Mağusa Portakal Diyarı(ydı)!
Henüz adanın bölünmediği yıllardı. Her yıl mart ayında 3–4 gün süren Portakal Festivalleri’ne tanıklık ediyorduk. Peki, bu festivallerin ortaya çıkışını tetikleyen faktörler nelerdi?
Mağusa, adanın en büyük portakal üretim merkeziydi. Omorfo(Güzelyurt), Lefke, Limasol ve Baf, bu alanda Mağusa’nın oldukça gerisinde kalıyordu. O dönemlerde Mağusa’da gözün alabildiği her yer narenciye bahçeleriyle kaplıydı. Ana ürün portakal olmakla birlikte; limon, greyfurt ve turunç gibi diğer narenciye türleri de aynı bahçelerde yetiştiriliyordu.
Bu bahçelerin içinde, sulama amacıyla kullanılan büyük su havuzları ve yel değirmenleri bulunuyordu. Rüzgârın gücüyle dönen bu değirmenler, kuyulardan su çekmekte kullanılıyor ve böylece rüzgâr enerjisinden, yaklaşık bir asır öncesinden itibaren yararlanılıyordu. Bugün bile, Mağusa ve Maraş’ta işlevini yitirmiş, zamana terk edilmiş yel değirmenlerine tek tük de olsa rastlamak mümkün.
Mağusa ile özdeşleşmiş portakal bahçelerinde başta Yafa, Valensiya ve Washington türü portakallar yetiştirilir, özellikle İngiltere, Orta Doğu ülkeleri ve Sovyetler Birliği’ne ihraç edilirdi. Yine Mağusa çevresindeki fabrikalarda bu meyveler konsantre hâle getirilir, hem otellerde hem de ülke içinde meyve suları bolca tüketilirdi.
Bizler bu sürecin 1974 öncesindeki son 3–4 yılına tanıklık ettik. O dönemlerde Karpaz, Lefkoşa, Larnaka ve Maraş’ı birbirine bağlayan çember üzerinde kurulan dev portakal maketleri hâlâ hafızalarımızdadır.
Portakal Festivali'nin tarihçesine baktığımızda, Mağusa’daki bu kutlamanın Kıbrıs’ta ilk kez 1935 yılında başlatıldığını ve 1974’e kadar her yıl düzenlendiğini görüyoruz. Festival, bölgedeki portakal üretiminin önemini vurgulamak amacıyla İlçe Tarım Görevlisi Anthemos Panaretos tarafından başlatılmıştır. İlk kutlama ise 19 Ocak 1936’da yapılmıştır.Sokaklar süslenmiş, portakallarla yapılmış maketlerle geçit törenleri düzenlenmiş, katılımcılar turuncu temalı kıyafetler giymiştir.
Her yıl Mart ayında dört gün süren bu festival, Kıbrıs’ın dört bir yanından ziyaretçileri ağırlardı. Kent portakallarla süslenir, halk dansları, müzik gösterileri yapılır ve katılımcılara portakal dağıtılırdı.
Son Portakal Festivali, 14–17 Mart 1974 tarihlerinde gerçekleşti. Ancak aynı yıl yaşanan savaşın ardından Mağusa’daki festival sona erdi.
Portakal, yaklaşık bir yüzyıl boyunca kentin en büyük gelir kaynağı ve ana ürünü olmuş, bu nedenle de Mağusa’nın belleğinde güçlü bir iz bırakmıştır. Bugün hâlâ bazı evlerin bahçelerinde rastlanan portakal ağaçları, bu geçmişi yaşatmaya devam ediyor.
Neden bu değerli mirası tekrar hatırlatmayalım?
Son olarak Mağusalı Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar o günlerden kalan bir portakal maketi etrafında Maraş sahilinde bir araya gelmişler şarkılar eşliğinde geçmişteki Portakal Festivallerinin anısına bir kutlama yapmışlardır. Mağusa İnsiyatifi ve Mağusa Kentimiz İnsiyatifleri birlikte organize ettikleri bu etkinlik 2016 yılında “Denizdeki Portakallar” ismiyle gerçekleştirilmiş ve hem adada hem de dünya basınında yer almıştı.
Mart ayının sonlarında mis gibi portakal çiçeklerinin açtığı bu güzel kentte, bir sokağa, bir meydana ya da küçük bir parka portakal ağaçları dikebiliriz. Gelen turistlere Mağusa’nın bir “portakal kenti” olduğunu neden yeniden anlatmayalım?
Kaynakça: Famagusta – This Week, www.famagustamuseum.com