Çocukların Sesi Olacağız” sloganıyla yapılan basın açıklamasında, yaşanılanlara tepki gösterilerek “artık hesap verme zamanıdır.” denildi, "tüm suçluların yargı önünde hesap vermesi" çağrısında bulunuldu.

Basın açıklamasına, Cumhuriyetçi Türk Partisi, Toplumcu Demokrasi Partisi, Kamu-İş Sendikası, KTOEÖS, Kıbrıs Türk Hemşireler ve Ebeler Sendikası, Kadından Yaşama Destek Derneği, Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası, Kıbrıs Türk Kamu Görevlileri Sendikası, Evrensel Hasta Hakları Derneği ve Bağımsızlık Yolu ve bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de destek verdi.

Sağlık Bakanlığı önünde bir araya gelen topluluk, “Çocuklar uyurken sessiz olunur, ölürken değil”, “Bebeği alkolle katletmek affedilemez”, “Güneşimizi söndürdünüz”, “Özür değil önlem istiyoruz” yazılı pankartlar açtı. Bunun yanında olayda hayatını kaybeden Mihrimah bebeğin fotoğrafı taşınarak, temsili çocuk kefeni taşındı.

Basın açıklamasının okunmasının ardından, aileler de söz alarak adalet istediklerini vurguladılar.

 “Mihrimah bebeğin yaşam, ailesinin sağlık durumu hakkında bilgi edinme, diğer bebeklerin sağlık hakkı ihlal edilmiştir”

Açıklamada, kamu sağlık çalışanlarının uzun zamandan beridir yetersiz personel, ilaç eksikliği, standartların uygulanmaması ve uygun olmayan koşullardan dolayı hizmetlerde güçlük yaşandığını belirttiği kaydedilerek, bu konuda 20 Eylül’de yapılması planlanan eylemin Bakanlar Kurulu kararıyla ertelendiği hatırlatıldı.

Telekomünikasyon Dairesi'nden duyuru... 31 Ekim'e kadar olan borçlar için son ödeme tarihi 31 Aralık Telekomünikasyon Dairesi'nden duyuru... 31 Ekim'e kadar olan borçlar için son ödeme tarihi 31 Aralık

Bakanlığın yaşanılan olaya ilişkin kamu sağlık çalışanlarının aileleri bilgilendirme talebini de uygun görmediği savunulan açıklamada, “Bu ne siyaseten, ne vicdanen, ne ahlaken, ne de hukuk devleti prensipleri açısından kabul edilebilir bir durum değildir. Salt bu davranış suçun kendisidir.  Bu vahim ihmaller silsilesinde, Mihrimah bebeğin yaşam hakkı, ailesinin sağlık durumu hakkında bilgi edinme hakkı, diğer 6 bebeğin sağlık hakkı ihlal edilmiştir.” denildi.

Sağlıkta tasarruf olmayacağı vurgulanan açıklamada, artık hesap verme zamanı olduğu kaydedilerek, yetkiler istifaya çağrıldı.

Tüm suçluların yargı önünde hesap vermesi gerektiği belirtilen açıklamada, kamu sağlığının hayati öneme sahip olduğu, konunun yakın takipçisi olunacağı ifade edildi.

Basın açıklaması ardından söz alan Evrensel Çocuk Hakları Derneği yetkilileriyse, polisin yolu kapatmış olmasını eleştirerek, birçok kişinin bu nedenle alana gelemediğini söyledi.

Bunun yanında, Sağlık Bakanlığı önünden geçmekte olan Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu’na da aileler bazı sitemlerde bulundu, “devletin yanlarında olmadığını” ifade etti. Bakan Amcaoğlu ise, yaşanan olaylardan dolayı üzüntüsünü ifade ederek, gerekenin yapılacağını kaydetti.

 Mihrimah bebeğin annesi: “Diğer bebekler sayesinde hayatta kalıyoruz”

Hayatını kaybeden Mihrimah bebeğin annesi de bir konuşma yaptı. Anne Güneş Toymuradov, yaptığı konuşmada yaşadığı acıyı paylaştı; adalete güvendiklerini, adalet istediklerini kaydetti.

“Bu süreçte kendileriyle iletişime geçilmediğini ve devletten kimsenin yanlarında olmadığını” söyleyen Toymuradov, “Bizi kimse insan yerine koymuyor.” dedi. 

Polise gerekli şikayetlerde bulunduklarını, kimin suçlu kimin suçsuz olduğunun ortaya çıkacağını belirten Toymuradov, çocuklarını olaydan bir gün önce sağlıklı bir şekilde gördüklerini, ertesi gün ailelere çocukları hakkında bilgi vermeyerek, “suçun iş birliğiyle örtülmeye çalışıldığını” savundu.

Otopsi raporunun İstanbul’a yollandığını ve şu an tek çareleri bu raporu beklemek olduğunu söyleyen Toymuradov, “Biz bugüne kadar sustuysak halen daha orada yatan çocuklar için sustuk. Sağlıkta ‘yanlışlık’ diye bir şey olmaz, ölümle sonuçlanır. Ben onlara canımı emanet ettim. Biz şu an diğer bebeklerin hayatta kalmasıyla hayatta kalıyoruz. Diğer bebekler yaşayacaksa ben kızımı kurban ediyorum.” dedi.

Bu noktada ne doktorun, ne de hemşirelerin “yorgunluk” gibi bir açıklaması olamayacağını da ifade eden Toymuradov, bununla ilgili gerekli tedbirlerin önceden alınması, gerekiyorsa ayaklanmanın yapılması gerektiğini, konuşmak için bir çocuğun ölümünün beklenemeyeceğini dile getirdi.

Toymuradov, benzer olayların tekrar yaşanmaması için bundan sonra susmayacağını vurguladı.

Editör: Kıbrısın Sesi