Biliyoruz ama konuşmuyoruz: 20 Kasım Çocuk Hakları Günü ve Cinsel Eğitim

Esasen mücadele gibi yaklaşılması gereken bir gün olan hem her zaman gözümüzün önünde hem de üzerine düşünmeyi ertelediğimiz çocuk haklarının gündeme geldiği günü geride bıraktık. Çocukların hak ihlallerini açıkça konuşmaktan kaçıyoruz belli ki. Peki hak ihlali ne demek? Mesela bir çocuğun ebeveyni veya güvenli olmayan bir kişi tarafından şiddete maruz kalması, cinsel istismara, işçi yapılması, okula aç gitmesi, oyun hakkının elinden alınması ya da “onun aklı kesmez” diyerek katılım hakkının elinden alınması olabilir mi?

Çocuk hakları, her çocuğun doğuştan sahip olduğu ve yaşamın her aşamasında korunması gereken değerlerdir. BM tarafınca 1989 yılında Çocuk hakları sözleşmesini kabul ederek 20 Kasım Dünya Çocuk hakları Günü olarak ilan etmiştir. Bu sözleşme ile birlikte çocukların bütünsel olarak gelişiminin sağlıklı olması amacıyla küresel olarak güvence altına alınmıştır. Bu sözleşme temelde, çocuğun yaşam, eğitim, oyun ve katılım hakkını barındırır. Sözleşmede çocuk hakları detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Ayrıca çocuğun istismar, ihmal, zorbalık ve sömürü gibi bütün kötü muamelelerden korunması hedeflenmiş.

Çocuklar bu haklara sahip olduklarını ne kadar biliyorlar? 

Bu soruyu kendi sınıfımda çocuklara sorduğumda annem, babam… bana playstation seti, akıllı saat, ayakkabı gibi yanıtları içeren örnekler verdiklerini fark ettim. Çocukların bunların birer gereksinim olduğunu bilmediklerini gözlemledim. 

Buna benzer deneyimler yaşamışsınızdır.

Yoğun bir şekilde hem yerel hem de küresel ölçekte çocuk hakları ihlallerinin gerçekleştiğine şahit oluyoruz, son dönemde konuşulan Narin örneğinde olduğu gibi bunun bir hak ihlali olduğunun hepimiz farkındayız. 

Ne yapabiliriz? 

Cinsel eğitime yer verebiliriz mesela.

Peki neden cinsel eğitim? 

Cinsel eğitim, çocuğun sağlıklı bir kimlik oluşturmasına, kendini korumasına, beden imajı, sağlıklı ilişkiler kurma gibi bütünsel gelişimini destekleyecek önemli konuları kapsar. Cinsel eğitim, çocuklara yönelik cinsel istismar, cinsel şiddet ve cinsiyet ayrımcılığı noktasında çocukları koruyacak ve bu durum ile mücadele etmek için önemli bir eğitimdir. 

Birçok meslek grubundan insanın çocuk hakları konusuna hassasiyetle yaklaştıklarını ancak   eylem noktasında eksik kaldıklarını gözlemledim.

Cinsel eğitimi uygulayamıyorum, programda yok, toplum buna hazır değil” bu ifadeler araştırma yaptığım sırada öğretmenlerin cinsel eğitim için kullandıkları ifadelerdi. Demek ki bu konuda bir eksiğimizin olduğunun farkındayız. 

Çocuklarla ilgili ihlallere şahit olduğumuz ve hareketsiz kaldığımız her bir gün bize sağlıksız bir toplum olarak geri dönüyor. Ve aslında her gün bu konuyu ele almamız gerekirken aksine kayıtsız kalıyoruz. En azından 20 Kasım gibi önemli tarihlerde haklar vurgulanmalı, cinsel eğitimi uygulama bu dönemde fırsat olarak görülmelidir.