Liberal Demokrasi Hareketi (LDH), Hak ve Özgürlük Platformu’nun Bekirpaşa Lisesi önünde yaptığı açıklamalara tepki gösterdi.
LDH, Hak ve Özgürlük Platformu tarafından ifade edilen "Beğenmiyorsanız Güney’e gidin” söyleminin toplumsal birlikteliğe zarar verdiğini vurgulayarak, farklı düşünen bireylerin dışlanmasının kabul edilemez olduğunu belirtti.
Hareket, demokratik bir toplumun temelinin çoğulculuk ve hoşgörü olduğunu hatırlatarak, baskıcı ve ayrıştırıcı söylemlerin karşısında durduklarını ifade etti.
Açıklamanın tam metni şöyle:
"Bir kez daha 'beğenmiyorsanız Güney’e gidin' diyen bir ses yükseldi bu ülkede. Mustafa Tıngır’ın Bekirpaşa Lisesi önünde yaptığı açıklamalar, yalnızca siyasal bir öfke değil, aynı zamanda bu toplumun birlikte yaşama iradesine yönelik ciddi bir tehdittir. Düşünceye, itiraza ve farklılığa tahammülsüz bir anlayışın, insanlara yol göstermeye, kapı göstermeye çalışması kabul edilemez. Kusura bakmayın ama gitmiyoruz.
Biz bu ülkeyi seviyoruz. Bu ülkenin insanlarını, çocuklarını, öğretmenlerini, emeğiyle var olan herkesi seviyoruz. O yüzden buradayız. Fikrimizle, emeğimizle, kararlılığımızla buradayız. Sendika üyelerini “ahlaksız”, öğretmenleri “vandal” ilan etmek ve tutuklanmalarını istemek, demokratik bir toplumda yeri olmayan bir anlayıştır. Hak arayanları düşmanlaştırmak, sadece korkuya seslenir; halkın vicdanına değil.
Bizim için özgürlük, sadece kendimize değil, herkes için geçerlidir. Bu ülkede kimsenin yaşam tarzına, düşüncesine, inancına ya da inançsızlığına müdahale edilmesini kabul etmiyoruz. Okul kapısında baskı nedeniyle mağdur edilen bir öğrenciye de, düşüncesini ifade ettiği için hedef gösterilen bir öğretmene de aynı kararlılıkla sahip çıkıyoruz. Çünkü adalet, taraf seçmez. Vicdan, hesap yapmaz.
Bugün bize “git” diyenler, yarın kendi gibi olmayan herkesi susturmaya çalışacak. Buna izin veremeyiz. Öğretmenleri, öğrencileri, aileleri birbirine düşman ederek değil; farklılıklarımızla bir arada yaşayabileceğimiz bir toplum inşa ederek bu ülkeyi daha iyi bir yere taşıyabiliriz. Kutuplaşma değil, ortak akıl istiyoruz. Baskı değil, diyalog. Öfke değil, çözüm.
Çocuklarımızı birbirine düşman etmeyeceğiz. Sorunları birbirimizi suçlayarak değil, birlikte konuşarak çözeceğiz. Bu ülkeyi birlikte inşa edecek ve burada birlikte, eşitçe, özgürce yaşayacağız"
