Berlin’in Kültür Politikaları ve Yönetim Modeli
Berlin’in Kültür Politikaları ve Yönetim Modeli
Berlin, milenyumun başında göreceli olarak düşük kiraları ve yaşam koşulları nedeniyle sanatçıların akın ettiği bir şehir haline gelmişti. Bu durumun sonucunda kültür ve sanat üreten yaratıcı endüstriler oluşmuştur. Bunun da kent ekonomisine yansımasıyla Berlin, 'Yaratıcı Şehir' olarak pazarlanmaya başlanmıştır. Bu pazarlama anlayışı ile birlikte, kültür politikaları da ekonomik kalkınma adı altında şekillenmeye başlamıştır. Tabii ki bütçe oluşturma konusunda sorunlar yaşanmaktadır. Ancak, kültür politikalarından sorumlu birçok yetkili paydaşın olması sayesinde bu sorunlar kilitlenmeden çözülebilmektedir. Bu yetkililerin ana çalışma alanları, bütçe kesintileri ve mali kısıtlamalarla mücadele etmek, sanat ve kültür altyapısını konsolide etmeye odaklanmak ve çözümler üretmek için stratejiler geliştirmektir. Berlin’de kültür politikaları, geniş bir katılımcı anlayış ile şekillenirken esas olarak üç düzeyde/ölçekte oluşturulmaktadır: Mahalle, Senato ve Federal Hükümet.
Mahalle Düzeyi
Berlin’in on iki mahallesi, yerel özerklik ilkesine göre çalışır; ancak mali kaynaklarını Senato’dan alır. Bu mahalleler; bölgelerine kütüphaneler, müzik okulları, sanat galerileri gibi temel kültürel altyapıyı sağlamakla sorumludur. Bu ölçekte geliştirilen projeler, bölgedeki belirli sosyal veya etnik gruplara destek vermek, yerel tarih çalışmalarını artırmak ve sivil katılımı teşvik etmek gibi amaçlara yöneliktir. Mahallelerin kültürel politika yaklaşımı, yaşam kalitesini artırmak, bölgeleri ve Berlin’le sosyal uyum sağlamasına ve eşit fırsatlardan yararlanmalarına destek vermektir. Bu anlamda kentle aidiyat kurma açısından önemli görevleri yerine getirmektedir.
Senato Düzeyi
2006 seçimlerinden sonra, Berlin’de kültürel işler Senato yerine doğrudan belediye başkanlığına entegre edilmiştir ve Belediye Başkanı aynı zamanda Kültürel İşlerden Sorumlu Senatör olarak da görev yapmaktadır. Senato, Berlin’in kültür politikasının genel hedeflerini belirleyen stratejik bir düzeydir. Büyük müzeler, tiyatrolar, opera evleri gibi “kültürel kuleler” olarak adlandırılan kuruluşları sürdürülebilir bir şekilde finanse etmektedir. 2000’li yıllardan bugüne kadar Berlin'in kültürel politika gündeminin ana hedefleri arasında, kültürel ve sanatsal üretimde mükemmeliyeti desteklemek, kültürel etkinliklere katılımı artırmak ve herkesin ulaşabileceği yaklaşımları geliştirmek yer almaktadır.
Federal Hükümet Düzeyi
1999'da federal hükümet ile Berlin arasında bir "başkent kültür anlaşması" kabul edilmiştir. Bu bağlamda Alman Federal Hükümeti, Berlin'in başkent statüsünden kaynaklanan kültürle ilgili sorumluluklarını desteklemektedir. Ayrıca, Federal Hükümet, Berlin'in uluslararası etki yaratan kültürel ve sanatsal projelerini; kültür ve sanat alanında kente etki edecek büyük yenileme projelerini desteklemektedir. Kısacası, Federal Hükümetin kültür politikası şu alanlarda yoğunlaşmaktadır: sanat ve kültürün gelişimi için düzenleyici bir çerçeve oluşturma, devlete ait kültürel kurumları ve projeleri teşvik etme, kültürel mirası koruma, tarihsel farkındalığı teşvik etme ve Berlin'i başkent olarak tanıtma…
Berlin'in Kültürel Politikalarında Karşılaşılan Zorluklar ve Çözümleri
Berlin’in kültür politikası, büyük gayrimenkul yatırımları, kamu mülklerinin satışı ve yüksek göç nedeniyle artan yaşam maliyetleri gibi zorluklarla karşı karşıyadır. Bu durum, bağımsız ve bireysel sanat üretimlerini olumsuz etkilemektedir. Kültürel politikalar maalesef zaman zaman federal bakanlıklar tarafından kabul edilen farklı önceliklerle çakışmaktadır. Kamu yararına yönelik tartışmalar ve kararlar daha yüksek sosyo-ekonomik statüye sahip gruplara odaklanmakta, bu durum şehirdeki kültürel uçurumu derinleştirmektedir. Ancak bir gerçek vardır ki, çatışma olsa da kültür konusunda oturmuş güçlü bir politikanın ve yönetimin olması, sorunların çözülmesine ve tarih, kültür, sanat konusundaki üretimin sürekli gelişmesine katkı sağlamaktadır.
Kaynaklar: