Baş Maşa'ya müjde.. Dağdaki "Cengâr Ev"in, cengâveri Sefiriñ geliyor...
Ağnadırık, yazarık, söylerik ama doğruları diğnemek isdemez insannar bu adada..
Ver gennere mesel, bayılıllar...
Madem isdersiñiz mesel, ağnadalım.
N'apsañ arayan isdersa meselin içinde da bulur doğruyu...
Bir varımış, bir yoğumuş..
Gendini görüp, gendini beğenen bir Sultanlık, güççük bir adacığın bölünmüş yarısında at koşdururmuş.
Amma bu güççük adacığı başdan birleştirmeye uğraşan bir gomonist başganı varımış. Her sahat, her tayka Sultanlığa laf, işlerine da burnunu sokarmış. Sultan Hazretlerine kafa bilem dutarmış.. Hatta bir defasında gosgoca Sultan'a, "bırağıñ da yavrı böyüsün artık" deyinca Sultan adadaki sefirine, "bunun defderini dürüñ artık" deyi ferman çıkartmış. Zaten o vakıtlar da, ahaliye lider seçme zamanıymış.
Velhasıl kelâm asfalyaları atan Sultanın emriynan soyu sopu yeññiçerilerden gelme sefir bu durum garşısında, hâlâ daha analarının sütüynan beslenen guliciklerin hepsini toplamaya garar vermiş.
Toplantı içün dağın başındaki "Cengâr Ev", Sultan Hazretlerine bağlı yeññiçerilerin "Genel Otağı" olduğu içün yeme içmeye uygunumuş.
Sefir efendi o günkü yeme içmeden sonra gelennerin içinden en mannos olanını seçip Sultan Hazretlerinin huzuruna çıkartmış.
Eline ne verillersa yalnız onu okuyacak, ostiyuro gezecek, sabahları gargalarınan beraber gakıp, garşı tarafdakı dağlar görünürsa dellal edecek bir "Baş Maşa" adayıymış bu hollo..
Hemman, Sultanlıkdan özel bu iş içün gönderilmiş, hilâl şavkıynan ancak da cümrünü aydınlatan fedailer, sefirin tomofilleriynan kese kese altın dağıtmışlar, adaya yerleştirilen Sultan tebaalarına..
Soyu yeññiçerilerden gelen sefir efendinin çeşit türlü marifetiynan, siziñ hollo Baş Maşa seçilmiş..
İşi bitirip da yorulan sefir, diğnenmesi içün Sultan Hazretleri tarafından İmparatorluğa geri çağırılmış. Yerine ada sefiri olarak gelen giden iki dane guello varımış ama seneler çapuk geçmiş.
Devir dönmüş, sıra gene gelmiş seçimlere.
Deller ki cengâver sefir gene dönmüş adaya.. Baş Maşa sevincinden sekermiş havaya..
Seçimlerde n'olmuş..?
Mannos etmiş halkınan neydi olacağı..?
***************
Sömürgecinin yeni taktik silahı eğitim.
Ada’nın bölünmüş yarısında, kurdukları dini eğitim veren okullara gönderdikleri öğretmenlerin 2 aylık kısa bir süre sonra öğretmenlik sınavlarına girmesi ve okullarda görev yapması sağlanıyor.
Bunun yanı sıra Sefaret tarafından kurdurulan "sarı sendika" aracılığıyla kuzeydeki Sultanın ve partisinin propagandası yapılarak örgütlenme hedefleniyor.
En son bilgilere göre telefon numaraları ele geçirilen öğretmenler istem dışı aranarak, onlara bir WhatsApp gurubu oluşturulacağı ve bu guruptan mesajlaşılacağı telkin ediliyor.
Edinilen bilgiler bu sarı sendikanın kuzeydeki Sultanlıkta faaliyet gösteren aynı tip sarı sendikalarla ve Sultanın emriyle hareket ettiği yönünde..
Elbette Kıbrıslının din konusundaki tutumunun farkındalar ancak günden güne şiddetini artırarak bilinçli bir şekilde çoğaltılan taşıma nüfus ile zaten işgal ayyuka çıkmış durumda..
Hiç kimsenin tanımadığı bir kukla devletçikte serbestçe örgütlenmek işlerine geliyor.
İstilacı acımasız, bir avuç kalmış Kıbrıslı bezgin.
Birleşme olmadığı takdirde çöplük, bataklığa dönüşmeye mahkum...
***************
- Yok anam. Gorkarım ben artık çıkayım sokağa be Rifat.. Elmaziye o şu gommamdır iki kapu o yanda, ona bile gidemeyiyorum.
- N'oldu be garı amma. Gene okuduñ biceez habercik galibam be Siddiga.
- Geçen günü ağlardı Emetaba, çalmışlar genne 1 keçisini hem 3 goyunu. Aha böğün dudmuş polisler hırsızları. Emetabanınkılarda içinde 45 güççük baş hayvan. Hepsinin gulaklarındakı numaralar başga. Emetaba sovan gavururmuş aş evinde diyanisi yapsın mücendraya deyi, havlının öbür tarafından çaldı pezevenk genne hayvannarı. E ben gorgmam yoksa gorkarım çıkarım sokağa. Kesecek bunnar bizi yolda artık...
***************
Dünya, "Washington'un delisi" deyip geçmek isterdi elbet ama, ne yazık ki dünyanın en güçlü devletlerinden birinin başkanı seçildi tekrar..
Seçildiğinden beri esip gürlemeye, terör estirmeye, saçmalamaya devam ediyor.
Önce insanları daha da ayrıştırmak için tel ile çevrilmiş duvarları çoğaltmakla başladı işe.
Geçen gün, Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren soykırımcı faşisti konuk etti Beyaz Saray’ında..
"Bizim bu Saray'daki gelmiş geçmiş en büyük dostumuzsunuz" dedi, eli kanlı faşist..
Babalarının malıymış gibi fetva verdi, Beyaz Saray'daki pislik.
"Biz Gazze'yi devralacağız. Gazzeliler başka yere yerleşsin" dedi.
Topraklarını işgal ettikleri yetmiyormuş gibi Bağımsız Filistin Devleti'nin kurulmasına da razı değilmiş beyefendiler.
Faşist diyaloglarını yayınladı dünya medyası.
Gazze'de katledilen yaklaşık 47 bin insan kimsenin umurunda değil..
Tüm bunlar hiçe sayılarak yapılan bu pazarlıkları sadece "kınıyor" dünya devletleri..
İnsan hayatının, özgürlüğün hiç öneminin kalmadığı, mide bulandıran bir toprak paylaşımını seyrediyor dünya..
Katledilen çocukların kanı süzülüyor ellerinden bu canilerin.
Sorgulamalı insanlar diyoruz hep ama yapay zeka ile uyuşturulmuş gibi seyrediyoruz, hep birlikte.
Oysa, utanmalıyız insanlığımızdan...
Kusmak geliyor içimden..
Yusuf Nidai
8 Şubat 2025
Cengâr: Mavi ile yeşil arası bir renk
Mesel: Masal
Sahat: Saat
Tayka: Dakika
Asfalya: Elektrik sigortası
Guli: Köpek yavrusu
Mannos: Aptal, ahmak
Ostiyuro: Dönüp dolaşmak
Hollo: Hortlak, ahmak
Şavk: Işık
Tomofil: Araba, otomobil
Guello: Budala, ahmak
Gomma: Yakın arkadaş
Diyanisi yapmak: Soğanı pembeleşinceye kadar kavurmak
Mücendra: Genellikle pirinç ve yeşil mercimekle, bazen pirinç yerine bulgur kullanılarak pişirilen pilav
Havlı: Avlu