Politik kararlar sonuçları ile yargılanır

Herkes yapılan usulsüzlükleri, yasadışılıkları konuşuyor. Neydi olacağı dedirten bir hal. Kıbrıs’ın kuzeyinde yarattığımız sistem, yıllar geçtikçe bize rağmen işletilen bir sistem haline geldi. Kıbrıslı Türkler ve iradesi bu denklemin neresinde? Hangi iradeden mi bahsediyorum? Kıbrıslı Türklerin varoluş mücadelesini şekillendiren irade.

Kurduğumuz sistem varoluş mücadelemize tam olarak nasıl katkı koyuyor? 

Bana sorarsanız koymuyor. Neden? Çünkü bu sistem kurulduğundan beridir bu topluma hiçbir fayda getirmedi. Aksine hep geri gittik.

Hep denir ya, üreten toplum varolur. Varolmanın en temel şartı budur. Çünkü insan ürettiğini satar ve hayatını idame eder. Son 40 senedir kurulan sistem tam olarak bu çarkın dönmesine neresine yardımcı oldu? 

Bakınız, politik kararlar, sonuçları ile yargılanır. O yargılamayı yapmak, sonuçlarını değerlendirmek, değişmesi gereken bir durum varsa onu değiştirmek gerekir. 

40 sene önce bir karar alındı ve bu kararın sonuçları bize diyor ki: bu iş olmadı.

Hayatın kendisi yolunda gitmeyen bir şey varsa, bunu düzeltmeyi gerektirir. Hasta olursunuz, doktora gidersiniz, ilaç alırsınız, iyileşirsiniz.

Tabi bunun için önce bişeylerin yolunda gitmediğini kabul etmemiz lazım.

Bunu yapmak için cesarete falan da gerek yok. Dürüst olalım yeter (gerçek anlamda, ters lakap olarak değil, malesef kelimelerin anlamlarını yitirdiği bir dönemden geçiyoruz).

Gelgelelim, bu denli ciddi sorgulamaları yapacağımıza, biz, bu diploma sahte mi, gerçek mi; bu arsa satışı adanın güneyinde suç teşkil eder ama kuzeyinde eder mi, etmez mi; Kıbrıs Cumhuriyeti’nin pasaportu var ama Cumhuriyet’in kendisi var mı, yok mu, bu “öğrenciler” öğrenci mi yoksa insan kaçakçısı mı, gibi sorularla meşgulüz. 

Mesele bu değil.

Meselenin ne olduğunu geçen hafta köklerimin bulunduğu Amarget-Baf’a yaptığım ziyarette yeniden teyit ettim.Mandragora misali.

Mesele, köklerimizden sökülmüş olmamız, ailelerimizin adanın her yanına savrulmuş olması, herkesin kendi derdinin peşine düşmesi, sistemsizlik ile körüklenen başıboşluluk, demografik değişiklikler ve aidiyet yoksunluğu, adalet eksikliği, toplum yapısının bozulması ve geçmişin travmalarının getirdiği “her şeye hakkı olma” anlayışının anomalileri normalleştirmesidir.

Özgürce,

HK

I M G 0852

Foto: Amarget, Baf

Görüş, yorum ve sorularınızla yazılarıma katkı koyabilirsiniz.

[email protected]