Onun adı "ip" değil, "ispaho"dur bre vordo...

Halkın ispahosu da öyle golayına çekilmez...

 

Anacıklarından öğrendi bunnar vordoluğu.. Bir eksiğiñiz, topuğuna basmadığıñız potinlerinan omuzuñuzdaki saggo galdı..

Ahbablarıñızı zengin edeceksiñiz, kuzeydeki Sultanıñızın kıçını yalaycaksıñız deyi en ısgarta yakıtı getirtdiñiz, dünyanın en ilkel şavk santralına.. O da yetmedi, "dibinde galmasın, nimettir" deyip, gazanın dibindeki çamuru yakdırdıñız.. 

Sırası geldiğinde "amman parayı çarçur etmeylim. Yoksa Sultanımızın şirketçiğinin yolunu kapadırık ha..!!" deyip değiştirmeye üşendiğiñiz filtreler da leş abbana olunca, gabgara dumanı havaya saldıñız, insanları hasta ettiñiz. 

Makinalarınan yaşayan hasta insan mı var, çoluk çocuk mu var, yaşlı bakıma muhtaç mı var umuruñuzda olmadığı içün, şavkları kesmeyinan halkı sindireceğiñizi sandıñız.

Bir da utanmadan bütün bu sorumsuzluklarıñızın faturasını, 36 saat uyumadan gan ter içinde halka elektrik vermeye çabalayan işçilere yazmaya galkdıñız.

Yaladıklarıñız yetmeyip, halk ve sendikalar doğruyu haykırmaya başlayınca, paçalarıñız tutuşdu.

Yandaş ve Saray soytarısı medyañızın, Gıbrızlıları ahmak zannedip yazdığı "külliyen yalan" haberler bile sizi gurtaramadı.

Öbür taraftan asapları bozulan Baş Ebisdad efendi çekdi gonyağı, arkasından da bir yeeeffff.!!! çekdi ama, cesur erkeğin sesi sivrisinek vizilemesini geçemedi.

Bakdı olmaycak topladı guluciklerini, halkın gaylesi içün çare arayan sendikacıları bastı santralda, öteği gece..

Gıvırdı gömleğinin gollarını abileri gibin da yörüdü üsdüne sendika başganının. 

Garasakal ağzıynan "ipiñi çekeceğim seniñ" dedi. 

Sonra da mafya ağzıynan, "sokuñ gennl içeri" deyi hönkürdü.

Bak bura be "Jet" lakaplı vordo...

Onun adı "ip" değil, "ispaho"dur.

Halkın ispahosu da öyle golayına çekilmez..

Kurultayıñda puancık toplamak içün çok erkeklik yapañ bu aralar.

Gözlen da çok dürtersañ Gıbrızlıya bronzoñ yetmez...

***************

 Yeññi Vali Silahdar'da bando mızıkaynan garşılandı. 

Silahdar çalışanı manamucuklar Baş Maşa'nın emriynan, 42 derece sıcakta sardelli gibin dizilip körpe Valinin elini sıktılar. 

Gendi gelmeden özgür basına "dayılık" yapmaya galkan "mafyatik" Vali, Sultanından aldığı güven mektubunu sundu Baş Maşa'ya..

Sevgili Valiynan muhtemelen aynı uçakta gelen iki tetikçi, kuzeye göre ucuz buldukları içkiyi biraccık gaçırınca yolda tesadüf trafik kontrolüne takıldı. 

Telefonnarında "zamanını beklerik dayı. Punduna getirinca endireceyik" mesajları bulunan tetikçilerin sayısı her geçen gün artar bunun içinde. 

"Allah acısın hepimizi" derdi, rahmetli nenem. Esgi insannar ya bililler, ya hissedellerdi.

Bu arada Baş Maşa gat gıravat geyindi hazırlandı, amirini garşılamaya..

Berikât versin misafir odasında gurutduğu molohiyaları galdırdıydı ahbabıñ. Yoksa rezil olacaydı valisine..

Egemen devletciğin ostiyiro gezen "başı", Sultancığının emir kuludur be, n'apsın.....

***************

-    Be Siddigaaa...!!! N'ere cehenneme gaybolduñ be belañı versin....

-    Ne böñürüñ gene be Rifat.. Havlıda molohiya ayıklardım ölân. Biliñ, bu günnerde modadır ayıklayasıñ... 

-    Çapuk çıkart geri o masgaları. Lüzum silelim, buz gibin edelim ortalığı.. Bir beytambal pandemi daha geliyormuş deller. N'apacayık be garı..?

-    Ama sen "maymun çiçeği"ni söyleñ..? Gorgma be Rifat. Hatırlañ o şu biz gencikan çiçek hastalığı varıdı..? Onun yeññi modelidir ölân. Hani seniñ buduñda, benim da golumda damga gibin daha durur iğnelerin yerleri.. Vallahi bir tarafdan gorkarım, ama öbür tarafdan derim"bu ilaçcıların yüzünden değil mi ki yedik geçen defa iğneleri 3'er, 4'der da şişdi bütün damarlarımız. Şimdi onun içün değil mi şu koşdururuk o dokdor seniñ, bu dokdor benim..?". Vallahi bilmem be Rifat, n'apacayık....

***************

Çürümüş, kokuşmuş, analarının "egemeni" sahte Gollifa Cumhuriyetinde, her gün can sıkıcı haberler alıyoruz. 

Darp, hırsızlık, taciz gibi suçlar ne yazık ki sıradanlaştı. İçi dolu kurabiye gibi dağıtılan vatandaşlıkların Kıbrıs'taki demografik yapıyı çoktan değiştirdiği ve özellikle Türkiye’den göçün birçok olumsuzluk ve çirkinliği de adaya taşıdığı yadsınamaz bir gerçek. 

İki gün önce Mağusa'daki bir otel odasında, 36 yaşında genç bir kadın ölü olarak bulundu. Henüz nasıl öldüğü açıklanmadı. 

Sosyal statü kavgası, yoksulluk, şiddet, bazen de sadece "kadın" olmak sahte devlette ölümle sonuçlanabiliyor. 

Kadının adı yok. Özel sektör çalışanının da yok adı. Yaşadığımız topraklarda sadece sırtını bu sahte devletçiğe dayamış kamu çalışanlarının tuzu kuru. Bir de parayı kerhane, kumarhane, dalavere ve kirli işlerden kazananların.

Üzerine ölü toprağı serilmiş, vurdumduymaz, ne me lazımcı bir keyfiyet. Etrafındaki çürümüş kokuları parfümle kapatmaya çalışan duyarsız bir topluma dönüştük,

Net olarak bilinmeyen "galabalık" nüfusun ne yazık ki büyük bir bölümünü oluşturan, Baş Ebisdadın açık ve net olarak çekmekten imtina etmediği "ip"in,  kimin elinde olduğunu bile bile celladına aşık olup bu durumdan hiç de gocunmayan bir güruh.

Ve karşısında her şeye rağmen direnen, Kıbrıs aşığı, barış yanlısı, halkların kardeşliğine inanan, en azından demokrat ve sermayeye karşı paylaşımı savunan bir kitle.

Her daim sorulan "ne olacak bu Kıbrıs’ın hali.?" sorusuna yanıt bulamamış küçük Ada’nın koca toplumu...

"Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete..."

Yusuf Nidai

17 Ağustos 2024

[email protected]

--- 

İspaho: Sicim, ip

Vordo: Görgü kurallarına uymayan, patavatsız, kaba

Potin: Ayakkabı

Saggo: Ceket, kaban

Isgarta: İşe yaramaz

Leş abbana: Çok kirli

Garasakal: 1960'lı yıllarda teknelerle adaya silah taşıyan ve sakalları büyümüş Türkiyelilere takılmış, sonradan halk diline yerleşmiş Türkiyeli tanımlaması.

Bronzo: Boru, delik. (Argo) Anüs

Manamu: Zavallı

Sardelli: Sardalya balığı 

Gat gıravat: Takım elbise ve kıravat

Berikât: Bolluk, bereket

Molohiya: Kurutularak yemeği yapılan bir tür sebze

Ostiyiro: Dönüp dolaşmak

Böñürmek: Bağırmak, böğürmek

Buz gibin etmek: Kökten, iyice temizlemek

Beytambal: Bir beddua sözü