Mimaride kapılar çok önemlidir. Belki de bir mekanla tanıştığınız veya o mekana ilk adımınızı attığınız yer kapı girişleridir.


Geçmişte adamızda köy evlerinde ki birçoğu kerpiç evlerdi giriş kapıları insan boyu kadardı. Bunu bu konuda çalışan arkadaşlara sorduğumuzda o mekana saygı gösterilmesi noktasında bir açıklama getirmişlerdi. İnsanın kapıdan adımını içeri attığı anda az da eğilmesi o mekana ve içerde yaşayanlara bir saygı gereğiymiş.


Ve Kıbrıs evlerinin geçmiş yüzyılda yapılan kapılarına bakın. Her biri birer sanat eseridir. Ev harabeye dönecek olsa kapılar dimdik ayaktadır ve heybetiyle yoldan geçenleri selamlamaktadır.


Ya kale kapıları…
Kaleleri ve kale kentlerini dolaştığınızda mutlaka önce bir kapıdan geçersiniz. Bu geçtiğiniz kapı o içine gireceğiniz kalenin hakkında elde ettiğiniz ilk izlenimdir. Oradan geçerken hissedeceklerinizle o muhteşem yapıya ya hayranlık duyarsınız ya da olumsuz bir izlenimle kaleye girersiniz.


Ortaçağa damgasını vuran kaleleri gezdiğimizde hep bu düşünceler beynimizde dolaştı durdu.


Fransa’nın en çok turist alan kalesi Le Mont St Michel’dir. Gel git hareketlerinin olduğu Fransa’nın kuzey batısında yer alan kale günde yaklaşık 36 bin ziyaretçi almaktadır. Her bir ziyaretçi resimde paylaştığımız zincirli ahşap kapıdan içeri girmektedir. Ve bu kapıdan içeri giren herkes kendini Ortaçağ’da yaşarmış gibi hissetmektedir.

Whatsapp Görsel 2024 07 17 Saat 22.14.16 420B71Fa

Le Mont St Michel Kalesi / Fransa


Mdina kenti Malta adasının önemli bir kale kentidir. Malta’ya uğrayan her turistin mutlaka uğradığı bir yerdir. Girişte aynen Mağusa’da bizim kaleye girişteki gibi bir köprüden geçip Mdina kalesine girersiniz. Köprü bir sanat eseridir. Ve kaleye ilk adımınızı atacağınızı atacağınız yer olan giriş kapısı sizi hayranlık içinde bırakmaktadır.

Whatsapp Görsel 2024 07 17 Saat 22.14.16 B2D509B5

Mdina Kalesi /Malta


Ve Kıbrıs’ın surları ve hendekleriyle en iyi korunmuş kale kenti Mağusa... Surlar içinde bu günlerde büyük bir temizlik, bakım onarım çalışmaları olsa da kalenin iki giriş kapısı da atıl durumdadır. Kara Kapısı (Land Gate) her gün yüzlerce insanın giriş yaptığı orijinal iki kapısından biridir. Durumu içler acısıdır. Osmanlı adayı aldıktan sonra ahşap köprünün yanına şu andaki taş köprüyü yapıp kaleye girişleri kolaylaştırmıştır. Bugüne kadar ciddi bir restorasyondan geçti mi bilmiyoruz. Cephesi Perşembe pazarı gibi telefon ve elektrik telleri, içinden ne geçtiği belli olmayan atık su boruları ve kablolarla doludur. Taşları dökülmekte, aydınlatma apliği ise pas içinde varlığı yokluğu belli olmadan girişte durmaktadır. Tüm bunların düzeltilmesi, elektrik ve telefon kabloların yer altına indirilip, Kara Kapısı’nın elden geçmesi için Mağusa Belediyesi’nin imar ekipleri uzun süredir çalışma yürütüyor. İlgili makamlarla gerekli temasları tamamlayıp bugünlerde çalışma başlatılacağına dair bilgiler bizlere ulaştı. Israrla takipçisi olmaya, yazıp çizmeye devam edeceğiz.


Diğer bir orijinal kapı Deniz Kapısı’nın (Sea Gate) ise üzerinden yıllar önce ahşap kapısı sökülmüş, henüz yerine konmamıştır. İçerisi de atıl halde iken son aylarda bir çalışma başlatıldığını gördük. Bugünlerde içerisinde bir restorasyon çalışması yapılmaktadır. Turizm Bakanlığınca yürütülen bu çalışmanın da bir an önce sonlandırılmasını bekliyoruz.
            ***
Sonuç olarak birçok ülkede tarihi kale kapıları günümüze ulaşmış ve restorasyon çalışmalarıyla korunmuş durumdadır. Bu kapılar, tarihsel ve kültürel mirasın korunması açısından önemlidir. Kale kapıları, yalnızca askeri strateji açısından değil, aynı zamanda mimari ve kültürel açıdan da büyük bir öneme sahiptir. Bu kapılar, geçmişin mühendislik ve tasarım becerilerini günümüze taşıyan önemli yapılar olarak kabul edilir.


Bizdeki durum: Ana giriş kapısındaki köprüyü geçip Mağusa’ya gelen yerli ve yabancı insanların ve turistlerin kentle ilgili ilk izlenimleri, içeride ne yaparsanız yapın koskoca bir hayal kırıklığıdır. Bu hayal kırıklığının bir an önce sonlandırılmasını bekliyoruz.