Mahkemelere Sözleşmeli Raportör alımı için münhal açıldı Mahkemelere Sözleşmeli Raportör alımı için münhal açıldı
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, eski Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel'e "Silah arkadaşların sana haklarını helal etmeyerek öldüler" ve "rezil" sözleri nedeniyle açtığı tazminat davasını reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararını oybirliğiyle onadı.
ANKA Haber Ajansı'ndan Gülara Subaşı imzasıyla Pazar günü yayınlanan habere göre, Yargıtay, kararın gerekçesini "ifadelerin sert ve ağır eleştiri olduğu, kişilik haklarına saldırı oluşturmadığını" olarak açıkladı.
Özel, partisinin grup başkanvekiliyken Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki (TBMM) bütçe görüşmeleri sırasında dönemin Milli Savunma Bakanı Akar'ı sert şekilde eleştirmiş, "Senin silah arkadaşların sana haklarını helal etmeyerek öldüler. Sen silah arkadaşlarının bedduasını alan bir adamsın," ifadelerini kullanmıştı.
Özel ayrıca, "Biz CHP olarak makamlara saygılıyız ama keşke öyle bir Genelkurmay Başkanlığı yapmasaydınız. Olmaz olsaydı öyle Genelkurmay Başkanlığı," diye eklemişti.
Akar ise bu tartışma üzerine Özel'e "hakaret ve iftira" suçlamasıyla 500.000 TL'lik manevi tazminat davası açmış, Ankara 28. Asliye Hukuk Mahkemesi de 2 Aralık 2020 günü aldığı kararla Akar'ı haklı bularak, Özel'in 15.000 TL tazminat ödemesine hükmetmişti.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi de Özgür Özel'in başvurusu üzerine tazminat koşulları oluşmadığından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar vermişti.
Eski bakan ise Bölge Adliye Mahkemesi'nin bozma kararını temyize götürdü ve ardından Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararını oybirliğiyle onadı.
"İfade özgürlüğü" vurgusu
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin onama gerekçesinde "ifade özgürlüğü" vurgusu yapılarak Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarından örnekler verildi.
Gerekçede, "Davalı tarafından, davacının birtakım ifadelerine cevaben kullanılan 'rezil' kelimesinin davacının şahsına değil, önceki icra etmiş olduğu görevi yerine getirme şekline yönelik değer yargısı ve sert eleştiri niteliğinde olduğu, davalının güncel bir konu ile ilgili partisi adına ve kişisel değerlendirmelerde bulunduğu, kamu görevinin akabinde siyasetçi olarak görev yapan davacının mevcut konumu gereği eleştirilere daha fazla katlanması gerektiği; aynı şekilde Milli Savunma Bakanlığı'nın (MSB) bütçe görüşmeleri esnasında davalı tarafından sarf edilen söz ve ifadeler değerlendirildiğinde de özellikle Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile güvence altına alınan yasama dokunulmazlığı çerçevesinde davacının önceki görevi yerine getirme şekline ilişkin sert ve ağır eleştiri olarak kabul edilmesi gerektiği, bu sözlere davacı tarafından aynı gün kürsüde cevap verildiği anlaşılmıştır," ifadeleri kullanıldı.
"Davalı tarafından kaba, incitici ve kışkırtıcı birtakım söz ve ifadeler kullanılmış ise de değer yargılarından oluşan bu ifadelerin polemik çıkartmaya, şiddetli tepkiler yaratmaya ve taraftarlarını konsolide etmeye yönelik siyaset üslubunun bir parçası olduğunun kabul edilmesi ve siyasetçilerin konumu itibarı ile yapılan bu sert eleştirilere katlanması gerektiği, tüm bu açıklamalar ışığında davalı tarafından sarf edilen söz ve ifadelerin, davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmayacağı, sert ve ağır eleştiri niteliğinde olduğu, davalının ifade özgürlüğüne üstünlük tanınması gerektiği, demokratik toplum tarafından meşru sayılabilecek nitelikte, ifade özgürlüğüne getirilmesi gereken bir sınırlamanın gerekli olmadığının anlaşılmasına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir." (euronews)
Editör: Kıbrısın Sesi