Sol Hareket Gençlik Sekreteri Raif Kanlıoğlu, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depreminin 2’inci yıl dönümü nedeniyle açıklamada bulunurken, “Tüm hukuksuzlukların ve yanlışların 6 Şubat sonrasında bir karşılığı olması için davamıza sahip çıkmalıyız. Her neresi olursa olsun hayatları hiçe sayanlara asla geçit vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Kanlıoğlu tarafından yapılan açıklamanın tamamı şu şekilde:
“17 Ağustos tarihini muhtemelen hatırlamıyoruz. 1999 Marmara depremini ailelerimizden duymuş olsak da öğrenmediğimiz bazı şeyler var. Türkiye'nin hukuksal ve siyasi halinin hepimizi bu denli etkilemesi rastlantı değil toplumsal olarak yaptığımız ve yapmadığımız seçimlerin bir karşılığıdır.
Kıbrıs'ın Güneyinde spor kariyerlerini sürdürmek isteyen arkadaşlarımız, kardeşlerimiz ve çocuklarımız Kıbrıs'ın Kuzeyi ve Türkiye'de dışlanmaktadırlar. Türkiye'de kariyerlerini sürdürmek isteyen gençlerimiz ise ayni şekilde Kıbrıs'ın Güneyinde sorun yaşamaktadırlar. Statüko ve mevcut siyasi durumun dışına çıkmak isteyen tüm bireyler çözümsüzlüğün getirdiği bu mücadeleyi vermek zorunda kalıyor. Esas sorunumuz aslında dışa bağımlılığımızda ve seçeneklerimizin kısıtlı olmasıdır.
Tüm bu siyasi durum bir kenara doğal afetlerin kader kısmet yerine ayni koşullar altında tekrarlanan olaylar olduğunun farkına varmalıyız. Hesaplamak veya tahmin etmek yeterli olmadığından önlem almak gerekir. Türkiye'nin siyasi durumu kendi içinde yozlaşan bir düzenin yarattığı sorunları kabullenmek üzerine politika yapmaktadır. İmar afları ile depreme dayanıklı olmayan yapıların veya taşıyıcı sistemlerin izinli olarak kaydedilmesi, özelleştirilme politikaları ile zayıflatılan acil müdahale yapıları ve tüm idarenin Cumhurbaşkanlığı'na bağlı olması yaşanılan sonuçları bize anlatan sadece birkaç meseleden ibarettir.
Toplumsal olarak yakından yaşadığımız bu acıların hesabını hukuki yollardan sormak istediğimizde ise ayni yozlaşmış düzenin hukuksal sıkıntıları ile yüzleşiyoruz. Faillerin suçsuz olabildiği bu düzen, Kıbrıs'ın Kuzeyinde oluşturulmak istenen yapının bir yansımasıdır. Devlet yapısını oluşturan Cumhurbaşkanlığı, Cumhuriyet Meclisi ve Yüksek Mahkeme binalarının tüm bu olanlar karşısında halen daha hukuka aykırı olarak inşa edilmesi bizim de ne kadar yozlaştığımızı hepimize anlatıyor.
Hesap sormak, karşı çıkmak, sessiz kalmamak, unutmamak ve unutturmamak hepimizin sorumluluğudur. Türkiye'deki toplumlarla ortak bir şekilde yaşadığımız bu yıkımın altından kalkamadık. Tüm hukuksuzlukların ve yanlışların 6 Şubat sonrasında bir karşılığı olması için davamıza sahip çıkmalıyız. Her neresi olursa olsun hayatları hiçe sayanlara asla geçit vermeyeceğiz.”