Şehitlik Nişanı ve Özür Dileriz Arif...

Şehitlik nişanı verilen küçük çocuk bedenleri, dua eden devlet büyükleri,

bir şehrin gözyaşlarıyla boğulması, duruşmalar ve ailelerin acıdan, kederden yakarışları, hâlen, hâlen...

Devam ediyor biliyor musunuz?

*

Kıbrısın Sesi olarak Altak ailesinin yaşadıklarını paylaşıyoruz haftalardır.

Ailenin büyük kızının okul birincisi olma başarısını paylaştık örneğin.

Çünkü tüm o acı içerisinde Meliha'nın başarısı gerçekten ayakta alkışlanmalıydı.

Ama..

Öte taraftan bir buçuk yılı aşkın bir süredir anne-babaya bu düzenin çektirdikleri vardı.

Elimizden geldiği kadar ailenin yaşadığı sıkıntıları da gündeme taşımaya çalıştık.

*

Kurulu düzen isterse tutuklar cezaevine atar, isterse anında yaka paça sınırdışı eder,

Canı ne çekiyorsa siyasilerin ve bürokratların, onların yapması için kurulmuştur çünkü bu düzen.

İçinde ne adalet vardır, ne insanlığın değerleri, ne de vicdan !

Yoksa bunlar olsa, bu aile, iki öğretmen bunları yaşar mıydı?

Ve tabi artık 18 yaşını geçen Meliha da...

Çünkü artık ona da, bu kurulu düzen ikamet izni sorunu yaşatıyor.

*

Bu aile, bu topraklara çocuklarını gömdü.

Gözyaşlarını aylardır buraya akıtıyor.

Ve 6 ay cezaevine gönderildikleri, oradayken evlatlarını depremde kaybetmeleri, cenazesini almaya gidememeleri, diğer ailelerin katıldığı adalet arayışıyla Adıyaman'daki duruşmalara katılamamaları bir yana,

halen cezaya düştükleri için bu düzen kendilerinden para cezası istiyor !

Konu para cezası da değil üstelik, bir şekilde bulunur ödenir, ama sonrası?

Aylardır tutulan sözler boşa çıkıyor.

Aylardır bekletilen 'ha bugün çözeceğiz, ha yarın çözeceğiz' diyenlerin yarattığı umut...

*

Bu memlekette bu ailenin içtiği ACI kadar daha önemli hangi gündem maddemiz olabilir ?

Simon'un güneyde tutuklanmasına mı üzüldünüz?

Yoksa herkesin bildiği rüşvet çarkının birkaç damarının ortaya çıkmasına mı?

Juju'nın magazini mi, kelepçelenmeden çifte standart muamele görmesi mi?

Belki de sıcaklar perişan ediyordur bizi?

Bu kokuşmuş düzende içimizde biraz insanlık kalmadıysa artık...

*

Şehitlik nişanı verdiğiniz çocuğun, küçük Arif'in ailesi SİZİN yüzünüzden hâlen acı içiyor.

Sahiden, çalışma izni olmayan ailenin yaklaşık iki yıldır nasıl geçindiğine dair haberimiz var mı?

Bakanlar Kurulu'nu toplayıp iki cümle yazamadığınız, idari bir kararla bu ailenin sorununu çözme becerisini gösteremediğiniz için !

İşinize gelse Emrullah için, Juju için çalışırsınız, ne idüğü belirsiz kişilere vatandaşlık vermek için buluşursunuz.

Bu memlekete 1 gram faydası dokunmamışlar için jet hızıyla karar alırsınız, 1 gün sosyal güvenlik yatırımı olmayanları başımıza getirirsiniz...

*

Biraz vicdanınız olsa, sorgularsınız ey yetkililer...

Çünkü taş olsa çatlar, vicdan olsa kanar !

Sahi, umurunuzda mı?

Memlekete soralım şimdi de:

İnsanlık namına, bu ailenin sesini duyan var mı?

Ya da Mehmet Arif'e, ailesine sahip çıkamadığımız için...

o kaybettiğimiz çocuğumuza kocaman bir özür borcumuz?