Maden, Meteoroloji ve Jeoloji Mühendisleri Odası'nın eski başkanı  Birol Karaman , sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada su konusuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Birol Karaman "Ciddi bir durumla karşı karşıyayız yani. Su konusunu ilk günden beridir yakından takip eden ve bu konuda politika geliştirilmesine yardımcı olmaya çalışan bir kişi olarak şu soruları sormak hakkımdır, toplum olarak hepimizin hakkıdır diye düşünüyorum." dedi.

Karaman, özellikle son günlerde belediyelerin su temin etmek için maliyetli çalışmalar yürüttüldüğünü  belirtti ve mevcut durumun ciddi olduğunu vurguladı.

Erhürman, Japon Büyükelçi ile görüştü Erhürman, Japon Büyükelçi ile görüştü

Karaman açıklamasında Türkiye’den borularla getirilen suyun yetersizliğine dikkat çekerek, özelleştirme savunuculuğu yapan yetkililere eleştiride bulunarak, yerli mühendislerin çözüm önerilerini görmezden gelmelerini eleştirdi.

Su sorununa mühendislerin çözümler sunduğunu belirten Kahraman, mühendislerin yetkinliğine vurgu yaptı ve geçmişteki eleştirilerin haksız olduğunu ifade etti.

Yine ve yeniden su konusu üzerine;

Son günlerde birçok belediye Jeoloji ve Maden Dairesi ve Su İşleri Dairesi ile işbirliği içerisinde beldelerinde yaşayan halka su temin edebilmek için yoğun ve maliyetli bir çalışma içerisine girdi.

Neden?

Çünkü Türkiye’den borularla getirilen su, ihtiyacı karşılayamıyor.

2035 yılında gelinmesi beklenen su tüketimine 2024 yılında gelindi.

Ciddi bir durumla karşı karşıyayız yani. Su konusunu ilk günden beridir yakından takip eden ve bu konuda politika geliştirilmesine yardımcı olmaya çalışan bir kişi olarak şu soruları sormak hakkımdır, toplum olarak hepimizin hakkıdır diye düşünüyorum.

1. Türkiye’den borularla suyun geldiği ilk günlerde “bizim mühendislerimiz bu işi yapamaz, biz yönetemeyiz, o nedenle özelleştirmemiz gerekir” diyordunuz. Şimdi, örneğin Çatalköy’de bugüne kadar Beşparmak Dağları’nda bulunan en büyük kaynağı bulduk diye poz verip haber yaptırıyorsunuz. Utanmıyor musunuz?

2. Bugünkü sorunu size yine yerli mühendislerimiz çözdü. Çok da iyi yaptılar, tüm meslektaşlarımı canı gönülden kutlarım. Onlar her zaman iyi mühendisti. Umarım bunu siz de görmüş ve anlamış oldunuz.

3. Türkiye’den suyun geldiği günlerde “tüm kuyuları kapatacağız ki yer altı kaynaklarımız çoğalsın” diyordunuz. Bu sürede bir kuyu kapatmadığınız gibi yeni kuyular da açıyorsunuz (bunu yaptırdığınız haberlerden de görüyoruz). Peki ne oldu bizim yer altı kaynaklarını “çoğaltma” işi? (Olmadı değil mi? Olmayacaktı zaten! Size o günlerde de olmayacağını anlatmıştık. Ama siz topluma hayal satmayı tercih ettiniz.)

4. Küresel iklim değişikliğine bağlı olarak bölgemizde yağış rejimi değişiyor. Nüfus ve ekonominin gelişimine paralel olarak suya olan ihtiyaç artarken yağışlar azalıyor, düzensizleşiyor. Peki, arada oluşan açığı nasıl yönetmeyi planlıyorsunuz? Tasarruf? Yeni kaynakların yaratılması? Ne?

5. Planınız ikinci bir boru hattının çekilmesi ve Türkiye’den gelen kaynağın artırılması ise bunun minimum 5 yıldan (kimi iddialara göre ise 20 yıldan) önce gelmesi mümkün görünmüyor. Bu sürede yer altı kaynaklarına yüklenmeye devam mı edeceğiz? Yoksa kaynak çeşitliliğini artırmak için başka planlarımız var mı?

6. Belli ki ilk başta söylediğiniz gibi Türkiye’den adamıza su gelmesiyle birlikte Beşparmak Dağları’ndaki pınarlar şırıl şırıl akmayacak. (Akmayacağını biz biliyorduk ve size de söylemiştik.) Hiç olmazsa musluklardan su akması için bugün poz verip haber yaptırdığınız yerli mühendislerle bir toplantı yapıp geleceği planlamaya başladınız mı? Yoksa o da yine Türkiye’ye mi havale?

Editör: Kıbrısın Sesi