Kimsiñ sen, nesiñ..?
II. Dünya Savaşı zamanında Mussolini Yunanistan’ı işgal edip sömürgeye dönüştürmek isteyince, Yunanistan Başbakanı Yannis Metaksas'ın "Oxi - Hayır" demesiyle Yunan direnişi başlamış ve Yunan Halkı, 28 Ekim 1940 sabahı, siyasi görüşleri ne olursa olsun "OXI" diye bağırarak sokaklara dökülmüştür.
II. Dünya Savaşının bitimiyle birlikte Yunanistan Halkı işgale karşı durdukları "Oxi" gününü kutlamaktadır.
Tüm Yunanistan Halkına kutlu olsun...
19 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal ve silah arkadaşları tarafından emperyalist güçlere karşı Anadolu’da başlatılan Kurtuluş Savaşı, Halkın özverili katılımıyla kazanılmış ve bu zafer 29 Ekim 1923 günü ilan edilen Cumhuriyet ile perçinlenmiştir.
O günden beri 29 Ekim Türkiye’de Cumhuriyet Bayramı olarak kutlanmaktadır.
Tüm Türkiye Halkına kutlu olsun...
Gelelim bize, Gıbrızlılara...
Gendiñe "Gıbrızlı", Ada'lı deñ ama...
Kimsiñ sen..?
Yunanistanlı mıñ, Türkiyeli miñ, nesiñ sen?
28 Ekim günü "resmî tatil"idi, güneyinde Ada’nın..
"Yunanistan"ın "Oxi Günü" kutlandı, coşkuyla (!)..
Aşırı milliyetçi gruplar slogan attılar; "Kıbrıs Yunan'dır, Yunan kalacak"....
"Enosis" isteklerini haykırdılar sokaklarda.
Güneydeki ebisdadlar cıbbana çaldılar, Yunanistan Büyükelçisiyle aynı ritimde...
29 Ekim günü de Ada’nın kuzeyinde "resmî tatil"idi..
"Türkiye"nin "Cumhuriyet Bayramı" coşku ile (!) kutlandı..
Aşırı milliyetçi gruplar kuzeyde de slogan attılar, hem de çifte slogan; "Kıbrıs Türk'tür, Türk kalacak", "Türkiye Türk"tür, Türk kalacak" diye...
"Taksim ve ilhak" isteklerini haykırdılar sokak sokak..
Kuzeydeki ebisdadlar da cıbbana çaldılar, Türkiye Büyükelçisinin himayelerinde...
Sağa ne ölân başgalarının "milli" gününden..
Kimliğiñin farkına varamadıñ yüzyıllardır, Gıbrızlı...
Ne tarafa yamanacağıñı bilemediñ be gavvole...
Doğu Roma geldi, "Bizanslı" olduñ.
Lüzinyan geldi, "Fransız" olduñ.
Venedikli geldi, "İtalyan" olduñ.
İmparatorluk geldi, "Osmanlı" olduñ.
Britanya geldi, "İngiliz" olduñ.
Ama yalnız "Gıbrızlı" olamadıñ...
Gıbrız'da sorun varımış..
Sorun başgalarının seni yönetmesine OXİ - HAYIR deyemeyen sensiñ ama utanıñ söyleyesiñ...
***************
Fransızlar "devrim"leriyle ünlenmiştir.
İşte geçtiğimiz hafta yine Fransız Ulusal Meclisinde bir devrim yaşandı.
"Varlık Vergisi" veya diğer adıyla "Servet Vergisi", iktidarı da elinde tutan Rönesans Partisi ve diğer sağcı partilerin muhalefetine rağmen oy çokluğuyla kabül edilerek onaylandı.
Bundan böyle, Fransa'da 1 milyar Euro'nun üzerinde mal varlığı olan kişiler yüzde 2 oranında vergilendirilecek.
Bu uygulamaya göre, Fransa'daki en büyük 10 Servet göz önünde bulundurulduğunda, devletin en az 13 milyar Euro kazanç sağlayacağı öne sürüldü.
Kara para aklama cenneti Gollifa Cumhuriyetinde böyle bir yasa çıkarabilmek için bronzo isder.
Hade çıkarddıñ deylim.
Vergiyi tahsil etmek içün ertesi günü yeññi bir mafya çetesi çıkmazsa ortaya, tüpürüñ suratıma...
Hey gidi egemenlik....!!!
***************
- Be Elmaziyeee...!!! Koşdur haber edelim mahalleye da kopdu gıyameeetttt...!!!!
- Galdırddıñ oturdduñ ortalığı be rezil Siddiga... Nedir be öyle çığlık çığlığa, Münisaba'nın horozu gibin bağırıñ..!!
- Çek isgemleyi oturasıñ da ağnadayım.. Evvelsi gece seniñ Jujuli evde yalınızıkân demiş, yapsın yüzüne bir masga. Gerecek yüzünü garı, n'apsın. Sen gak "Jet" efendi, süprizimiş yapacak dosduna, aç kapuyu arkadan da gel yatak odasına. Tam o sahat ışık da vurmuş öyle yüzüne Jujuli"nin, etti genni goncoloz. Jet görüncak garşısında öyle genni, hazır düşsün bayılsın o gece. Neçün da deñ, dün dudmuş genni bir sancı, bir sancı.. Koşdur koşdur ancak da yetişdirmişler genni Niyırisd'e. Ora bura derkân, meğer "öd"üymüş hazır patlasın. İçi bildiğiñ çamurumuş.. Neydi olacağı anam..!! Ondan ye, bundan ye.. Bir da gorgudunca genni goncoloz, patlayıyordu ödü seniñ "Jet"in.. Bu defa döndü barradan. Öteği defa doldurur donu, sağa söyleyim...
***************
Yeni doğan bir ÇOCUK ÖLDÜ..
Neyin derdine düştük?
İhmalin olduğu kesin ama son soruşturmalarda kafalar karışık.
Ölüm nedeni "şu" veya "bu" diye kesin olarak belirlenemedi henüz.
Her meslek grubu ve sendikası kendi üyelerini aklama, suçsuz gösterme çabası içinde.
Yanıtlanmayan, açığa çıkarılmayan onlarca soru var HÂLÂ....
ÇOCUK ÖLDÜ...
Görevdeki hemşirelerin kimliklerini tüm ayrıntılarıyla öğrendik, "acar", "usül erkân tanımaz" "magazin" habercileri sayesinde.
Ama sorumlu doktorun kim olduğunu bilen yok..
İzinsiz, kaçak, Sultanlığın hediyesi, plansız ama gösterişli hastanenin Baş Hekimi yok mu?
O da mı sahte?
Genel Hastanenin Başhekiminin gıkı çıkmıyor.
Acaba Sağlık Ebisdadı gibi, ona da mı polis konuşmama yasağı koydu?
Yoksa polisi öne sürüp gerçekleri saklayan Sağlık Ebisdadının ta kendisi miydi?
ÇOCUK ÖLDÜ VE GÖMÜLDÜ.
Aynı oyun oynarken köyün orta yerindeki lanet atış alanında, fütursuzca bırakılan mühimmatın patlattığı ve katlettiği ÇOCUK gibi..
Kuzeydeki Sultanlığın verdiği talimatla saatleri geri almayıp yola çıkarılan ve dağ yolunda kamyon tarafından öldürülen ÇOCUKLAR gibi..
Zamanında ilacı alması binbir mazeretle engellenen, o günün Sağlık Ebisdadı, bugünkü Baş Ebisdad bozuntusunun savsaklaması neticesinde ilacını geç almış ama hayata tutunamamış ÇOCUK gibi.
Ya da bokunda boncuk bulacağınız ananızın vatanında, rant uğruna üstelik iktidarla işbirliği içinde ucu çorap söküğü gibi saraylara dayanan, hırsızların çaldığı demirlerden yoksun ve kaçak dikilen bir bina altında can veren ÇOCUKLAR gibi..
Hiçbiri için kılları bile kıpırdamadı efendilerin.
Hiçbiri istifa etmeyi akıllarının ucundan bile geçirmedi.
Öncekilerin davaları kapandı çoktan..
Aileler göçük altında kalanların haklarını savunmaya kararlı.
Mihrimah bebeğin hakkı da savunulmalı.
ÖLDÜ VE GÖMÜLDÜ ÇOCUKLAR..
GERÇEK KATİLLER DIŞARIDA FİNK ATIYOR, HÂLÂ...
Yusuf Nidai
2 Kasım 2024
Cıbbana çalmak: Alkışlamak
Bronzo: Anüs, Göt
Goncoloz: Hayalet
Barra: Direk