UTANCIMIZ: 68 ÇOCUK EBEVEYN OLDU !
Büyük Utanç
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB), 2023 yılı istatistiklerine göre, 18 yaşını doldurmamış 61 kız ve 7 erkek çocuğun ebeveyn olduğunu açıkladı. Birlik, bu durumu ciddi bir toplumsal çöküş olarak nitelendirerek Sosyal Hizmetler Dairesi ve Polis’i göreve çağırdı.
"68 Çocuk Ebeveyn Olması Kabul Edilemez!"
KTTB Başkanı Prof. Dr. Ceyhun Dalkan ve Genel Sekreter Dr. Sinem Siğit İkiz’in imzasını taşıyan açıklamada, bu durumun, insanlık onuruna aykırı olduğu vurgulandı. İstanbul Sözleşmesi ve Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin (ÇHS) çocukların korunması konusundaki hükümlerine dikkat çekildi. Açıklamada, 18 yaş altındaki çocukların ebeveyn olmasının açık bir hak ihlali olduğu belirtildi.
Erken Yaşta Evlilik Eğitim Hakkını Engelliyor
Birlik, çocuk yaşta ebeveynliğin, çocukların eğitim haklarını ellerinden aldığını ve onları hayat boyu yoksulluk döngüsüne sürüklediğini belirtti. Çocuk bakım sorumlulukları, eğitim hayatlarını sekteye uğratırken, eğitimden mahrum kalan bu bireyler düşük gelirli işlerde çalışmak zorunda kalıyor. Bu durum, ÇHS’nin belirlediği eğitim hakkını doğrudan zedeliyor ve gençlerin geleceğini karartıyor.
Toplumsal Travma ve Çocuk İstismarına Karşı Acil Eylem Çağrısı
Açıklamada, erken yaşta evlilik ve çocuk istismarına karşı devlet mekanizmalarının daha etkin çalışması, Polis ve Sosyal Hizmetler Dairesi’nin çocuk istismarı vakalarını ciddiyetle ele alması gerektiği vurgulandı. Çocukların güvenliği için sosyal hizmet uzmanları ve ilgili birimlerin iş birliği yapması ve ayrıca, okullarda beden tanıma ve cinsellik eğitimi gibi farkındalık artırıcı müfredatların geliştirilmesi gerektiği belirtildi.
"Çocukları Koruyamamak, İnsanlık Onurumuzu Zedeler"
Tabipler Birliği, çocuk haklarını ihlal eden bu durumun yalnızca mağdur çocukları değil, tüm toplumun geleceğini tehdit ettiğini, çocukları koruma sorumluluğunun devletin en temel görevlerinden biri olduğunu hatırlattı. Açıklamada, “Her gün çocukları koruyamadığımızda, insanlık onurumuzdan bir şeyler kaybediyoruz” denilerek, bu sorunun toplumsal bilinçle çözülmesi gerektiği vurgulandı.