Güneş’in altında bir eliñde guspo, bir eliñde kürek işleyen köylü isdeyinca domadezin garşılığını, davarın peşinde annına vuran 45 derece sıcağın altında dağ tepe koşdururkan çoban mecburi çıkarınca etin fiyatını, galdırdıñız kıçıñızı da vurduñuz yere.. O insannar belki da gırtlaklarına bir sokum ekmek girdikden sonra galan üç guruşu denkleşdirip 675 TL'lik elektrik borcunu ödemek için çabalallardı. Öbür taraftan klimacıklarının altında keyif çatarkân sahde devletciklerini yönetdiklerini zanneden efendiler, gurguralarından geçen gaymaklar yetmezmiş gibi, 675 TL'lik borcunu ödemeyennerin şavkını kesinca adam olduklarını kuzeydeki Sultanlarına ispat etmenin peşindeydiler. Ama 10 seneyi geçkin bir sürede, imzaladığı anlaşmaya sadık kalmayıp, buna rağmen sahte devleti çıkardığı hesapla 59 milyon Euro’luk borca sokan ve Sultanlarına yaltaklanmak için yarım yamalak açtıkları bu meşhur uçakalanının müteahhiti "ayrıcalıklı gamaşa"ya 92 milyon TL'lik elektrik borcu için özel yapılandırma uygulanmasına ses çıkarmadılar. Sendikalar bu haksızlık karşısında bu efendinin şavkını kesmeye gidinca da, egemen devletin polisi tarafından tartaklandılar.

Gendi keyifcikleri gaçmasın deyi, ruhlarını işgalcilerin ve onnarın soytarılarının eline teslim edenler cıbbana çalıp gelecek ay 50'inci esaret yıllarını kutlamak için sabırsızlanmaya devam ettik sonra, daha çok fakir fukarının şavkı gararır ama "ahbab işi şavk"lar çoğalmaya devam eder.

Kuzey'deki ampül modası Gıbrız'a da yayıldı çoktan. 

Sahte Bakancıkların hepsinin kıçında birer tane şavkır, şükür olsun...

***************

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR)'ın son verilerine göre savaş ve şiddetin küresel ölçekte artması neticesinde ülkelerinden kaçan veya kaçmak zorunda kalan insanların sayısı 120 milyona ulaştı. Yani her 69 kişiden biri ya da tüm dünya nüfusunun yüzde 1,5'i şu anda zorla yerinden yurdundan edilmiş durumda. Rapora göre bu mültecilerin yüzde 73'ü sadece 5 ülkeden geliyor. Afganistan, Suriye, Venezuela, Ukrayna ve Sudan.

En çok mülteci veren ülke 13.8 milyon kişiyle Suriye. Nedeni elbette ki 12 yıldır süre gelen iç savaş. Savaş ve şiddet nedeniyle yerlerinden edilen insanlar sadece Suriye ile sınırlı değil elbette. Afganistan, Sudan, Ukrayna ve son zamanlarda yaşanan vahşete karşı tüm dünyanın üç maymunu oynayarak görmezden ve duymazdan geldiği Filistin. Sadece Petrol Devi  Venezuela'dan göç, çöken ekonomi ile ilintili. 

Dışlanıyor mülteciler, horlanıyor ve herşeye rağmen sığıntı oldukları ülkelerde yaşam kavgası veriyor. Kimisi de insan tacirlerine yedirdikleri paralara rağmen, sardalya usülü sıkıştırıldıkları insani şartların çok uzağındaki azgın sulara kapılıp, denizlerde can veriyor. 

Öte yandan bizim gibi kendi ülkesine sahip çıkamayanlar tarafından da ikinci sınıf muamelesi görüyor.

Bencil dünyanın en çirkin ve en acımasız yaratıkları değil midir, insanlar...?

***************

-    Uhh anam.. Allah acıdı bizim Münise'yi be Elmaziye, duyduñ..?

-    N'oldu be Siddiga gene?

-    Mahalle çalkalandı gızım. Seniñ Münise bulmuş bir garı o şu büyü bozar. Anası hasda, gocası hayırsız. Garı almış 500 lira da bakdı falına öñünden. Sonra demiş genne seniñ anañın hasdalığı da, seninkinin hayırsızlığı da hep büyüdendir, isdersañ dedi, hepsini bozayım sağa.

-    Eee.. O deli garı da inandı genne..?

-    N'apsın be manamu.. Tamam dedi genne. Meğer dolandırıcıymış bu büyücü garı. Bir almış bizim Münise'den 130 biñ lira, bir da biñ Euro. Sonra dank etmiş kafasına berikât versin da gitmiş, labord etmiş genni polise. Attılar garıyı mapusa tabii. Bizimki da gurtarmış paracığını ama ta gurtarsın gabar gakmış her tarafında. Aklı o gadar kesti be, n'apsın...

 

***************

KA KA TC'nin laftaki, ama yıllardır doğrusunun ne olduğunu söyleyen emekçilerinin dillerinde tüy bitmesine rağmen ısrarla yanlış adımlarla aksak yürüyen "sözde lokomotif sektörü" turizmle ilgili iki gün önce bir toplantı gerçekleştirildi. Bilmem kaç yüzüncü bu toplantıda halâ kömürle yürütülmeye çalışılan şimendiferin sönmeye yüz tutmuş kazanına yeniden kömür atıldı. Adına da KA KA TC Turizm Master Planı dendi. 

"Sürdürülebilir Gelişimi" amaçlıyormuş. Adet yerini bulsun diye Ada’nın kuzeyindeki turizm paydaşları toplantıya çağırılmış. 

Her ülkenin dinamiklerinin farklı olduğunu sağır Sultan bile bilir. Turizm modellerinin ne ve nasıl olabileceğini de en iyi o ülkenin sektör emekçileri bilir. Özellikle bu turizm ise, başka ülkelerin modelleri "sadece" incelenir. Ama bu coğrafyada, hele bu hükümetle incelemek bir yana dursun her sektörde Türkiye ne yapıyorsa kopyalanır ve onlar ne diyorsa uygulanır. 

Bu davranış biçimiyle  o sektördeki emekçileri ahmak yerine koymaya bayılırlar. 

Bunun Türkçesi "siz düşünemezsiniz, siz yapamazsınız, biz her şeyi sizin için yapacağız, siz de biat edeceksiniz"dir. 

Efendim bu defa da turizm konusunda bize akıl vermesi için yollanan, içinde "Hacı" sözü geçen Ankara’daki bir üniversitenin öğretim üyesi. Akıl vermeyi bırakın adamın rolü de çoktan belirlenmiş. "Proje Eş Başkanı". Konuşması gayet açık ve net. 

Dertleri ise kesinlikle fikir paylaşmak filan değil. Düpedüz emir vermek.  "Hedefleri, yol haritasını ve sizi geleceğe nasıl taşıyacağımızı biz belirleyeceğiz." demiş zat-ı muhterem. "Kararlı bir şekilde de uygulayacağız" diye buyurmuş.

"Sizi biz kurtardık" saçmalığını İsias katilleri de kullanmaya başladığına göre, gerisini siz düşünün.

Biat etmeye devam mı, tamam mı..?

Yusuf Nidai

15 Haziran 2024

[email protected]

Şavk: Işık

Şavkırmak: Işık saçmak, aydınlanmak

Guspo: Kazma

Gurgura: Boğaz, yemek borusu

Manamu: Zavallı