AB Parlamentosu Seçimleri İçin Haydi Sandığa !
Kıbrıslı Türkler yıllardır bir keşmekeşin içinde, kendilerine dayatılan kurulu düzenin esiri halinde yaşıyorlar.
Bu durumdan herkes şikayetçi olsa da bazılarımız harekete geçip bişeyler yapmayı, bazılarımız ise 'bizden bişey olmaz' demeyi ve teslimiyetçi davranmayı tercih ediyor.
Oysa ki yıllar içinde kendine lider kisvesi altında Kıbrıslı Türklerin övgüvenine saldıranlar ve bizim gerçekte hiç birşeyi başaramayacağımızı toplum belleğine aşılayanlar sayesinde oldu bu teslimiyetçi tavır...
Bu toplum barış iradesini Annan Planı döneminde 'evet' diyerek ortaya koydu, büyük ve tarihi bir mücadele örneği göstererek hem de.
Üstelik tüm farklılıkları, ayrılıkları bir kenara koyarak başarık.
Evet, günün sonunda hedeflediğimiz barış gelmedi, Annan Planı kabul edilmedi ama, bugünün kör milliyetçilerinin bile kullandığı birçok adım bu 'evet' sonrasında geldi.
Taşınmaz Mal Komisyonu, Kayıp Şahıslarla ilgili komitenin daha aktif hale gelmesi, toplumlararası diyaloğun artması, Kıbrıslı gençleri bir birine daha fazla yakınlaştıran projeler, AB'nin desteğiyle STÖ'lerin güçlendirilmesi vb...
Bugün Kıbrıslı Türkler geçmişte sahip çıktıkları 'barış iradesi'ni, başları dik, bugün daha ileriye taşımak zorundalar.
Çünkü Ankara'nın siyasetine mahkum edilmiş bir geleceği kabul edemeyiz.
Çünkü siyasetten ve seçimlerden dışlanan Kıbrıslı Türklerin gidecek başka yurdu yoktur.
Çünkü atanmışlar, valiler ve vasiler tarafından yönetilmemeliyiz.
Çünkü tüm bunları önlemek için hâlen elimizde mücadele alanları vardır, onlara mutlaka daha sıkı sarılmalı ve sahip çıkmalıyız.
Bunlardan biri de 9 Haziran Pazar günü düzenlenecek olan AB Parlamentosu seçimlerdir.
Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı olan Kıbrıslı Türkler sandığa gitmeli ve iradelerine, gelecek inşaası için darmaduman edilmiş, parsel parsel satılmış, mafyanın, kara paranın ve Ankara politikalarının arka bahçesi haline getirilmiş yurtlarına sahip çıkmalılar.
Bu seçimde (ve elbette bundan sonraki seçimlerde de) Kıbrıslı Türk adaylarımızı desteklemenin ne kadar önemli olduğunun farkına varmalıyız.
Halihazırda AB Parlamentosu içerisinde görev ifa eden ve geçtiğimiz seçimde ilk kez seçilen Prof.Dr.Niyazi Kızılyürek ve artık Kıbrıs Cumhuriyeti içinde kendisini genç kuşağın temsilcisi olarak gördüğüm sevgili dostum Hulusi Kilim de adaylar arasında.
Hulusi Kilim yeni kurulan ve kendisine açıkça 'iki toplumlu parti' diyen Volt Partisi'nin adayı. ELAM gibi faşist bir partinin de hedefinde üstelik, onlardan daha iyi Yunanca konuştuğu için olsa gerek (!) ELAM bu seçimde Volt adaylarının karşısına çıkmayacağını (çıkamayacağını) açıklamış. Düşünün artık ne noktadayız!
Hulusi oldukça donanımlı bir arkadaş ve gelecekte de Kıbrıslı Türklerin sesinin daha çok duyulması için çaba göstereceğine inanıyorum. Volt'u da bu vesile ile daha yakından takip edeceğiz...
Velhasıl kelam, sandığa gidelim ve bu kurulu düzene verilebilecek en iyi cevabı verelim.
Kıbrıs Cumhuriyeti'nden kaynaklanan haklarımıza ve AB vatandaşı olarak irademize sahip çıkalım !