Alışdıysañ bu guduz tütüne, n'apsañ bırağamañ...

18 sene evvel doğan çocuklar eşşek gadar oldular. 

Biceez Türkiyalı okursa bu yazıyı, zannedecek söverik çocuklara. Gorgmayıñ da tamamdır. 

Asıl Gıbrızlı olan zaten eşşeklerdir. Onlarda dadlı hayvancıklardır. Gözleri da dillere desdandır. Onun içün birine "eşşeklik" basarsa Gıbrızlı, gızdığı içündür. Sövdü sayılmaz.

Neysa... Biz gelelim senelerdir ağzımız açık, mangos edip da diğnediğimiz "gerçek hayat hikayesinden alınan"  mesel'e...

18 sene evvelidi. Anacığının vatanını yere göğe sığdıramayan, hamasi duygucuklarını zembilinan daşıyan bir pambık saçlı, zanneddi anasının velediznaları gibin yalançılık yapınca isdifleycek isderlincikleri, gagdı efendi, ağırlığıynan gaçak puro soksun Sultanın topraklarına. 

Dutuncak genni sokdular içeri. "Bre aman zaman... Benim ganım anacığımın vatanına feda olsun. Puroları ben getirdiydim Sultan olacak Baş Efendiye hediyecik.." dedi, allem etti, gallem etti, en nihayet 3 sene sonra tütünden annar deyi seçdiler genni girsin Dianellos Siğara Fabrikasına.. 

E, tabii dava da düşdü. 

"Tütün bir zaman Gıbrız'ın kuzeyinde da "doğal kaynağıdı" deyi uydurdular gılıfına, ettiler genni doğal gaynakların ebisdadı 2 sene sonra... 

Biti ganlandıydı artık. İki sene sonra bu defa bir patırtı, bir gürültü. Aldı yanına 7 dane gommasını geçdi öbür gulüba.. Gendi ahbabı oluncak esgi gulübün başganı, hooooppp...!!! döndü geri ahbabıñ... Beş sene sonra seçdiler genni gene Dianellos Siğara Fabrikasına.. 

Eli golu uzunudu, eh.. tütün da işiydi, ettiler genni Fabrikanın müdür yardımcısı. 

Gözü müdürlükdeydi.. "Ne yapsam, nasıl etsem da otursam o rahat koltucuğa"nın hesapları duddu genne dört sene. "Ben abiñizim. Gulaklarından millet, bayrak deyinca asıl ateş çıkan da benim. En yufga tarafım purocuklarımdır. Onu da idare ediñ artık" dedi, yiddire, kagdıra 5'inci turda zorunan seçdirdi gendi gendini müdürlüğe.. 

Amman anam.. O açılış seniñ, bu festivalcık benim ostiyiro gezdi, ağzından köpük eksik etmeden böñürdü durdu iki sene..

Ay başında iş başı yapdı Siğara Fabrikası. Bir haber geldi Sultan Hazretlerindan. "Artık..." dedi, "Fabrikadaki tütün her gün daha ince gıyılacak.. Öyle galın puro tütünü isdemem. Vallahi valinin eline veririm çırayı, yakdırırım size fabrikayı.."dedi..

Bu gadar senelik puro tüccarı müdüre nasıl ağnadacaklar oğlum.. 23 dediler, 24 dediler, "Hade be abi" dediler, diğnedemediler. 

10 gün geçdi üsdünden, siğara tiryakileri bulamadılar bir dane sarma  bile içsinner.. Fabrikadakilar siğara bulamayınca gonyak içdiler, başladılar yeeefff...!!! çeksinner gece yarısı..

Müdür dedi, "bırağamam ben bu guduzu.. Baş Ebisdad'ınan Baş Maşa yediler yeññi yetme validen topuzu, halk'a da galdı yedikleri bokun kokusu...

Hade...!!!

İşeyiñ da yatasıñız....

***************

Bir haberle gururlandık bu hafta. 

Bu yıl, Kimya dalındaki 2024 Nobel Ödülü, 3 bilim insanı arasında paylaşıldı. Bunlardan biri "Hesaplamalı Protein Tasarımı" ile David Baker isimli bilim insanı olurken, "Protein Yapısı Tahmini" ile diğer iki bilim insanı John M. Jumper ve Demis Hassabis  ödüle ortak oldular.

Demis Hassabis babası Kıbrıslı bir bilim insanı. Londra’da doğmuş ve orada büyümüş. Şu anda kurucusu olduğu iki ayrı şirketin, ( İngiliz - Amerikan ortaklığı olan "Google DeepMind" adlı yapay zeka şirketiyle, Londra merkezli "Isomorphic Labs Limited" isimli yine yapay zeka kullanılarak uyuşturucuların etkisini araştıran bir başka şirketin ) "CEO" Genel Müdürlüklerini yürütüyor.

Başarılı bir bilim insanı olan 1976 doğumlu Demis Hassabis'in "memleketli" oluşu elbette gurur verici. 

Sadece "etnik köken"e prim verip, Ada'yı kendi etnik kökeninin tapulu malı sayan şövenler ne düşünürler acep?

***************

-    Aloo..!! Ha n'apañ be Siddiga..?....   Sorma anam. Araycaydım seni amma, çekmezdi telufon hastahanede..   Nasıl?...   Yok, yok. Daha eyidir Isseyin şimdi.   Evet... Dahiliyeci bakdı genne acilde..   Eehh..!! N'apsañ yedi bir serumcuk.....   Eyya..!! Aldılar ganını da..   Evet.... Bütün tahlilleri yapdırdık.. "Sodyum" deller nedir, aha o çıkdı çok yüksek.. Söyledim gızım, söyledim amma diğnemez adam n'apayım... Hevesinan toplayınca zeytini da ettik çakızdezi, bekledi geçsin biceez hafda üsdünden, aldı sıcak ekmeciği Salih efendinin furundan, oturdu çakızdezin başına.   Yok anam, dayanamadı. Yeññi çakızdezi görünca öyle hazır, bir diş sarmısak içinde, ekşisi zeytinyağı tamam, üsdünde da ezilmiş tütüsüynan golyandro tohumcuğu, bastı dişi çakızdeze, basdı dişi, belki da yedi 40-50 dane.. Tansiyon çıkdı aya, biz da acile...   Sağol be Siddiga o şu aradıñ da sorduñ vallahi. Gözleniñ siz da Rifat'ınan. Bas bas bağırır dokdorlar bir hafdadır. Çok çakızdez yemesin insannar da yüksek tansiyon yapar deyi. Ama biliñ sen da. Diğnemez Gıbrızlı....

 

***************

Beyrut...

Zamanında "Ortadoğu’nun Paris’i" olarak adlandırılan Lübnan'ın nadide başkenti.. 

Önce emperyalistlerin dürtüsüyle dini grupların çatışmaları yıktı, geçirdi güzelim şehri.. 

Beyrut harabeye döndü. 

Göç etti insanlar, çocuklarının ve sevdiklerinin hayatlarını kurtarabilmek için. Hristiyanı da, Müslümanı da kaçtı şehirden, yaşam ağır bastığından. 

Avrupa, Amerika, Kanada, Avustralya....

Dağıldılar dünyanın dört bir yanına, sedir ağacının gölgesi düşlerinde.. Gittikleri ülkelerde sarıldılar birbirlerine, "Dabkeh" oynadılar omuz omuza.. 

Yüreklerindeki Beyrut’ta sular biraz durulunca yatırım yapıp onardılar evlerini. Ama lanetlenmişti şehir emperyalistlerce.. 

Dünyanın insan üzerindeki en etkili uyuşturucusu din, rahat bırakmıyordu Beyrut’u. Hizbullah oradaydı. Onların hasmı İsrail ise yanı başında. 

Halâ vuruluyor şehir, İsrail saldırılarıyla.. Daha dün hava saldırılarında en az  22 kişinin hayatını kaybettiği ve 117 kişinin yaralandığı duyuruldu batı medyasında.. 

Kimbilir  kaç katıdır ölüm. Kaç çocuk vardır aralarında, kaç kadın..

Ölüm saçarken faşistler, seyrediyor dünya..

Ellerinde şampanya kadehleri, önlerinde kanlı havyarlarıyla "kınıyor" hanımlar, beyler...

Bizde de gündem, çişini tutamayan bir narsistin koltuk sevdası...

Ne gam....

Yusuf Nidai

12 Ekim 2024

[email protected]

Sövmek: Küfretmek

Mangos etmek: Ahmaklaşmak

Mesel: Masal

Zembil: Hurma dalından veya sazdan örülen sepet

Pambık: Pamuk, beyaz

Veledizna: Piç

İstiflemek: Üst üste koyup çoğaltmak

Gomma: Ahbab, yakın arkadaş

Ostiyiro: Dönüp dolaşmak

Böñürmek: Bağırmak, böğürmek

Guduz: Kıbrıs ağzında "vazgeçilemeyen", "kötü" veya "bela" anlamında kullanılan bir yakıştırma

Eyya: Betimleme ünlemi

Çakızdez: Kırılmış yeşil zeytinin tuzlanmasıyla yapılan bir çeşit zeytin turşusu

Ekşi: Limon

Golyandro: Kişniş 

Gözlenmek: Dikkatli olmak