Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılım önemlidir
Kıbrıs’ta henüz bütünlüklü bir çözüm olmadığı halde tüm adanın Avrupa Birliği toprağı olduğu ve Kıbrıslıların da Avrupa yurttaşı olduğundan bugüne 20 yıl geçti.
Gönül arzu ederdi ki Kıbrıs federal bir çözümle beraber adanın tümü Avrupa Birliği’nin muktesabatının uygulandığı bir ülke olsundu. Tüm sorunlarını çözmüş, demografik alt üst oluşlara sünger çekmiş, siyasi istikrarsızlıktan kurtulmuş bir ülke olalımdı. Olmadı.
Buna rağmen Avrupa yurttaşıyız. Ada tümüyle Avrupa Birliği sınırları içinde yer almaktadır.
Ve 5 yıl önce aramızdan biri çok değerli bir akademisyen, Kıbrıs’ta çözümsüzlüğün tüm sıkıntılarını yaşamış, adada yaşanan milliyetçi hezeyanları akademik verilerle inceleyip onlarca kitap yazmış, konferanslar vermiş, makaleler yayınlamış Niyazi Kızılyürek oylarımızla Avrupa Parlamenteri seçilmiştir.
Avrupa Parlamenteri Niyazi Kızılyürek 5 yılda neler yaptı? Neleri gündeme getirdi?
Seçildiği günlerin hemen ertesinde tüm dünyayı etkisi altına alan ve adada geçiş noktalarının tekrardan kapanmasına yol açan pandemiyi yaşadık. Bu pandemi sürecinde en çok aşı ve ilaç tedarikinde sorunlar yaşadık. Bilhassa Avrupa menşeli aşıların dengeli olarak kuzeye de aktarılması, Kıbrıslı Türklerin de hızla aşılanması konusunda büyük bir çaba göstermiştir.
Pandemi sürecinin bitmesi ile beraber üzerinde yıllardır iki tarafın itişip kakışmasından dolayı bir türlü doğru zemine oturtulmayan ve adamızla özdeşleşmiş (belki dünyaca bilinen yegane yerli ürünümüz) hellimin coğrafi tescili ile beraber Avrupa pazarına girmesinin önünün açılmasında başrolü oynadı.
Adada çözümsüzlüğün en büyük sıkıntısını yaşayan, bu adada doğup, büyümüş fakat “Karma Evlilik” gibi absürt bir noktaya takılan binlerce adalı gencimizin yurttaşlık sorununu Avrupa Parlamentosu ve ilgili komitelerde dile getirdi. Yaptığı panellerde Kıbrıslı Rumların en önemli hukukçularını getirip bu durumun ne kadar hukuk dışı olduğunu Kıbrıslı Rum hukukçular tarafından telaffuzunu sağladı. Bu konuda nasıl mücadele edilebileceğini yollarını aradı.
Parlamentonun Eğitim Komitesinde olduğundan ERASMUS Projesini gündeme getirdi. Erasmus+ (Erasmus Plus), üniversite ve master (yüksek lisans) öğrencilerinin ve eğitim görevlilerinin eğitimlerine yurt dışındaki bir üniversitede devam etmelerini sağlamaları ve yeni iş olanakları elde edebilmeleri amacıyla kurulmuş bir sistemdir. Bu programdan Kıbrıslı Türk üniversite öğrencilerinin de yararlanması konusunda girişimler başlattı.
Bu arada 16-19 yaş arasındaki gençler (karma evlilikten olup olmadığına bakılmaksızın) United World Collages(UWC) programına katılırken onları Brüksel’de Avrupa Parlamentosu’na davet etti. AB’nin kurumlarıyla tanıştırdı. Bu program eğitimi, barışı ve sürdürülebilir bir gelecek için insanları, milletleri, kültürler birleştiren bir güç haline getirmeyi hedefleyen küresel bir eğitim hareketedir.
Kıbrıs’ta gerek sivil toplum gerekse iş dünyasında faaliyet gösteren kişileri (pandemi sürecine rağmen) Avrupa Parlamentosu’na davet etti. 5 yılda (araya pandemi girmesine rağmen) yaklaşık 200 kişinin Avrupa Parlamentosunda temas etmesine, panellerde konuşmasına veya katılmasına ön ayak oldu.
Kıbrıs’ta adanın kuzeyinden güneyine tek yönlü ticaret için 2004 yılındaki referandumdan sonra hayata geçirilen ve sadece belli ürünlerin geçişlerine olanak sağlayan “Yeşil Hat Tüzüğünün” genişletilmesini sağladı. Bu tüzük çerçevesinde yıllık ticaret hacmi yılda 16 milyon euroya yükseldi.
İşte tam da bu nedenlerden dolayı AB’de haklarımızı savunmak için birer AB yurttaşı olarak Haziran seçimlerine katılmalıyız. Ve bu seçimlerde tekrardan kazanmaya en yakın aday Niyazi Kızılyürek’te oylarımız birleştirmeliyiz.