Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Tarım Komitesi, “16 Ekim Dünya Gıda Günü” nedeniyle yayımladığı mesajında, betonlaşan tarım arazileri ve ülke topraklarına işaret edildi, gıda arzı güvenliğinin bilimsel, toplum odaklı ve çok kapsamlı bir politikayla mümkün olduğuna vurgu yapıldı.

TDP Tarım Komitesi’nden yapılan açıklamaya göre, Dünya Gıda Günü’nün bu yılki temasının “daha iyi bir yaşam ve daha iyi bir gelecek için gıda hakkı” olduğuna işaret edilerek, bunun da tüm dünya ve insanlık için sağlıklı, yeterli ve erişilebilir gıdanın ne kadar önemli olduğuna vurgu yapıldı.

Kuzey Kıbrıs’taki gıda fiyatlarının yüksekliğine değinilen açıklamada, bunun en büyük nedeninin ise ülkede sağlıklı bir tarım politikası olmaması olduğu ileri sürüldü.

Gelişmiş ülkelerin birinci ortak özelliğinin tarımsal üretime verdikleri önem ve destek olduğuna dikkat çekilen açıklamada, bu politikaların da bilimsel temellere dayandığını ve insan ve gelişim odaklı olduğunu kaydedildi.

 “Gıda fiyatları çok yüksektir”

Açıklamada, “Ülkemizde ise buna benzer bir bilinçli üretim planlaması, teknolojik altyapı yeterliliği ve hepsinden önemlisi bir tarım politikası olmaması nedeniyle gıda fiyatları çok yüksektir. Bunun giderilmesi ancak halk için çalışacak sermaye kesimlerine borçlu olmayan bir hükümetle mümkündür” ifadelerine yer verildi.

Kaplıca-Kantara yolunda pazar günü Tırmanma Rallisi gerçekleştiriliyor... Polis'ten uyarı... Kaplıca-Kantara yolunda pazar günü Tırmanma Rallisi gerçekleştiriliyor... Polis'ten uyarı...

Ülkede etkin  gıda kontrol sisteminin olmayışının da sağlıklı gıdaya erişimin önündeki en büyük engellerden biri olduğunun savunulduğu açıklamada,  yıllar önce yanan devlet laboratuvarının yerine modern bir laboratuvarın kurulamamış olmasının da izah edilemeyeceği belirtildi.

“Kırmızı alarmlar çalıyor”

Açıklamada, “Kıbrıs Türk toplumu, zamanında üretilen sebze ve meyvenin dahi en kötüsünü yemeye mahkûm ediliyor. Üretici desteklenmediği gibi ithalatta da standartlar belirlenmiyor. Unutulan şu ki; gıdada hem kalite hem iyi fiyat hem sağlık hem de üretim sürdürülebilirliği bir bütündür. Bu bütünün en tepesinde ise yerli üretim ve üretici gelir.” denildi.

Uluslararası Gıda Politikası Araştırma Enstitüsü’nün (IFPRI) araştırmasına göre; dünyada kişi başı gıda tüketiminin iklim krizi etkisiyle yüzde 4.6 oranında gerileyebileceğinin belirtildiğine işaret edilen açıklamada, bunun “daha az gıda arzıyla daha çok insanı doyurmak” anlamına geldiği kaydedildi.

Açıklamada, “Toprak bu konudaki en önemli varlığımızdır. Tarım arazilerinin bir bir yok olması ve betonlaşması bizi her geçen gün gıda arzının güvenliğinden uzaklaştırmaktadır. Tüm bu veriler bize kırmızı alarmların çaldığını ve acilen bir politika geliştirmek zorunda olduğumuzu göstermektedir. Bu da ancak insan odaklı akılcı politikalar üretecek yönetimlerle mümkündür.” ifadelerine yer verdi.

Editör: Kıbrısın Sesi