyorum. Kıbrıs’tan küçük olan adalar içindeki Rodos’a inen günlük uçak sayısı ortalama 100! Gemilerle taşınan turisti bu trafiğe eklersek sadece Rodos’taki turistik trafiği tahayyül edebiliriz.
İşin özeti “adalara gitmeyin, bize gelin” diyenlerin çaresizliğini yazdıklarımızı okuyup düşünürsek, çok kolay anlayabiliriz.