Mağusa’da Limanın Turizme Katkısı Var Mı?
Mağusa limanı yıllardır bakımsız fakat artan iş hacmi ile adeta sefilleri oynuyor.
Bir zamanlar (1974 öncesi) adanın en görkemli ve en büyük iş hacmine sahip limanıyken şimdilerde barındırdığı fabrika ve hurdalıklarla beraber konteynerlerin üst üste yığıldığı, geri kalanın de nüfuslu şirketler tarafından işgal edildiği bir durumdadır.
Savaştan bu yana yarım asır yani tam tamına 50 yıl geçtiği halde Mağusa limanı halen askeri bir liman durumundadır. Güvenliğini askerin sağladığı bir limanın taşımacılık şirketlerinin cazibesi olmaktan uzak olduğu bir gerçek. Bugün Gümrük Birliği’ne dahil olan veya uluslararası taşımacılık ve turizm faaliyetlerinin içinde olan tüm limanların güvenlik sistemi standartları olan bir güvenlik sistemi tarafından yapılmaktadır. Yanı başımızda günde beş vakit örnek aldığımız ve tapındığımız Türkiye’de dahi limanlarda güvenlik sistemi, özelleştirilmiş olup bu güvenlik sisteminin içindedir. ISPS de denilen (International Ship and Port Facility Security Code) güvenlik sistemi standartları olan bir güvenlik sistemi olup limanın tüm güvenliğinden uluslararası standartlarda sorumlu olur. Uluslararası limanlara dahil olmanın belki de en önemli koşullarından biri budur.
Ayrıca kendini hiçbir teknik ve fiziki donanım açısından geliştiremeyen, konteyner vd yük taşımacılığı için gerekli alt ve üst yapıyı yapamayan Mağusa limanı bu haliyle aslında içine girenler bilir yaşayan bir enkaz durumunda olup büyük bir çöplüğü andırmaktadır.
Ayrıca 1974 sonrası Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ve Yunanistan’ın Mağusa ve kuzeyin diğer limanları için aldığı kararlar neticesinde Mağusa limanına uğrayan gemilerin Kıbrıs Cumhuriyeti ve Yunanistan limanlarına bir daha giremeyeceği gerçeği de Mağusa limanı üzerinde dolaylı bir kısıtlama anlamını taşımaktadır. Bu da dünyada son dönemde gelişen ve limanı olan kentlere büyük bir ekonomik katkı sağlayan cruise gemileriyle yapılan turizmin dışında kalmamız için yeterli bir neden sanırım. Akdeniz’in birçok limanına uğrayıp günü birlik 4-6 bin arası turisti o kente bırakan cruise turizminden şu anda özellikle Limasol büyük oranda faydalanmaktadır.
Mağusa – Mersin hattında çalışan geleneksel feribot seferlerinin ise turist taşımak ya da turizme katkı yapmak gibi gailesi yoktur. Varlığı ya da yokluğu belli olmayan Kıbrıs Türk Denizcilik İşletmesinin böyle bir hedefi de var mıdır diye herhangi bir kaynaktan bir şey görmedim, okumadım.
Bir liman kenti olup, denizden turist alamayan dünyanın ender kentlerinden bir olan Mağusa kenti için alt ve üst yapı noksanlığıyla ömrünü doldurmuştur. Yeni bir konumda modern, günün koşullarına uygun yapılacak bir limana ihtiyacı vardır ve elzemdir. Bu haliyle Mağusa’daki ticari limanın Yeni Erenköy’deki gibi sivilleştirilerek bir yat limanına dönüşme potansiyeli varken bunun 50 yıldır gerçeğe dönüşmemesi tam bir iradesizlik bir beceriksizlik örneğidir. Bugün güneyden her sahil kenti hatta tatil/sahil kasabasının dahi yat limanı vardır. Olmayanlar projelendirilmeye başlanmıştır. Görünen o ki doğal bir yat limanı olma özelliği taşıyan ve tarihi suriçi kentine yürüme mesafesinde bir limanı olan Mağusa’da turizmi patlatacak olan bu hamleyi göremeyen bir yapıda yaşamaya uzun yıllar daha devam edeceğiz.