Gıbrız'ı yalınız "Şah" düşünürdü böğüne gadar. Şükür olsun "Şahbaz"ı da aldı yanına...
Her şey 83 Kasım'ında olduydu, 2'şer 3'çer gün araynan..
Kuzey'deki diktatör Akdeniz'in bereketlisi Gollifayı bubasının malı zannedip, Cumhuriyetini dünyaya dellal etdi, ertesi günü sabahı daha gargalar bokunu yemeden Hintlilerden devşirme müslümanların diktatörü gomması da bu yeññi devletçiği tanıdığını söylediydi.
Üç gün sonra BM bu erkeklere, "ya bizim tanımadığımız bu Gollifa Cumhuriyetini, 'biz da tanımaycayık' diye buraşda dellal edersiñiz, ya da sizi da govcalarık BM'den. Görelim bronzolarıñızı.." deyinca, iki diktatörcük, "gızmayıñ yahu, tamam." deyip üç günlük heveslerinden ULUSLARARASI DÜZEYDE RESMÎ OLARAK vazgeçdilerdi...
Aradan 42 sene geçdi, hâlâ daha Kuzeydeki Sultanlığın Gollifa Cumhuriyetini resmî olarak tanıdığına inanan manamucuklar var..
Rahmetli bubam bu modellere "kelle gulumbura" derdi.
Bu "tanınma" meselini yeyip yutannar var oldukça da, yedirmeye devam edenner elbet olacak.
"Yedirennerden" bir danesi da kuzeydeki Sultan Hazretleri veya bugünkü konumuzdakı adıynan "Şah".
Demin da dedik, 42 sene geçdi üsdünden ama gommalık 100 sene da geçse aynıdır, değil..?
42 sene önceki diktatörün angonisidir, böğünki "Şah".
Aynı dedesi..
Hintliden devşirme müslümanların Baş Ebisdadının adı da "Şahbaz".
Vallahi...!!
Yannış ağnaşılmasın. "Şah"ınan "Şahbaz" oturmuşlar da gavecik içellermiş, "Şah"ın Saray’ında evvelsi günü.
Konu dönmüş dolaşmış, 42 senelik mesel'e gelmiş gene.
"Gıbrızlı tebaalarımıza verdiğiñiz desdek, bizim içün çook manâlıdır." demiş "Şah", "Şahbaz"a..
Siz oturuñ da göt çatladıñ buraşda..
Şahlar Şahbaz oldu, Şahbazlar Şaha döndü..
Mesel diynemeye devam..
Uyusun da böyüsün manamucuklar....
***************
Norveç'te 27 bin Somon balığı firar etmiş.
Bir çiftlikten kaçan kaçan balıkları bulanlara ödül verilecekmiş.
Her bir balık için 500 Norveç kronu, yani 1.630 TL.
Esaretten kaçmış somonlar.
Dünyanın en büyük deniz ürünleri şirketlerinden biri olan Mowi'nin, Troms bölgesindeki Storvika V tesisinde (balık hapishanesi), fırtınalı havalarda kafesin dış halkasında meydana gelen hasarın ardından balıkların kaçtığı açıklanmış.
Her bir balığın ortalama ağırlığı 5,5 kilogram.
Ancak böylesi büyük bir şirket için kaçan balıkların önemi bile yok.
"Dostlar alışverişte görsün" misali, yakalanan firari balık başına ödül konmuş.
Kuzey Atlas Okyanusu ile Kuzey Buz Okyanusu arasında kalan koca Norveç denizi içinde kaçak balıkları ara ki bulasın.
Asıl mesele bu durumun "vahşi somonlar için bir felaket" olacağı.
Uzmanlar, kaçak somonların vahşi somonlar için büyük çevresel tehdit oluşturduğunu, bu balıkların genetik çeşitliliği azalttığını, deniz bitleriyle enfeksiyon riskini artırdığını ve üreme alanları için rekabeti yoğunlaştırdığını söylüyor.
Rant uğruna dünyanın dengesini altüst ediyor, insan denilen iğrenç yaratık.
Güç elde etmek için her yol mübah.
İşgal ruhuna işlemiş.
Güçlü olan çıkarı için bir yandan her yeri işgal ve talan ediyor, diğer yandan tutsak.
Tüm canlıları yok ediyor..
En ürkütücü yanı ise bu vahşetten zevk alıyor olması...
***************
- Yok anam..!! Biz böyle değilidik. Her şeyimiz ortadaydı. Şeherin ortasında anacığım silerdi evin mermerlerini, sonra gurusun deyi bırağırdı kapuları açık da giderdi iki sokak oyannı Şerifabaya gave içmeye. Değil biceezi girsin eviñe, sokakdakine bile kimse 'hoşt köpek' demezdi.. N'oldu, n'apdılar bize da böyle olduk be Elmaziye..?
- Ne deyim be Siddiga.. Devran değişdi gızım. İçlerinda eyi olannar çok eyidir, neme lazım ama "sizi gurtaracayık" deyi geldiler bunun içine kullumakka, türlü orozpozluğu da beraber getirdiler. Kapulara vurduk çifde kilit, damdan girdiler. Bırak ceza, bizimkilere da öğretdiler çalmayı, çırpmayı..
- Yok gızım, biz onnnarı geçemeyik. Böyük oynar bunnar. Aha böğün gene gazeddalar yazardı. Güççük çetecikdiller bunnar amma işleri böyük. Bangadakı müdürünan işleyen biceezi daha, öşürlediler onun bunun hesabından nerdeysa 1 buçuk milyon isderlin da yediler gumarda..
- Yok bok..!! Bardon vallahi....
***************
Bizim Dahiliye Ebisdadı aldı sazı eline bu hafda..
Bir o tele vurur, bir ötekine...
Zanneder herkesi ahmak. En azından bir akort etseydiñ o sazı..
Önce yüksek mevkiye atadıkları bir müdür bozuntusunun, işe gitmeden her ay en yüksek baremden aldığı maaşcığı cebe endirdiği ortaya çıkdı.
Aslına bakarsañ, bu konuda hiçbiri sütden çıkmış ak gaşık değil.
Bir bakıñ etrafıñıza göresiñiz kaç gişi var kamuda, işe gitmeyip da maaşcıkları her ay cuggalayan..
Amma bu atanmışların atadığı müdürcüğün sözleşmesi da bitmişimiş.
Ortaya çıkınca hoooop, bir kararnamecik öteği gün, sözleşmesi uzatıldı ahbabın.
Şimdi her şey usülüne uygun.
"Yandı gülüm keten helva."
Önümüzdeki maçlara bakacak artık sevgili muhalefet..
Ama Dahiliye Ebisdadının ikinci açıklaması eyden masgaralık..
Gara para aklanmazmış Gollifa Cumhuriyetinde dedi ahbabıñ.
"Bunu iddia eden varısa.." dedi, "laport ediñ bize, hem herkes duysun hem da cezalarını keselim." dedi utanmadan.
Önce gendi Baş Ebisdadıñdan başlaycañ efendi. Sonra turuncu güneşli particiğiñe ve onun yandaşlarına bakacañ.
Hade geçdik hepsini.. Açacañ interneti, devletçiğiñin adını yazacañ, sonra da altında ne yazdığını okuyacañ..
Sağır Sultanın bile bildiği en böyük Gara Para Aklama Cennetidir be hollo, seniñ Gollifa Cumhuriyetiñ.
Milletin asaplarını bozmaya üsdüñüze yok.
Hade yörü işeyesiñ da yatasıñ...
Yusuf Nidai
15 Şubat 2025
Gollifa: Önemli günlerde kaynatılmış buğday, badem içi, kuru üzüm, susam, nar vb. gibi ürünlerden karıştırılarak yapılan yiyecek
Gomma: Yakın arkadaş, kanka
Govcalamak: Kovmak, kovalamak
Bronzo: Delik, (argo anlamı: anüs)
Manamu: Zavallı
Gulumbura: Turpa benzeyen, bazı bölgelerde "cehennem topuzu" olarakta bilinen bir sebze.
Angoni: Torun
Mesel: Masal
Göt çatlatmak: Oturup, hiçbir iş yapmamak
Şeher: Başkent Lefkoşa'nın halk arasındaki lâkabı
Kullumakka: Hep birlikte, beraber
Orozpozluk: Türlü dalaverecilik
Öşürmek: Çalmak
Cuggalamak: Cebine indirmek
Laport etmek: Rapor etmek, şikayet etmek
Hollo: Ahmak
Asap: Sinir