Palyatif Siyaset, Apolitik Toplum ve Muhalefet
"Palyatif siyaset, toplumsal sorunları gizler; apolitik toplum ise sadece izler."
Palyatif kelimesi, Latince pallium (örtü) kelimesinden türetilmiş olup, tıpta tedaviye cevap vermeyen hastalıkların semptomlarını geçici ve yüzeysel çözümlerle hafifletmeye yönelik yaklaşımı ifade eder. Politikada ise, bu kavram, derin yapısal değişiklikler yerine geçici ve yüzeysel çözümler öneren yaklaşımlar için kullanılır. Byung-Chul Han, palyatif siyaseti toplumsal sorunların derin çözümü yerine, yüzeysel müdahalelerle üstünü örtme çabası olarak tanımlar.
Apolitik kelimesi ise, Yunanca a- (olmayan) ve politikós (politik) kelimelerinin birleşiminden türetilmiştir. Bu kavram, politikaya ilgisizliği ve kayıtsızlığı ifade eder. 19. yüzyıldan sonra bu terim, toplumların veya bireylerin politik sorumluluklardan kaçınmasını anlatmak için kullanılmıştır. Bu haftaki yazımızda; palyatif siyasetin tanımı ve apolitiklesmeye etkisi ve son bölümde palyatif siyaset ve muhalefet ilişkisine temas edeceğim.
Palyatif Siyaset
Palyatif siyaset, toplumsal sorunların kökenine inmeksizin, yüzeysel ve geçici çözümler öneren siyasi yapıyı tanımlamak için kullanılır. Örneğin, işsizlikle mücadele yerine kısa vadeli iş programları veya yardımlar sunarak halkın tepkisini yatıştırmayı hedefler. Ancak bu tür çözümler, halkı kısa vadede tatmin etse de uzun vadede derinleşen ekonomik ve sosyal sorunlara karşı etkisizdir. Bu da toplumda belirsizlik ve güvensizlik yaratır, toplumsal dayanışmayı ve güveni zayıflatır.
Palyatif siyasetin bir diğer önemli açmazı, siyasetin toplumsal sorunlara karşı oluşturduğu yüzeysel müdahale refleksi dolayısıyla toplumda ekonomik endişelere sebep olur ve bu durum bireylerin devlete olan ekonomik bağımlılığını artırır. Sürekli sosyal yardımlar veya sübvansiyonlar ile toplum fonlanır ya da toplumsal talep bu yönde gelişir. Haliyle bu durum bireylerin girişimcilik ve öz güvenini zayıflatır. Bununla birlikte palyatif siyaset, toplumsal sorunları yüzeysel olarak ele alarak, toplumun siyasetle olan bağını zayıflatır ve apolitik bir tutumun güçlenmesine neden olur. Bu durum, derinleşen sorunlara karşı toplumda umutsuzluk yaratır ve bireylerin siyasal karar alma mekanizmalarından uzaklaşmasına etki eder. Diğer bir ifadeyle toplumu apolitize eder.
Palyatif Siyaset ve Apolitikleşme
Palyatif siyaset, toplumu apolitikleştirerek katılımı ve eleştirel düşünceyi azaltır. Geçici çözümlerle halk, siyasi süreçlerden uzaklaştırılır ve “değişim burada mümkün değil” düşüncesi güçlenir. Genel Seçimlere yıllara göre (2009: %81 | 2013: %69,61 | 2018: %66,18 | 2022: %58,23) katılım oranlarının her yıl giderek düşmüş olması toplumun siyasete olan güvenine verilebilecek en iyi apolitik bir cevaptır. Toplumun apolitik tavır sergilemesinin en önemli sebeplerinden biri seçimlere yapılan ve ülke içinde tartışma konusu olan dış müdahalelerdir.
Palyatif siyaset toplumsal sorunlara yüzeysel müdahaleler yapar, bu da toplumun edilgenleşmesine yol açar. Bu yapının içinde siyaset, bir hizmet sektörü gibi görülür ve etik ya da ideolojik değerler göz ardı edilir.
Bu süreçlerin sonunda yorgun ve apolitik bir toplum ortaya çıkar. Sürekli sorunlarla yüzleşen bireyler, çözümsüzlük karşısında mücadele etme enerjisini kaybederler. Umutsuzluk, insanların siyaseti kendi hayatlarından uzak bir alan olarak görmesine sebep olur. Toplumun yorgun ve apolitik durumu dolayısıyla meydanı boş bulan iktidar seçkinleri daha rahat hareket eder ve bu durum, iktidarın otoriter eğilimlerinin artmasına zemin hazırlar. Siyasal karar alma mekanizmalarına toplumun katılımı azaldıkça, kararlar tekelleşir ve alternatif düşünceler yok olur. Bu durum toplumsal hareketlenmeyi de engeller. Ayrıca, toplumun siyasete olan güvenini kaybetmesi ile birlikte değişim beklentisi de azalır. Palyatif siyaset, toplumu sadece apolitik hale getirmekle kalmaz; aynı zamanda bencil bireylerin oluşmasına da zemin hazırlar. Kolektif hareketin yerini alan bireysel çıkarlar toplumsal rabıtaları kopardığı gibi ben merkezli toplum görüntüsü yadsınamaz bir gerçektir. Bu süreçte bireysel çıkarlar savunulurken toplumsal sorumluluklar büyük oranda göz ardı edilir. Kayırmacılık ve adaletsizlikler derinleşir, zengin ile yoksul arasındaki uçurum daha belirgin hale gelir. Bireyler, devletin sunduğu geçici çözümlerle yetinerek kendi yaşamlarını sürdürmeye çalışırken, toplumsal dayanışma ve kolektif hareket etme azmi zayıflar. Yani denilebilir ki; kolektif bilinçten mahrum apolitik toplum, günün sonunda egoist ve bencil bir yapıya bürünmekle karşı karşıyadır. Palyatif siyasetin, yorgun ve apolitik bir topluma sebebiyet verdiği inkâr edilemez bir gerçektir.
Palyatif Muhalefet
Yazının başında palyatif siyasetin toplumsal sorunlara geçici bir rahatlama sağladığı ancak yapısal sorunları daha da derinleştirdiğini ifade etmiştim. Palyatif siyasetin bu etkisi ile oluşan buhran sadece iktidarı değil aynı zamanda muhalefeti de tesiri altına alabilme gücüne sahiptir. Yani denilebilir ki “palyatif siyaset” adeta bir zehir gibi toplumsal kurumları ve kurumsal işleyişi tesiri altına alabilecek Çernobil gücüne sahiptir. Bu etkinin tesirinde olan palyatif muhalefet toplumu harekete geçirecek güçten mahrumdur. Palyatif muhalefetin “İdeolojik esneklikten ve yenilikçi bir vizyondan” yoksunluğu en temel sorundur ve bu sorundan kaynaklı olarak muhalefet geniş halk kesimlerine hitap etmesi sınırlı olurken toplumun siyasete olan ilgisini de azaltmaktadır. Palyatif muhalefet, iktidarın söylemi içine hapsolmuş reaktif (tepkisel ve plansız) durumunu korur, proaktif (kontrollü ve planlı) bir eylem ortaya koyamaz. Palyatif muhalefet, geçmişin ideolojik kalıplarına sıkışmış bir yapıya bürünür, bu da toplumun değişim ihtiyacını göz ardı etmesi anlamına gelir. Diğer bir ifadeyle anakroniktir.[1] Haliyle böyle bir muhalefetin toplumsal değişimi netice vermesi alabildiğine zordur.
Palyatif muhalefetin toplumun apolitikleşmesine etkisi yadsınamaz. Lakin “palyatif muhalefet” değiştirilmesi mümkün olmayan bir kader değildir. Muhalefetin aksiyoner tavrı ile bu kısır döngünün değişmesi mümkündür. Bu durumu ülke muhalefetine indirgeyecek olursak muhalefet partileri ülkedeki palyatif siyasetin etkisini kıracak ve toplumdaki apolitik durumu ortadan kaldıracak eylem ve söylemler geliştirmesi imkan dahilindedir. Örnek verecek olursak; muhalefet partileri ideolojik esneklik gösterip “göçmenlerde federasyon farkındalığı” oluşturabilecek açılımlar yapması, palyatif siyasetin oluşturduğu apolitik durumu ortadan kaldırmaya sebep bir atılım olabilir. Bu konu “Göçmenlerde federasyon farkındalığı” ayrı bir yazının konusunu olarak ele almayı düşünüyorum. Sonuç olarak denilebilir ki muhalefet, apolitik toplumu dönüştürücü adımlarıyla ve kolektif bilincin hâkim olduğu birleşik siyasetin inşasıyla; palyatif siyasetin öldürücü gücünü kırması her zaman imkan dahilindedir.
Selçuk GENÇ.
[1] Eğer bir fikir, tutum veya yöntem çağdaş gerekliliklere yanıt vermekte başarısızsa ve geçmişte sıkışıp kalmışsa, ona "anakronik" diyebiliriz.