Sivil darbeciler
Biz toplum olarak bu günlere kolay gelmedik.
Toplumsal varoluş mücadelesi dediğimiz öyle kolayına da olmadı.
Türlü türlü faşistlerle savaştı bu toplum, kimi zaman Türk kimi zaman Rum, kimi zaman TMT kimi zaman EOKA ile…
Vurdu, vuruldu, öldü, öldürüldü, düştü, kalktı, yine düştü, yine kalktı.
Kaybedildi atalarımız, kuyulara atıldı, üzerinden vinçler geçildi, toplu mezarlarda faşistler tarafından katledildi.
Ne için?
Bugünleri görelim diye mi?
Demokratik hak mücadelesi ve hukuki varoluş için verilen bir mücadeleden, ZERRE hukuka saygısı kalmamış bir iktidarın SİVİL DARBESİ altında eziliyor şimdi bu toplum.
Aklını o kadar yitirmiş ki birileri, çift mühürü geçerli irade beyanı sayıp koltuk kapıyor.
Yazık getirildiğimiz noktaya…
Denktaş bugün yaşasa inanıyorum ki bu hukuksuzluğun geldiği noktaya bakıp, bunu yaratan ve kendine siyaset ve hukuk biliyorum diyenlerin yüzüne tükürürdü.
O bile yapardı bunu!
Çünkü geldiğimiz nokta bizim varoluşumuzun amacını hiçe sayan, bizi adeta kabile gibi yönetmek isteyenlerin körlüğünde bir irade darbesi…
Darbedir, bu darbe !
Başkanını bile çoğunluk olmasına rağmen seçemeyenlerin cibiliyetsizliği içinde kendi kendilerine değil, hepimize yapılmış bir darbedir.
Gençlerin gözünde kocaman bir YALAN bırakıyorsunuz,
Atalarımızın size bıraktığı emanete İHANET ediyorsunuz.
Başkan olamayan “Meclis Başkanı” koltuğa oturamayıp tepesinde duruyor!
Üstünde “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Ulusundur” yazıyor.
Adınızda parti, ünvanınızda milletvekili yazıyor.
Egemenlikmiş, milletin vekiliymiş,
hadi canım siz de !
İngilizcede bir tabir vardır,
“When pigs fly!”*
siz de milletin vekili olacaksınız.
Sizinkisi aynen o hesap !
Darbeciler sizi !
*domuzlar uçtuğu zaman