Kültürel Mirasımız Kamusal Amaçlı Kullanılmalıdır
Mağusa kültürel mirasımızın çok yoğun olarak bulunduğu bir Ortaçağ kentidir.
Yaşadığımız kent dünyada eşi benzeri çok az olan bir açık müzedir.
Birçok anıtsal esere sahip kentimizde kültürel mirasımızın doğru ve uygun şekillerde kullanılması çok önemlidir. Restore ve renove edilip kapalı tutulan, veya atıl bırakılıp hiç dokunulmayan ya da özel şahıslara hiçbir proje olmadan devredilen bir çok eski ve anıtsal eserimiz vardır.
Evet bu anıtsal yapıların kapalı tutulması en kötü seçenektir.
Fakat ondan da daha kötüsü bu yapıların kendilerine zarar verecek şekilde ve keyfi olarak açılıp kullanılmasıdır. Bu yapıların dinamiğini/statiğini bozacak, içine emici/kör kuyular açılarak temellerinin zarar görmesine neden olacak ve ıslak hacimler yaratarak sözde canlandırma adına “eşe dosta” peşkeş çekilmesi ise tamamen yanlıştır.
Mağusa Suriçinde bu şekilde özel şahıslara dağıtılan eski eserler veya kamusal alanlar ayni zamanda buraları alanlar için “hava parasına” elden çıkarmak kaydıyla ayrıca bir gelir kaynağı da olmaktadır.
Peki bu anıtsal yapılar nelerdir ve nasıl kullanılmalıdırlar?
Surların ve burçların içinde kalenin savunma sisteminin de önemli bir parçası olan mazgallar, kiliseler, şapeller, hamamlar, listelenmiş taş yapılar (Şömineli Ev, Venedik Evi, Eski Polis Binası) gibi yapılar bunların başlıcalarıdır.
Bir kısmı kapalıdır, bir kısmı ise özel şahısların elinde kapalıdır veya yapılara zarar verecek şekilde ıslak zeminlerde ve yüksek desibelde müzik yapılan yerlerdir. Bir diğer kısmı da devlete ait kurumlarda bakımsız ve işlevsiz bir şekilde adeta işgal altındadır.
Kentimize her gün gelen yaklaşın bin kadar turist ve yerli halkın tarihi dokuyu, kentin değerlerini, surların savunma sistemini ve tarihçesini öğreneceği bu mekanların hiçbiri (evet hiçbiri) bir kültür sanat galerisi, sergi salonu veya bir başka şekilde kültürel ve sanatsal çalışmalara ev sahipliği yapmıyor. Eğer atıl ve bakımsız kalan hiçbir şekilde güncelleştirilmemiş Canbulat Müzesi’ni saymazsanız Mağusa’da büyük bir kültürel miras ya işlevsiz ya da yapılara zarar verecek şekilde keyfi düzenlemelerle bir rant aracı olarak birkaç ayrıcalıklı kişinin elinde bulunmaktadır.
Ne yapılmalıdır?
Öncelikle buralarının adına “hava parası” denilen ve bazı kişilerin gelir kapısına dönüşen bu olguya dur denmeli ve el değiştirmelerin önüne geçilmelidir. Tarihsel ve anıtsal değeri olan eserlere zarar verecek şekilde kullanılmaları engellenmelidir.
Tüm anıtsal yapılar gerçek fonksiyonları dahilinde kullanılamayacaksa mutlaka kamusal amaçlı kullanılmalıdır. Oralarda yüzyıllarca öncesinden yaşanmışlıkları tekrardan gündeme getirecek bir fonksiyon verilebilirse bu niye olmasın? Yüzyıllar öncesinde yapılan bir “Osmanlı Hamamı” niye tekrardan hamam fonksiyonları çerçevesinde restore edilip ziyaretçilere/veya kullanıcılara açılmasın? Devasa bir dinsel yapı/klise eğer cemaatı kalmamışsa niye sanat galerisi olmasın? Cemaatı varsa niye inanç turizminin bir parçası olmasın? Bir mazgal ki savaş mimarisinin en önemli kesitidir orada yatan tarihi canlandıracak bir sergi salonuna niye dönüştürülmesin?
Bu ve buna benzer sorulara doğru cevaplar bulamazsak, büyük bir kültürel mirasa sahip Mağusa’nın rekabet üstü değeri olan kültürel mirasının heba olması kaçınılmazdır.