Lidere göre zemin değil, zemine göre lider
New York görüşmesinden sonra yapılan açıklamalarda “ortak zemin bulunmadı” ifadesini doğru bulmuyorum. Ortak zemin vardır ve bugüne kadar yapılan tüm müzakerelerin müktesebatı, alınan Güvenlik Konseyi kararları bu ortak zemini oluşturur.
Ha ortak zemin değil de ne bulunamamış olabilir? Bu zemini sahiplenecek iki lider bulunamamış olabilir. Dolayısıyla, içinde bulunduğumuz durumun tarifi, liderliklerin var olan zemine olan sadakatinin olmadığı şeklinde olmalıdır.
Ortak zeminin en önemli bileşeni, çok kısa bir süre önce yapılan araştırmalarda da görüldüğü gibi, Kıbrıslıların çoğunluğu çözüm yanlısıdır ve 2023 itibariyle Kıbrıslı Rumların %84’ü ve Kıbrıslı Türklerin %80’i federasyonu savunmaktadır (Charis Psaltis, Kıbrıs Üniversitesi). Herhangi bir ‘lider’ çoğunluğun iradesine rağmen farklı bir pozisyona sahipse ve bu müzakerelerin başlamasına engel teşkil ediyorsa, buna “ortak zemin bulunamadı” denemez ve var olan ortak zemin sorgulanır hale getirilemez.
Ortak zemin olduğu ya da olmadığı sorgulanacağına, mevzubahis ‘liderin’ toplumunun iradesini yansıtıp yansıtmadığı sorgulanmalıdır.
Sorgulanmış da olacak ki, BM aracılığıyla öyle ya da böyle gayrıresmi bile olsa görüşmelerin gerçekleştirileceği bir süreç başlatıldı. Bu, müzakerelerin ve bugüne kadar anlaşılmış konuların korunması adına büyük bir öneme sahiptir. Belli ki Ekim 2025’e kadar böyle devam edeceğiz.
Tekrar tekrar söyleyeceğim. Ortak zemin federasyondur. Uluslararası toplumun benimsediği zemin federasyondur.
Bize bu ortak zemini benimseyen bir lider lazım. Lidere göre zemin değil.
Sayın mevcut ‘lider’ lütfen yeni bir vizyon sundu diye kendisiyle gurur duymasın. New York görüşmesinde ‘iki devlet’ vizyonunun kabul görmediği ve asla görmeyeceği tescillenmiştir. 90’lara ait şarkıları çok severek dinlerim fakat 90’lara ait politikaların defteri bir daha açılmamak üzere kapatılmalıdır.
Hulusi Kilim