ACILAR KİMİ YAKAR ŞAİRİM?

Acılar kimi yakar şairim? En çok kimi ya da neyi? Kimin canı yanar en çok? Bir orman yangını, bir yürek yangınından daha mı az acı verir, yoksa eşit midir? Eşitliğin olduğu tek yer olabilir mi acılar?

“Bir şiirin en insan dizeleri” demiştin ya bana, söyler misin şairim insan şimdi nedir?

“Yoruldun ağırlığımı taşımaktan
Ellerimden yoruldun
Gözlerimden gölgemden
Sözlerim yangınlardı
Kuyulardı sözlerim” diyen Nâzım haklı mı? Yorulur mu insan ağırlığını taşımaktan? Ellerinden yorulur mu, ellerden yorulduğu kadar?

Bizi en çok yoran nedir şu yarım kalmış çeyrek adada? Adam vurmak için gelenler adam mıdır… Kadınları kaçırıp taciz edenler, öldürenler neden katil değildir… Başımıza baş olanların başımızla derdi nedir… Kalemlerden ne isterler de dillerine göz dikerler… 

Söylesene şairim kimi yakar acılar? Bir haber başlığında bırakırsak neşemizi, daha da yaşamak nedir?

“Yazarlar mutsuz oldukları için mi bu kadar güzel anlatırlar mutluluğu” demiştim sana, neydi cevabın aklımda değil. Fakat eminim ki mutluluğa inansaydılar, bu kadar güzel yazamazdılar…

Acıları yazmak ve güzel olarak ifade etmek yazılanları ne acı değil mi şairim? Acılar sınır tanımıyor. Acılara tel örgüler çekilmiyor, bölemiyor kimse kimsenin acısını. Şu acı bu tarafa, bu acı şu tarafa diyemiyor kimse. Kimsenin acıları bölme hakkı da yok. Fakat böldüler insanları, koca bir adayı bölüp yarım bıraktılar ve ayırdılar. Herkes kendi acısını kendi tarafında yaşarken, kaç kez kendi özel acısında kayboldu. Bundan da beslendiler. Bununla beslediler insanlığı çağlar, çağlar boyu. Boy veremedik neşe uğruna, hep acıda kaldı kökümüz de dalımız da. Dallarımızı kırıp kırıp ateşe attılar, kor olduk, köz olduk, kör olduk acılardan yana yana.

“Kesme kara saçlarını” demiştin bana, kestim kara saçlarımı; şimdi bir şiirin insan dizesi isem incelesin beni şiirbilirler; şimdi ben de delirmiş miyim? Tüm o kadınlar gibi. Kadınlar saçını deli olduğu için kesermiş madem söylesinler şairim kaç kadın akıllı kaç kadın deli?

“Kestim kara saçlarımı n'olacak şimdi

Bir şeycik olmadı - Deneyin lütfen - 

Aydınlığım deliyim rüzgârlıyım

Günaydın kaysıyı sallayan yele

Kurtulan dirilen kişiye günaydın” diyen Gülten haklı. Bunca zulüm var madem kesin şimdi siz de saçlarınızı.

Çok konuşuyorlar şairim, çok. Kulakları sağır eder bunların konuşmaları; noktaları da virgülleri de yok. Ünlemlerle dolu bir avuç yobaz, soru işareti dağıtıyor her cümlesi ile. Herkes cevabı biliyor, görüyor, susuyor. Herkes kendince haklı. Herkes kör. Söylesene şairim nasıl açılır şimdi bu gözler, nasıl görür, görme yetisi hiç olmayan insanlar da öğrenebilir mi bir gün gören gözlerle bakmayı?

Peki, içinde “Kör değilseniz eğer görürsünüz ki…” sözleri geçen şiir kimindi şairim?

Tüge Dağaşan