Açtırma kutuyu, söyletme kötüyü...
İki sene var, açmadıydık "Saggulli"yi.
Hani esgi zamanda gocagarılar, "Açdırma kutuyu, söyletme kötüyü" dellerdi..
Bizimki da o hesap.
Yok yahu.. Hep kötüyü söylemeyceyik tabii. Bazan güleceyik, eyleneceyik da..
Ama bilenler bilir, suya sabuna da dokunacayık.
Kâh İstanbul ağzıyla, kâh bildiğiñ Cypri yazacayık…
Madem bu gazetta "Gıbrız'ın" amman bardon, "Kıbrısın Sesi"dir, bizim ağzımızınan yazmazsak govcalallar hepimizi.
Öte yandan "Kibar" dilimizi kullanmazsak da "BRT" kurallarına takılmış oluruz maazallah…
O yüzden her ikisi de olacak ama her geçen gün büzülmeye aşinalığı artan "torba"da değil de, her hafta sonu açılacak "Saggulli"de olacak ne olacaksa...
Saggulli'de Kıbrıs da olacak, Avrupa'da. Asya da olacak Türkiya da. Velhasıl, yeri gelinca tüm Dünya da...
E hade, hissa…!!
*********************************
- Be Isseyiiinnn....!!! Nere cehenneme gayboldu gene bu adam? Kime çağırırım be amma... Bırakamayıyoñ o telefonu eliñden...Vay Allahım vay...!! Hade gel yeylim iki sokum ekmek... Gaynada gaynada, ağır ağır bişirdik Molohiyayı... Eti idareli goyduk gayrı ama n'apalım, şükür olsun...
- Bağırma be Elmaziye... Yedi mahalle duydu sesiñi ölân.. Eti ancak da görürük Molohiyanın içinde zaten. Berikât versin bayram üstü yaddı maaşcıklar da, yapacayık kebabcık yeylim.. Çoluk çocuk gaçdı Londura'ya galdık bunun içinde yanni'ynan nigoli.. Seslenelim o Rifat'ınan Siddiga'ya da.. Açalım bir şişe da gonyak, yeylim içelim bayramda...
- Şikayet etme be Isseyin mübarek gün. Eyi da Toros beyi verdiydi bize biraz ganimetcik vakdı zamanında.. Bizimkiler olmasa hökümetde napacaydık oğlum.. Senda aldıñ mücahit puancıklarıñı, ettik gendimize bu evi hem apartmancığıda da geçinirik. E gavurdan da gelir. N'apalım, garasakallarınan üleşdik memleketi. N'oldu yani? Ha güneş, ha ampülün şavkı. Aynı değil? Ye da gorgma Isseyin'im. Varolsun anacığımız...
************************************
Memleketin sahte yarısının Kuzeydeki Sultanlık tarafından yönetildiğini bilmeyen yok. Kimimiz bunu açıkça dile getiriyor, kimimizse kendi çıkarına dokunduğu için bilmemezlikten geliyor. İşin trajik yanı, nüfusa oranla "üç maymun"lar gün geçtikçe artıyor. Gerçi "yedi göbek Gıbrızlılar" azınlığa düştü çoktan ama, onların arasındaki "üç maymunlar" kokuştular artık. Nüfusta çoğunluğu teşkil eden Türkiye kökenliler arasında, Gıbrızlının kavgasına destek veren bir avuç yürekliyi ayırırsak, "burası zaten bizim, sizi biz kurtardık" tayfası "üç maymunlar"ının, "update" yani Sultanlık tarafından "güncelleştirilmiş" versiyonları olduklarını göz ardı etmemiz mümkün değil.
Şimdi bazıları bu yazıyı "evrensel olmamakla" veya "Türkiyelileri dışlamakla" yaftalayacaktır. Hiç de umurumuzda değil. Çünkü siz isteseniz de, istemeseniz de Kıbrıs tektir ve Kıbrıslılarındır.
"Güncellenmek"ten söz etmişken, dün akşam birçok kişi bu kavramı içselleştirdi doğal olarak. Kadir Gecesi yediğiniz bütün haltlar, ettiğiniz dualarla affediliyor ve güncelleniyormuşsunuz. Ben de inananların yalancısıyım. Yani tüm yalancılar, sahte diploma dağıtanlar, haraç yiyenler, rant sağlayanlar, harici ülkelerden gelip burada hanedanlık kuranlar, ona buna el açıp zamlarla halkı yaşayamayacak duruma getirenler..... Hepsi de dün akşam af dileyip tertemiz bayrama hazır hale geldiler. Bu ulvi görev niyaz edilirken "egemen devletciğin" yetkililerini elinde sopasıyla Sultan'ın Gıbrız'dan sorumlu gocuklu celep'i yönetti. Akşam bu görev niyaz edilmeden önce gocuklu celep'ten aldığı feyz ile, Dianellos Siğara Fabrikası Baş Ebisdadının verdiği müjdeyi de atlamayalım.
Azerbaycan parlementosunun onayıyla Siğara Fabrikası arasında "Dostluk Gurubu" oluşturulmuş. Bu da bir 'milat'mış. Artık '3 devlet, 1 millet' varmış. 3/1 yani....
Heyhat...!!! Sultan'ın Gıbrız Baş Maşası deniz aşırı seyahatteydi. Pardon "Baş Turist" mi demeliydim? New York'a geçmeden, Washington'da mola veren "Baş Maşa", özel temsilcisi ile birlikte ABD'nin başkentini ziyaret eden her turist gibi, Beyaz Saray'ın dış kapısının dış mandalını beşyüz metreden gören "gancelli"nin önünde fotoğraf çektirip medyaya dağıtmış. Berikât versin hava açıkmış da, Toroslar gibi Beyaz Saray’ı arka planda görebilmiş, "egemen devletciğin" başı...
Şimdi yiğidi öldürüp, hakkını yemeylim. Resmî temasda da bulunmuş elbet. ABD'nin Güney Avrupa ve Kafkaslardan Sorumlu Müsteşarın Yardımcısıyla da fotoğrafı var. Dün akşam da BM Genel Sekreteri Guterres ile görüştü.
Baş Maşa'nın ustası Sultan Hazretleri, geçtiğimiz hafta sonu hanedanındaki obalarda yaşadığı travmanın etkisi ve "egemen vilayet" masalıyla yeniden güç kazanacağını sanmış olacak ki, patlamış ampülünü Gıbrız'daki islimin alevinde arıyor.
Napacañ...
Bilirsiñiz bizimki gezmeye bayılır.. Arşın arşın Türkiya'yı gezmekden usandıydı. Londura'yı avcunun içi gibi bilir zaten. Azacık açılayım dedi.
Tüp gaz oldu 450 TL, 1 kg kıyma 600 TL, ahbabıñın bir açılması Allah bilir kaça çıkacak seniñ eñseñden...
Kim araycak hakkıñı ya guzzum?
Dianellos Siğara Fabrikasındaki "vekiller"iñ, her ay oturdur cebe 130 biñ TL'cik...
İktidardakiler yeyiyor birbirini, koltuk gavgasında. Muhalefet deseñ "ma varıdı acaba?", gavede gonuşulan kelamı tekrarlar papağan gibin. (ha bardon... şimdi da başladılar yörüsünner şeherlerde.) Senda aç ağzıñı andilla gibin da bekle...
Hade yörüyüñ işeyesiñiz da yatasıñız...!!!
*****************************
Botswana Güney Afrika'da Namibia ile Zimbabwe arasında, %70'i Kalahari çölü ile kaplı bir ülke. En büyük gelir kaynakları madencilik ve turizm.
Bugünlerde dünya gündeminde. Nedeni ise sayıları 130 bini geçen Afrika Filleri.
Konu ilginç. Almanya Çevre Bakanlığı, Botswana'daki fil nüfusunu korumak amacıyla av malzemeleri satışına yönelik kısıtlamalar getirmek istemiş.
Ukrayna'daki savaş için geçtiğimiz yıl tam 76 milyar Euro savaş harcaması yapan Almanya’ya Botswana Devlet Başkanı Mokgweetsi Masisi cevabı yapıştırmış.
"Mahsullerimize hasar verip, insanların ölümüne yol açan fillerin nüfusunu azaltmak zorundayız. Hali hazırda Angola'ya 8 bin fil verdik. Berlin'de oturup Botswana'daki meselelerimiz hakkında ahkâm kesmek kolay. Mesele fil nüfusunu korumaksa Almanya’ya 20 bin fil gönderebiliriz." demiş. Bunun bir şaka olmadığına da vurgu yapmış.
Vallahi sayın Masisi, birkaç biñ filcik da Gıbrız'a yolla. Goylum genneri yeññi külliyenin önünden, çıksınnar Dianellos Siğara Fabrikasından. Fabrikanın garşı tarafı için extra birkaç yüz filcik da gönderirsañ, saña duacı oluruk.
Bu goncolozları yedireceğimize birkaç biñ fil yedirsek daha eyidir.
*********************************
Dün akşam Omorfo'da mübarek bir yemek verildi. Öyle mübarek ki, sormayıñ gitsin.
Kuzeydeki Devlet-i Aliyye-i Erdoğaniyye'nin Gıbrız'dan sorumlu gocuklu celep'i yanına bizim Baş Ebisdadı da alarak ağaçlarda çürüttüğü narenciye bahcalarına "şakır şakır su akıtacağız" dedi...
Onunla da kalmadı, "3 biñ ton yemlik arpa dağıddık, 7 biñ ton daha dağıdacayık davarlara (!)" dedi.
Omorfolular da cıbbana çaldılar..
Sonra elinde deyneğiynan gocuklu celep'i hanedana yolcu ettiler...
Zannedersiñiz ki gitti da gelmeycek?
Merak etmeyiñ da sizi öksüz bırakmaz...
Siz böyle melul melul bekledikden sonra, gosgoca Devlet-i Aliyye'nin, size dağıdacağı arpa hiç biter?
Kapadalım Saggulli'yi da içine arpa gaçmasın....
Yusuf Nidai
6 Nisan 2024