İkinci Dünya Savaşı'nda Almanya'nın işgal ettiği Yunanistan, bugün batılı müttefiki olarak gördüğü Berlin yönetiminden savaşta kendisini uğrattığı zararı telafi etmesini istiyor.

Yaklaşık 400 bin Yunanistan vatandaşının hayatını kaybettiği İkinci Dünya Savaşı sonrasında, Yunanistan-Almanya ilişkileri Avrupa Birliği (AB) içinde şekillenirken, ödenmemiş savaş tazminatı gibi sorunlar da ilişkilerdeki varlığını sürdürdü.

Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier'ın bu hafta başında Yunanistan'a yaptığı ziyaretin Selanik ayağında Steinmeier'in inşa süreci devam eden Holokost Müzesi'ni ziyareti, Atina ayağında ise Yunanistan Cumhurbaşkanı Katerina Sakelaropulu'nun Steinmeier'e ödenmemiş savaş tazminatını hatırlatması yer aldı.

Selanik Üniversitesi'nde görevli tarih profesörü Stratos Dordanas, Almanya ve Yunanistan'ın 2. Dünya Savaşı'ndan bugüne ilişkisini ve Yunanistan'ın Almanya'dan savaş tazminatı beklentisini AA muhabirine değerlendirdi.

İtalyan güçlerinin "Arnavutluk sınırını bize açın" talebine, 28 Ekim 1940'da dönemin Yunanistan Başbakanı Yannis Metaksas'ın "Hayır" diyerek karşılık vermesi Yunanistan'ın 2. Dünya Savaşı'nda işgal kuvvetlerinin saldırısına uğramasına yol açtı.

Dordanas, 28 Ekim 1940'ın bu nedenle modern Yunan tarihi açısından önemli bir gün olduğunu belirterek, Yunanistan'ın bu günden sonra İtalya, Almanya ve Bulgaristan saldırılarıyla karşı karşıya kaldığını kaydetti.

Bu saldırıların Yunanistan gibi küçük bir ülke için oldukça yıpratıcı olduğunu ifade eden Dordanas, Yunanistan'ın elindeki kısıtlı imkanlarla mücadeleyi yürüttüğünü belirtti.

2. Dünya Savaşı'nda Yunanistan'da Alman işgali

Dordanas, Almanya'nın Yunanistan'ı işgale 6 Nisan 1941'de başladığını hatırlatarak, "Ülkenin Alman kuvvetlerince işgali, modern Yunan tarihinde yeni bir dönemi açmıştır." dedi.

Almanya, İtalya ve Bulgaristan'ın 2. Dünya Savaşı'nda Yunanistan'ı işgalinin, sonrasında ülkede iç savaşa giden yolda da etkili olduğunu aktaran Dordanas, işgal döneminin açlık, yokluk gibi ciddi sorunlara neden olduğuna işaret etti.

Dordanas, savaşın ilk yılında açlıktan başta büyük şehirler ve bazı adalarda olmak üzere ülke genelinde 150 binden fazla kişinin hayatını kaybettiğini belirterek, Alman kuvvetlerinin birçok köy ve yerleşim biriminde büyük yıkımlara ve toplu sivil kayıplara neden olduğunu kaydetti.

İşgal süresince kıtlık nedeniyle temel ihtiyaç maddelerinde karaborsanın da piyasaya hakim olduğunu belirten Dordanas, işgal kuvvetleriyle işbirliği yapanlar nedeniyle toplum içinde de kopuşların yaşandığını söyledi.

Dordanas, başta Selanik olmak üzere ülkede yaşayan Yahudi toplumunun da savaştan etkilendiğini ve yaklaşık 60 bin Yahudinin hayatını kaybettiğini dile getirdi.

Savaşın Yunanistan'da can kayıpları kadar büyük maddi hasara da neden olduğuna işaret eden Dordanas, savaşın Yunanistan'ı hem ekonomik hem de toplumsal olarak harap bir ülkeye dönüştürdüğünü belirtti.

Dordonas, ülkelerin o dönemki nüfuslarına oranla savaşta verdikleri can kayıpları değerlendirildiğinde, savaştan önce yaklaşık 7 milyon nüfusu olan Yunanistan'ın, Avrupa'da Polonya'dan sonra en çok can kaybı veren ikinci ülke olduğunu kaydetti.

Savaşta karşıt olmaları nedeniyle, Yunanistan ve Almanya arasında 20. yüzyılın ilk yarısında düşmanlığın baskın olduğu bir ilişki geliştiğini belirten Dordanas, 2. Dünya Savaşı'nın ise bu ilişkide önemli bir travma olduğunu ifade etti.

Stratos Dordanas, Yunanistan ve Almanya bugün her ne kadar Batı dünyasında aynı safta yer alan müttefikler olsa da 2. Dünya Savaşı travmasının, savaş tazminatları ödenmediği için kapatılmış bir sayfa olmadığını savundu.

Dordanas, "Özellikle işgal kredisini ve savaş tazminatını kastediyorum. Yunanistan'ın işgal kuvvetlerine işgal masrafları olarak ödemek zorunda kaldığı paralar... Eğer 2. Dünya Savaşı'na ait bu sayfanın tamamen kapanmasını istiyorsak Almanya'nın etik bir borcu vardır." diye konuştu.

Yunanistan'ın 2009'da başlayan ekonomik kriz döneminde Avrupalı müttefiklerinden borç aldığını ve bugün hala bu borcu kademeli olarak ödemeye devam ettiğini hatırlatan Dordanas, "Ülkemizin Avrupalı müttefikleri, başta Almanya olmak üzere Yunanistan'dan borcunu ödemesini talep ediyorsa Almanya'nın kendisi de bunu yapmalıdır. Yunanistan'a karşı 2. Dünya Savaşı'ndan kaynaklı borçlarını ödemelidir." dedi.

Uluslararası toplumda bu tür bir çifte standarda yer olmadığına dikkati çeken Dordanas, Almanya'nın bu konuyu tartışmaya yanaşmadığını kaydetti.

Dordanas, "Bu mesele sadece Yunanistan'la ilgili değil. Konu gündemdeki sıcaklığını koruyor. Polonya gibi 2. Dünya Savaşı'nda benzer yıkım ve acıları yaşayan diğer ülkelerle de ilgili. Bu konuyu gündeminde tutan ülkeler var." diye konuştu.

Esed rejiminin devrilmesinin ardından Türkiye'deki Suriyeliler ülkelerine dönüyor Esed rejiminin devrilmesinin ardından Türkiye'deki Suriyeliler ülkelerine dönüyor

Almanya'nın, Yunanistan'la bu konuyu konuşması halinde, diğer ülkelerin de tazminatları gündeme getirmesinden endişe duyduğunu belirten Dordanas, Almanya'nın bu nedenle tüm talepleri görmezden geldiğini ifade etti.

Dordanas, ödenmesi beklenen savaş tazminatına ilişkin farklı hesaplamaların mevcut olduğunu belirterek, "Ekonomik kriz döneminde bahsedilen miktar aşağı yukarı Yunanistan'ın kreditörlerine olan borcu kadardı. 350 milyar avrodan bahsediliyordu. Sadece işgal kredisi bile 10 milyar avronun üzerinde hesaplanıyor. Ülkedeki can kayıpları ve uğranan maddi hasar açısından bile düşünülürse milyarlarca avro söz konusu olacaktır." dedi.

Can kayıplarının maddi olarak telafi edilmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Dordanas, aslında bu borcun etik bir borç olduğunu savundu.

Dordanas, öte yandan, Steinmeier'in bu haftaki Yunanistan ziyaretinin ikili ilişkilerdeki iyi seviyeyi teyit ettiğini söyledi.

Yunanistan Meclisinin, Nazi işgali döneminde hayatını kaybedenler ve zararların tespitine yönelik oluşturduğu komisyonun 2016'da tamamladığı rapor, Ekim 2018'de yayımlanmıştı.

Buna göre Yunanistan, hayatını kaybedenlerin yakınlarına tazminat ile verilen maddi zarar ve Merkez Bankasından Nazi yönetiminin zorla aldığı faizsiz işgal kredisi karşılığında tazminat talep ediyor. Ayrıca, işgal döneminde ülkeden götürülen tarihi eserler de geri isteniyor.

Almanya ise 1960'da 115 milyon Alman markı ödeme yapıldığını belirterek, üzerinden 70 yıldan fazla süre geçen savaş için yeni bir tazminat ödemeyi reddediyor.

Yunan Meclisi, Almanya'dan savaş tazminatı talep edilmesine yönelik önergeyi Nisan 2019'da onaylamıştı.

Dönemin Alman Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert ise Yunan Meclisi'ndeki oylama öncesi yaptığı açıklamada, ülkesinin konuya ilişkin duruşunun değişmediğini, meselenin hukuki ve siyasi açıdan kapandığını dile getirmişti.

Editör: Kıbrısın Sesi