Herkese merhabalar,
Bugünün konusu kendimizin mutluluğu olsun istedim.
Kendimizi mutlu, huzurlu, iyi hissetmek için neler yapıyoruz? Bir gözden geçirelim istiyorum. Gözden geçirirken cümlelerimizin arasına “ama,fakat,lakin” gibi bağlaçlar koymayalım. Örneğin “kendimi mutlu etmek istiyorum ama bu yoğunlukta fırsat bulamıyorum” demeyelim. “Gerçekten kendiniz için bugün ne yaptınız veya ne yapacaksınız?” bir düşünelim. Eğer düşünmemişseniz bugün kendimizi mutlu edebilmek için bir şey yapalım. Ne olduğunun bir önemi yok önemli olan yaptığımız şeyin bize iyi gelmesi. Bize iyi gelen şeyleri de bizden iyi bilebilecek birisi yoktur. Ancak ne yazık ki elalemden kafamızı çevirip bir türlü kendi içimize dönemiyoruz. “Elalem ne der?” telaşından bir türlü kopamıyoruz. Kendi isteklerimizden çok elalemin isteğine kulak veriyoruz. O yüzden sürekli mutsuz, huzursuz ve içimizde bir şeyleri kötü hissediyoruz. 24 saatlik gün içerisinde en az 10 dakika bile kendimiz için bir şey yapsak etkisini bir süre sonra göreceğimizden eminim. “Kendim için napabilirm?” sorusuna yönelik ise bir sürü cevaplar sıralayabiliriz. Ancak bu sorunun en güzel cevabı bizde saklı. Ara sıra bireysel olarak içimize dönmenin faydaları olduğunu söyleyebiliriz. Kendi içimizde mutlu, huzurlu ve rahat hissetmeliyiz ki bu bizim hayatımıza, çevremize yansısın. Elbette zaman zaman hayatın getirdiği zorluklar, üzüntüler, sıkıntılar olmuştur olacaktır da ancak burada önemli olan bu sıkıntıların ve üzüntülerin bizim geri kalan hayatımız üzerindeki etkisidir. Hayatımızın geri kalanında sıkıntılar, üzüntüler olmayacak diye bir garanti veremeyiz. Onların da hayatın bir parçası olduğunu kabul etmeli ve yolumuza öyle devam etmeliyiz. Kendimiz için bir şeyler yapıp mutlu hissedebilmek için elalemin bize dayattığı mutlu olma kriterlerinden uzaklaşmalıyız.
Ne yazık ki toplumda “Normal” olarak nitelenen birçok durum söz konusu. En ufak bir farklılıkta “Normal olmayan” damgasını yapıştırıyoruz. Neye göre normal, kime göre normal? Daha da önemlisi “Normal ne demek?” şeklinde ele alırsak. Herkesin normal kavramına yönelik tanımının kendisine özgü olduğunu görürüz. Başkalarının normallerine ayak uydurmak yerine kendi normalimizden uzaklaşmamak, kendi özümüzden uzaklaşmamak durumunun daha önemli ve kıymetli olduğunu söylemeliyiz. Toplum baskısı ile kendimiz olmaktan uzaklaştığımız da kazandığımızı zannederken bir anda kaybettiğimizi anlayacağız. Bu uzaklaşma kendimiz için bir şeyler yapmayı engellemektedir. Elalem için değil kendimiz için yaşayalım. Tabi ki kendimiz için yaşayalım derken bencil olmaktan bahsetmiyoruz. Kendimiz olalım, özümüzü kaybetmeyelim, kendimize vakit ayıralım, kendimiz için bir şey yapalım.
ELALEM DEĞİL BİZ MUTLU OLMALIYIZ !
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Hoş çakalın, sağlıcakla kalın…
Psikolog Sevdenur Yıldırım