Barış... Ειρήνη... Peace... Yürekten inanırsak, zor değil...

1 Eylül, Dünya Barış Günü...

Kan gölüne dönmüş coğrafyamızda barıştan söz etmek güç görünse de, var mı başka çaresi..?

Duyarsız ve kapitalizmin kör gözlerini uygarlık zanneden toplumlar, burnunun dibindeki soykırımları, açlığı, sefaleti ve çaresizliği görmezden gelmeye devam ediyor.. 

Gazze'de insanlar katlediliyor. Soykırım hat safhada..

Ortadoğu kaynıyor. 

Ukrayna emperyalizmle, despotizm arasında sıkışmış, bir şarlatanın oyuncağı olurken halk acı çekiyor, insanlar yaşamlarını yitiriyor. 

Adamızın kuzeyinde kendini Osmanlı Sultanı sanan bir diktatör, kendi ülkesindeki insanları dilsizleştirmiş, bezdirmiş, susturmuş, aydınlarını hapse tıkmışken, halk "neme lazımcı" bir tavır, yandaş bir yalakalık ama yazık ki onulmaz bir korkuyla sesini çıkaramaz olmuş. 

Özenti Sultan bozuntusu, adamızın kuzeyine atadığı vali ve beslediği atanmış yalakalarla sahte "egemen" devletçiği de "Ali kıran, baş kesen" edasıyla kontrol altında tutuyor. 

Emperyalist güçler için "yüzen Ada" statüsündeki sevdamız Kıbrıs’ta, konuşlandırılmış askeri üsler kullanılarak  Ortadoğu halklarının üzerine yağmur gibi bombalar, füzeler yağdırılıyor..

Tüm bunlar yaşanırken, "dünya yansa umurunda olmayacak" zombileştirilmiş, yeme içmekten başka gaylesi ve eriyip yok olma tehlikesinin farkında bile olmayan, direnmeye, hak aramaya, insan gibi yaşamaya kendilerini davet eden yürekli insanlara "avaracı" damgası vurmakta beis görmeyen bir güruha neden mi barışı anlatmak için çaba sarfediyoruz…?

Çünkü yok BARIŞ'tan başka çaresi..

Anlatmak boynumuzun borcu da ondan..

Çünkü, 

"Dünyayı güzellik kurtaracak

Bir insanı sevmekle başlayacak her şey.."

1 Eylül Pazar gecesi saat 19.30'da, Soli Antik Tiyatro'da, Lefke Belediyesinin düzenlediği Dünya Barış Günü etkinliklerinde barış şarkıları söyleyecek, barış şiirleri okuyacağız. 

Gayleñiz savaşsız, sevgi dolu, paylaşımcı bir Dünya özlemiysa, sizi da beklerik..

Ha, yoğusa böyle bir gayleñiz, yeme içmeye devam. 

Yarın govcaladıklarında  sizi da eviñizden, ağlamaycaksıñız ama....

**********

Egemen devletcikde en öñünde Baş Ebisdad, hepsi asar, keser bu aralar..

Baş Ebisdad  çok özenir kuzeydeki anacığına. Önce sanki da tesbih çekermiş gibi "ip" çekdiydi, sonra ipi uzun geldiydi efendinin "asarım seni" dediydi, öteği gece da Belediye Meclis toplantısını basdı ahbabıñ. "Geçerkân bir gavecik içelim" demiş, yanındaki gommalarıynan. İstediğinin aksine çıkınca Meclis gararı, "Oññaracayım hepiñizi da" deyi söverkan, düşürttü dakma dişlerini da dişçi efendi. 

Ebisdadlığı bir zaman bırağırsa esgi mesleğine döneceymiş. Şimdi alışdı da artık, diş sökerkan sünnet da yapacaymış deller..

Ne da olsa esgi toprakdır...

Öbür ulaştır(ma) Ebisdadı gomoşillo, golosundan öngörü çıkarttı gene..

Güney'imiş, kuzeyde Türk veya başga uyruklu insannara garşı gayri hukuki davranırmış. Madem öyleymiş, Güney’de mallarını bırakan Türklerin mallarını da Rumlar gullanırmış. "Devletlerarası Mütekabiliyet" esasına göre Rumlar için da hem bunda, hem da Türkiya'da tutuklamalar yapılmalıymış.

Bre gamaşa, Güney'de Rumlar’ın  seniñ gibin  bunda Rum mallarını gollifa gibin dağıdıb  koçan vermediğini, yalnız Türk mallarını gullanım hakkı verdiğini bilmeñ?

En sonuncusu da çalış(ma) Ebisdadı..

Her türlü pisliğin döndüğü egemen devletciklerinde acımasızca insan ticareti yapıldığını, sayıları 600'ü aşan yabancı işçilerin binlerce Euro karşılığında bu tacir yaratıklar tarafından Ada’nın kuzeyine getirilip köle pazarında satılır gibi muamele gördüğünü, bunun bir insanlık suçu olduğunu ortaya çıkaran yürekli "özgür basın"a yönelik, "kimse bağa ahkâm kesmesin, beni tehdit etmesin, ben bunnara gelemem, hade bakalım ha.." deyip muhtemelen mamma paylaştığı yüzsüz işverene arka çıkarak, "bu tartışmalar tehlikeli olmaya başladı." dedi, mapus bekcisinin oğlu. Gendi sorumsuzluğunu kapatmak içün, "İşçilerden şikayeti olan varısa, gitsin mali polise" deyip, işin içinden sıyrılmaya çalışdı ahbab..

Biceez gün toplaycañ bunnarın hepsini kullumakka, yıkaycañ genneri lambasuyuynan....

Var mı ölân, arañızda zippo'su olan..?

***************

-    Isseyin vallahi sağa söyleyim, seniñ turuncu güneşciler artık attı utanmayı da. Bir tane da doğru iş yapıñ be mustralık...

-    Vallahi doğru söyleñ be Rifat.. Ben da vurmaycayım gennere mühürü artık. Gıbrızlı galmadı bunun içinde. Endim Girne'ye çarşıya öteği gün, bir dane adam bulamadım içeyim gave. Çayımış var taze der bağa sabah sabah. Hasdamıyım oğlum ben dedim genne da çay içecem..? Asablarım bozulur artık. Partidekiler deseñ başga hava çalar. Hepsi sanki da doğuşdan garasakaldıllar..

-    Bırak ceza hepsi kesildi başımıza külhan beyi.. Ne diyneller seni, ne hiç.. Ucundan yemezlersa zırnık koklatmazlar kimseye. Anacıklarında ne varısa bunda da olacaymış.. Ma sağa bişey söyleyim Isseyin..? Gabahat hepimizindir gardaş.. Yemeyceydik o ganimetleri...

 

***************

Kıbrıs’ta İngilizce yayın yapan bir gazetenin iddiasına göre, BM Kıbrıs sorununa ilişkin müzakereler konusunda yeni bir formül üzerinde çalışıyor.

Eğer müzakereler Rum tarafı yüzünden başarısızlığa uğrarsa "3D", eğer Türk tarafı yüzünden başarısızlığa uğrarsa, "3T" formülü uygulanacakmış. 

Türk tarafı lehine uygulanacağı iddia edilen "3D" formülü, "Doğrudan Ticaret, Doğrudan Uçuşlar ve Doğrudan Temaslar" anlamına gelirken, öte yandan Rum tarafı lehine uygulanacağı iddia edilen "3T" formülünün ise "Tek Egemenlik, Tek Vatandaşlık ve Tek Uluslararası Kişilik" olduğu yazılmış.

Senelerdir üretilen senaryolara bir yenisi daha eklendi anlayacağınız. Herkes ağacı kendi tarafına doğru yontmaya devam ediyor. Kimisi uluslararası baskı nedeniyle oyalama taktiği kullanırken, kimisi kişiliksiz bir tavır çıkmazında emirle yönetiliyor. 

İki taraftan yontulan kütük parçasının hemen önünde, etnik kökenleri ayrı olsa da gerçek Kıbrıslılar var. 

Yıllardır yontulan kütük ise karşılarında kocaman bir kazık olarak duruyor..

İşte tam da bu yüzden..

Barış... Ειρήνη... Peace...

 

Yusuf Nidai

31 Ağustos 2024

[email protected]

Gayle: Endişe, tasa, sıkıntı

Avaracı: başı boş, işsiz güçsüz, aylak

Govcalamak: Kovmak, kovalamak

Gomma: Ahbap, kanka

Oññarmak: Onarmak, (halk dilinde) hesabını görmek 

Gomoşillo: Ahmak, budala, aptal

Golo: Anüs, kıç, arka

Gamaşa: Aptal, parlak delikanlı

Mütekabiliyet: Karşılıklılık

Gollifa: Önemli günlerde kaynatılmış buğday, badem içi, kuru üzüm gibi karıştırılarak yapılan yiyecek

Koçan: Tapu

Kullumakka: Hep birlikte, beraber

Lambasuyu: Gaz yağı

Zippo: Benzin veya gaz yağıyla ateşlenen meşhur çakmak markası

Mustra: Örnek, numune

Zırnık: Küçük ve değeri olmayan parça