Birleşmiş Milletler (BM), Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin doğusunda bulunan ve stratejik öneme sahip Goma şehrinde, isyancı grupların kontrolü ele geçirmesinin ardından yaşanan çatışmalarda yaklaşık 3.000 kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu. Goma, Kongo ordusu ile isyancı gruplar arasında günlerce süren yoğun çatışmalara sahne olurken, şehirdeki insani kriz de giderek derinleşiyor.
BM'nin Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ndeki misyonunun başkan yardımcısı Vivian van de Perre, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, "Son günlerde Goma sokaklarından şimdiye kadar 2.000 ceset toplandı ve Goma hastanelerinin morglarında 900 ceset kaldı" ifadelerini kullandı. Van de Perre, yaklaşık 2 milyon kişinin yaşadığı şehirden yaptığı görüntülü konuşmada, ölü sayısının artmasını beklediklerini belirterek, "Bazı bölgelerde hâlâ çok sayıda çürüyen ceset var. Kurtarma ekipleri, cesetleri toplamaya çalışıyor ancak güvenlik durumu bu süreci zorlaştırıyor" dedi.
Ölü sayısının artmasından endişe duyulurken, uluslararası kuruluşlar bölgedeki insani krizin derinleştiğine dikkat çekiyor. Sivil toplum kuruluşları, çatışmalardan kaçan binlerce kişinin yiyecek, su ve tıbbi yardıma erişimde büyük zorluklar yaşadığını raporluyor. Şehirdeki hastanelerin kapasitelerinin çok üzerinde hasta ve yaralıyla dolu olduğu belirtilirken, tıbbi malzeme ve temel ihtiyaçlar konusunda ciddi sıkıntılar yaşanıyor.
Çatışmaların şiddetlenmesi ve artan can kayıplarının ardından, Alliance Fleuve Congo (AFC) olarak bilinen isyancı koalisyon, Salı günü Demokratik Kongo Cumhuriyeti hükümetine yönelik bir açıklama yaparak, "Kinşasa rejiminin neden olduğu insani krize yanıt olarak" ateşkes ilan ettiklerini duyurdu. Ancak hükümet yetkilileri, isyancı grubun bu açıklamasını "sahte iletişim" olarak nitelendirerek, çatışmaların halen devam ettiğini bildirdi. BM de Çarşamba günü, Güney Kivu eyaletinde şiddetli çatışmaların sürdüğünü doğruladı.
Demokratik Kongo Cumhuriyeti, 100 milyondan fazla nüfusu ile Afrika kıtasının en büyük ülkelerinden biri olmasına rağmen, yıllardır süregelen etnik gerginlikler, toprak anlaşmazlıkları ve doğal kaynakların kontrolü üzerindeki mücadeleler nedeniyle büyük bir şiddet sarmalının içinde bulunuyor. Ülkenin doğusunda bulunan mineral zengini bölgeler, silahlı grupların kontrolü ele geçirmek için sıkça çatışmalara girdiği alanlardan biri olarak öne çıkıyor. Bu durum, yalnızca bölgedeki güvenliği tehdit etmekle kalmıyor, aynı zamanda milyonlarca insanın hayatını etkileyen büyük bir insani krize yol açıyor.
BM ve uluslararası yardım kuruluşları, bölgedeki sivil kayıpların artmaması için taraflara acilen çatışmalara son verme ve insani yardımların bölgeye ulaştırılmasını sağlama çağrısında bulundu. Ancak çatışmaların kısa vadede sona ereceğine dair umutlar oldukça düşük görünüyor. Ülkedeki mevcut siyasi belirsizlik ve silahlı grupların güç kazanma çabaları, bölgede barışın sağlanmasını zorlaştıran başlıca faktörler arasında yer alıyor.