Cumartesi günü Kıbrıs Haber Ajansı'na konuşan Scordilis, bölgedeki mevcut sismik aktiviteyi inceleyerek, olası senaryolar üzerine önemli açıklamalarda bulundu.

İthal elma ve yerli çilekte limit üstü bitki koruma ürünü tespit edildi İthal elma ve yerli çilekte limit üstü bitki koruma ürünü tespit edildi

Scordilis, 1956 yılında Richter ölçeğine göre 7,7 büyüklüğünde gerçekleşen ve Amorgos Adası'nı vuran büyük depreme atıfta bulunarak, bu olaydan bu yana geçen sürenin bölgedeki fay hatlarının benzer bir enerji birikimi oluşturması için yeterli olmadığını vurguladı. Profesör, depremlerin tekrarlama periyotları göz önüne alındığında, bu tür büyük ölçekli sarsıntıların meydana gelmesi için gereken stres yüklenmesinin henüz tamamlanmadığını ifade etti.

Özellikle yılın başından itibaren Yunanistan’ın Kiklad Adaları’nda art arda küçük depremlerin meydana geldiğine dikkat çeken uzman, bu hareketlilik içinde en güçlü sarsıntının Santorini Adası'nda yaşandığını belirtti. 5,2 büyüklüğündeki bu depremin bölgedeki sismik hareketliliğin bir göstergesi olduğunu söyleyen Scordilis, yine de bu depremlerin büyük bir yıkıcı depremi tetikleme olasılığının düşük olduğunun altını çizdi.

Sismoloji alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Scordilis, bölgedeki mevcut depremselliği analiz ederek, maksimum gerçekleşebilecek depremin büyüklüğüne dair önemli veriler sundu. Yaptığı ölçümlere göre, şu an itibarıyla Ege Denizi’nde gerçekleşebilecek en büyük depremin yaklaşık altı büyüklüğünde olabileceğini belirten bilim insanı, bunun 1956 yılında yaşanan 7,7 büyüklüğündeki depremle kıyaslandığında çok daha düşük bir enerji açığa çıkaracağını dile getirdi.

“Ocak ayının sonundan itibaren Kiklad Adaları civarında meydana gelen depremlerle ilgili bazı hesaplamalar yaptım ve bu depremler sonucunda açığa çıkan enerjinin toplamı, Richter ölçeğine göre altıyı geçmeyen bir depremin enerjisine eşdeğer,” diyen Scordilis, bu durumun fay hattının en fazla ne kadar enerji açığa çıkarabileceğini anlamak açısından önemli bir gösterge olduğunu belirtti. Bu verilerin büyük bir depremin şu an için olasılık dahilinde olmadığını ortaya koyduğunu vurguladı.

Bölgedeki sismik aktivitenin Kıbrıs ve çevresindeki daha geniş coğrafyayı etkileyip etkilemeyeceği sorulduğunda, Scordilis, herhangi bir fayın büyük bir deprem üretebilmesi için yeterince stres biriktirmesi gerektiğini ve bu tür bir gerilim yüklenmesinin şu an için tespit edilmediğini söyledi. Ancak, bir fay yeterince stres biriktirmişse, "en ufak bir hareketlilikten" bile etkilenebileceğini de ekledi.

Bununla birlikte, uzmanların her zaman tüm fay hatlarının mevcut durumunu tam olarak bilmesinin mümkün olmadığını belirten Scordilis, kesin tahminler yapmanın zorluklarına da değindi. Ancak Kıbrıs’ın yalnızca 1956'dakine benzer büyüklükte bir depremin gerçekleşmesi durumunda etkilenebileceğini belirterek, "Bunun olasılığının şu an için düşük olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

Uzmanlar, bölgede süregelen sismik aktivitenin dikkatle izlenmesi gerektiğini ve halkın olası bir depreme karşı bilinçli olmasının önemini vurguluyor. Ancak mevcut veriler ışığında, kısa vadede büyük bir depremin beklenmediği ifade ediliyor. (Cyprus Mail)