Gürses, savcılıktaki ifadesinde suçlamayı reddetti, TSK'yı bir terör örgütüyle ilişkilendirmesinin söz konusu olamayacağını kaydetti
YouTube kanalındaki programında kullandığı ifadeler nedeniyle başlatılan soruşturmada gözaltına alınan ve 'devletin askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılama' suçundan tutuklama talebiyle hakimliğe sevk edilen gazeteci Özlem Gürses hakkında 'konutu terk etmeme' ve 'yurt dışı çıkış yasağı'nı içeren adli kontrol tedbirleri uygulandı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ndeki işlemleri tamamlanan ve sağlık kontrolünden geçirilen Gürses, Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne sevk edildi. Gürses, sağlık kontrolü için hastaneye elleri önden kelepçeli halde götürüldü.
Gürses, Terör Suçları Soruşturma Bürosunca ifadesinin alınmasının ardından tutuklanması talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildi. Savcılığın sevk yazısında, Gürses'in söz konusu ifadeleriyle TSK hakkında terör örgütü benzetmesi yaptığı savunuldu. Yazıda, ilgili kanun maddesi gereğince Adalet Bakanlığının iznine tabi olması nedeniyle Bakanlıkça soruşturma izni verildiği ifade edilerek, Gürses'in "devletin askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılama" suçundan tutuklanması talep edildi. Hakimlik, Gürses hakkında 'konutu terk etmeme' ve 'yurt dışı çıkış yasağı'nı içeren adli kontrol tedbirleri uygulanmasına karar verdi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamada, Gürses'in, YouTube'da "TV OZ" kanalındaki yayınında kullandığı "Gördüğünüz üzere IŞİD yapısı, yani TSK-SMO yapısı Kürtlerin olduğu bölgelerde küçük küçük kazanımlar elde etmiş" sözleriyle TSK hakkında terör örgütü benzetmesi yaptığı belirtilmişti. Bu sözleriyle TSK'yı işkence ve katliamlarda bulunan terör örgütleriyle birlikte hareket eden işgalci bir kurum olarak nitelediği iddiasıyla hakkında "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçundan resen soruşturma başlatıldığı kaydedilmişti. Soruşturma kapsamında Ankara'da gözaltına alınan Gürses, İstanbul'a getirilmişti.
Gürses: TSK'yı bir terör örgütüyle bağlantılı gibi göstermek istemem ve istemedim
Özlem Gürses, savcılıkta verdiği ifadede, terör iltisaklı suçlamayla gözaltına alınmasının şaşkınlığını yaşadığını belirtti. Gürses, "Benim dedemin dedesi Çanakkale şehididir. Kendi dedem havacı albaydır. Ben, devletini ve ülkesini seven, cumhuriyetçi, Atatürkçü bir aile kültürü ile büyüdüm" ifadesini kullandı. Her gün 17.00 ila 18.00 saatlerinde kendisine ait YouTube kanalında haber yayınları yaptığını anlatan Gürses, söz konusu yayındaki yaklaşık 8 saniyelik bölümün seçilerek sosyal medyada kendisi hakkında linç kampanyası başlatıldığını öne sürdü. Gürses, ifadesinde, TSK ve Mehmetçiği bir terör örgütü ile ilişkilendirmesinin söz konusu olamayacağını, böyle bir şeyi aklından bile geçirmeyeceğini kaydetti.
Yayınının tamamı izlendiğinde asıl anlatmak istediğinin üzerine atılı suçlamayla ilgisi olmadığının ortaya çıkacağını savunan Gürses, ifadesine şöyle devam etti: "Hatta tam tersi, Suriye'deki kuzey koridorunun IŞİD kontrolünden TSK ve SMO tarafından ele geçirilerek terör örgütü olan IŞİD'den temizlendiğini ifade etmektedir. Yayında bu cümleleri kullanırken harita üzerinden de göstermeye çalıştım. Bunu yaparken anlatmak istediğim şeyler havada kalmış veya iki cümleyi birbirine bağlarken bir yanlış anlaşılma olmuş olabilir. Burada dil sürçmesi veya cümleleri birbirine eksik bağlamış olabilirim. Kesinlikle TSK'yı bir terör örgütüyle bağlantılıymış gibi göstermek istemem ve istemedim. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Yanlış anlaşılmamdan dolayı da çok üzgünüm."
Gürses'in avukatından açıklama
Özlem Gürses'in avukatı Furkan Kamalak ise, soruşturma konusu ifadelerin canlı yayında bir dil sürçmesi sonucu sarf edildiğini ve yayının devamında düzeltildiğini söyledi. Kamalak, gözaltındaki Gürses'le yaptığı görüşmenin ardından şu açıklamalarda bulundu: "Kendisi zaten bir asker torunu ve memur çocuğu. Türk Silahlı Kuvvetleri hakkında olumsuz bir şey söylemesi, kötü düşünmesi zaten düşünülebilecek bir durum değil, yayın esnasında da zaten düzeltmesini de yapıyor. Biz ilk görüştüğümüz noktada zaten ne olduğunu bile tam olarak anlayamıyordu. Çünkü hani kasıtlı olarak bir şey yapılmış olsa ne olduğunu bilir insan. Ancak burada dil sürçmesinin olduğunu, söylediği şeyin o anlamı çıkardığını kendisi de başlangıçta farkında değildi. Ben aktardıktan sonra, yani Türk Silahlı Kuvvetleri ile IŞİD bir araya koyulmuş gibi bir anlam çıktı dediğimde, 'Olur mu öyle şey? Benim Türk Silahlı Kuvvetlerine bakış açım belli. Türk Silahlı Kuvvetlerine olan desteğim belli. Bunun haricinde Türkiye'nin dış politika noktasında özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri nezdinde gerçekleştirdiği operasyonlar hakkında benim yorumlarım, düşüncem, olumlu kanaatlerim ortadayken böyle bir şey söylemem zaten mümkün değil' dedi."