Ayvasilli'nin Saggullisinde var acaba bir umut..?

Uzun zaman oldu ahali sokağa dökülmeyeli..

Cüzdancıklara tokanınca yüzsüzler, sendikaların çoğu gış uykusundan uyandı, birden. 

Özel sektörde işleyen emekçiler acaba bu dayanışma bize da sıçırar mı deyi beklediler. "Hiç olmazsa.." dediler, "asgari ücret mahanasıynan, biraccık da biz nemalanırık.."

Umut, fakir fukaranın ekmeği..

Ayak diredi bööyüük hökümet, başdan..

Kuzeydeki Sultan'ın gazıynan uçan teyyare Baş Ebisdad, aradı taklit etsin kuzeydeki abilerini. 

Bir sinyalcik bekledi Dianellos'un garşısındaki valilikden ama, mammacığını yerdi süt valicik yüz vermedi genne.. Abilerinin tembihlediği bütün numaraları denedi gurcalandı ora bura, olmadı.

Şirolar dayanınca kapuya şimdilik pes etti, göya...

Herkes döndü sıcacık evciklerine.. 

Direndi kamu çalışanları. 

Özel sektör çalışanları gıpta edip seyretdiler, "bir gün bizim de sendikamız olacak mı acaba?" sorusu gulaklarında soğukta işlemeye devam ettiler....

Ayvasilli birkaç gün sonra her sene başında olduğu gibi ziyarete gidecek bekleyenleri..

Birkaç gün evveli inanan Hristiyan dostların kapularını çaldıydı zaten. 

Kiminin bacasından girecek, kiminin kapusuna çorap bırakacak..

Ortadoğulu çocukların çorapları delikdir senelerdir. Onun içün gan ve gözyaşından kelli hiçbir hayrını görmediler Ayvasilli'nin.. 

Gıbrızlının beklediği bir guru barışı bile getirmedi, nerdeysa yüz senedir..

Gene da bir umut var bu sene acaba..?

Ha, ne deñ Ayvasilli..?

***************

Göle maya çalan Nasreddin Hoca misali, "ya tutarsa.." umuduyla, uyuşturucu, hırsızlık ve bilimum organize suçlarla elde edilen servetler, "Kara para aklama" yoluyla dünyanın her ülkesinde sözüm ona temizleniyor. Dürüst olanları pek az olsa da, ülkeleri yönetenler arasında bu kirli paralardan rant elde edenlerin yanı sıra, uyguladıkları kurallarla bu trafiği engellemeye ya da en aza indirgemeye çalışan siyasetçiler de var elbette. 

Kuralları uygulayabilmek için önce "devlet" olmak gerekiyor. 

Yani "devletçik", "sömürge" ve hatta "sözde egemen" iseniz, zaten kara para olmadan işlerinizin yürümesi olanaksız. Çünkü sizi yöneten büyükleriniz nezdinde siz, kamuoyuna teşhir edilen "vitrinde birer süs eşyası"ndan öte olmadığınız için, kara paranın ucundan size sunulan cüretkâr hediyeler karşısında "boynu kıldan ince tebaalar"sınızdır sadece. Yer, içer, ahkâm keser ve büyüklerinize hizmette kusur etmezsiniz. 

Kıbrıs Cumhuriyetinde bir yasa yürürlüğe girdi bu hafta.

Kara para aklanmasını önlemek amacıyla çıkarılan bu yasaya göre, alışverişlerde 10 bin Euro nakit sınırı getirildi. 

Yasa, 10 bin Euro'yu aşan ödemelerde satıcıya, Vergi Dairesi'ni bilgilendirme zorunluluğu getiriyor.

"Devlet" olmaktan söz etmiştik ya.....

***************

-    Duyduñ be Isseyin.? Basgın ettiler yazar gazedda, Mağusa'da marketlere. Bulmuşlar yüzlerinan yeycek şu geçdi tarihleri.. Doñmuş yeyceklerden dut, içgilere, gap ilaçlarına, yemişlere gadar. Pezevenkler, bir da satarmış esgi bebek mammacıklarını da.. Utanmazlık aldı yörüdü bunun içinde artık Isseyin'im...

-    Soksunnar hepsini içeri puşt pezevenklerin. Geberdecekler insannarı vallahi.. Biliñ ne geldi aklıma şimdi be Rifat..?

-    Ne şeytanlık düşündüñ gene..?

-    Tarihi geçenler zannedeñ yalınız yeyceklerdir..? Bir gün da lüzum basgın etsinner Dianellos Siğara Fabrikasını.. Ölân onun içinde tarihi geçmiş hollo doludur be.. Toplasınnar hepsini da, kokmuş tütünleriynan beraber atsınnar zibile genneri.. Gurtulamadık senelerinan bu beytambal gamaşalardan belasını versin artık...

***************

Artık bu coğrafyada, "Adalet" denilen gözü bağlı terazili kadının tarafsızlığına inanmak güç..

Katledilen çocukların acıları hiç dinmeyecek ailelerine, "Adaletsiz Adalet" bir tokat daha vurdu bu hafta..

Kızını katillerin yarattığı enkazın altında bırakan hukukçu bir ananın sözleri, mahkeme denilen iktidar düzmecesi güruhun verdiği kararı net bir şekilde özetliyor aslında..

"Bu davadan çok şey öğrendim..." diyor katledilen gencecik kızın anası...

"İnsanlığın öldüğünü,

Parayla insan olunduğunu sananları öğrendim.

Sahtekârlıkla çocuklara  mezar yapanları öğrendim..."

Devam ediyor yüreğinden gelen sesle..

"Vicdan ve cesareti arasında sıkışıp kalanların, bu ahlâksız, sahtekâr katillere ceza veremeyeceklerini ve bir ülkenin umudunu öldürebileceklerini gördüm.."

Katillere verilen cezaya bakıldığında, katlettikleri 72 canın her biri için sadece 3 ay hapis yatacaklar. 

En ağır ceza ile yargılanacakları yerde, belki de "iyi halden erken tahliye" olabilecekleri bir kararla cezaevine gönderilen katiller, adil karar vermekten korkan iktidar düzmecesi bir yargı sistemi ile ödüllendirildiler..

Elbette bu böyle kalmayacak. 

Sadece çocukları katledenler değil, onlara izin verenler de cezasını çekecek.. 

Eğer dünyada, bir yerlerde hâlâ "Adalet" kalmışsa tabii...

Yusuf Nidai

28 Aralık 2024

[email protected]

Ayvasilli: Kıbrıs'taki Noel Baba tanımlaması. (Aziz Vasillis)

Mahana: Bahane

Nemalanmak: Yararlanmak

Gurcalanmak: Kurcalamak, karıştırmak

Şiro: İş makinesi

Gap ilacı: Bulaşık deterjanı

Hollo: Hayalet, ahmak

Zibil: Çöp

Beytambal:Beddua sözü 

Gamaşa: Aptal