Tufan Erhürman, “Hep birlikte silkinip kendimize gelme zamanıdır” ifadelerini kullandı.
Erhürman’ın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
"İçeride de dışarıda da başımıza çok çoraplar öreceksiniz" dedik. Aylarca uyardık. Bırakın ortak akıl aramayı, önlem almayı, alkışlarla, coşkuyla karşılanan 'yürüyün da gorkmayın' nidalarıyla karşılaştık. Çünkü ilgi alanları bu ülkenin, bu halkın geleceği değil. İnsan bir şeye ilgi duymayınca bilgi sahibi olma ihtiyacı da duymuyor. İlgi, bilgi yoksa harekete geçilmesini beklemek de ölü gözünden yaş beklemeye benziyor. Konsantrasyon koltuk ve kişisel menfaatse bugünden kafasını kaldırıp da, bırakın geleceği, yarına bile bakamaz hale geliyor.
Şimdi içeride, eğitimde, sağlıkta, ekonomide ve her alanda yaşanan sıkıntıların yanında, bir de Kıbrıs Rum yönetiminin adeta kendisine altın tepside sunulan enstrümanları bir bir devreye sokmasıyla karşı karşıyayız. Hem de turizm, yüksek öğretim ve inşaat gibi ekonominin can damarı olan alanlarda.
Bu zihniyetin bu tip durumlardaki doğal refleksi, hemen Sarayönü'ne dönüp, bildik ezberlerle, sadece buralarda duyulacak şikayetlerle 'kararlılık ve iş yapar' görüntüsü vermek ve kendisinden başka suçlu arayarak aradan sıyrılmaya çalışmak. Bir de, 'o zaman biz de şunu yaparız, bunu yaparız' hikayesi. Sanki o 'yaparız' tehditleriyle bozduklarını tamir edebilecekmiş gibi!
Coşkular, heyecanlar, öfkeler, genelde duygular çok önemlidir. Ama akla da ihtiyacımız var. Akıl çok uzun bir süreden beri tatilde! Sivil toplumuyla, medyasıyla, siyasetiyle ve toplumun tüm unsurlarıyla bu aklı devreye sokma zorunluluğumuz var. Bu toplumda bu akıl var ama küçük bireysel çıkar ilişkileri onu tatile çıkardı. Hep birlikte silkinip kendimize gelme zamanıdır.
Geç midir? Evet olması gerekenden çok daha geçtir. Ama daha da geç kalınması bizi her gün biraz daha 'dönülmez'e yaklaştırıyor. Ülkeyi yönettiğini iddia edenlerden bir beklenti yok! Bu işi siyasetin tek başına yapabileceğini de kimse sanmasın. Toplumun ayağa kalkması gerekiyor ve kalkacak. Başka yolu yok!"