Duvara Karşı Dans ve Maraz

Duvara Karşı Dans ve Maraz

Büyük bir beklentiyle tekrar tekrar yanıldığımız, her defasında hüsranla sonuçlanan mevcut siyasi durum, birçok yayın ve çevrimiçi programda tıkırında çalışıyor. Siyasetle ilgili programlardan sonra eğlence programı izleyerek reytinglerin yükselmesine katkı sağlayanlar… Sizi de unutmadık… Arz ve talep üzerinden yürüyen medya; siyasi içerikle boğulmuş bir şekilde ilerleyecek ki, sosyal medya malzeme bulsun, her an bir olay gerçekleşsin… Böylece kısa bir süre sonra tüm haberler tüketilsin, yenilerine yer açılsın. 

Güvenmediğiniz bir devletten talep ettikleriniz ve siz: Avrupa Birliği’nin tüm kaynakları, Kıbrıslı Türk toplumu, olası birleşmeye dayalı eğitim, Yeşil Hat tüzüğü ticareti, barış ve güven artırıcı etkinlikler, yemeler içmeler, inisiyatifler… Bireysel haklarımızı Avrupa vatandaşlığının verdiği toplumsal haklarla kullanabileceğimiz yalanı. Türkiye’nin garantörlüğünden asla vazgeçmeyenler, bir zaman avuntusu, bariz yüreğim, efkarlanan mide bulantısı, paha biçilmez beklentiler… Bir de bu aşk: Tam da adını koyup rahatladığımız o en içli anlarda bile sanki yeni tebessümlere hazırız bu aşkı yaşarken. Adını koyduk desek de bir insan hayatı yetmez bütün bunları sığdırmaya. 

Aldanış kaç insan hayatına tekabül eder?

Nerede, nasıl, veyahutta kim? Önemli değil. Ben ki o gecenin sabahı zarara uğradığım aşkın faiziyle zengin olmuşken, atlamak tek çözüm önerisiyse sevgiliden bana, en çok da ölünce şiir yazamamaktan korkuyorum bu noktada. Tek hissiyatım bu. Cinara dalları arasında bir ev yemeği sıcaklığını kaybedip dünyanın sahnesinde kaybolma korkusu gibi bir his bu adeta. Birkaç güzel söz için ölüp bitmiş aşk içindeyim belki. Maviden bozma, griye gebe. Dizginleşen öksürüğüm sevginin ince belli çayını demledi ama dayanamıyorum ince satır aralarına ithal ettiğim aşklara…

Neye direneceğimi şaşırıyorum: kim ayıracak renklilerle beyazları, siyahları, tekeş çorapları? Sirkeyi kim katacak beyaza? Bir karar alıp bunu uygulamak ne kadar zor. Bir kaşık suda seni boğmak isteyen memleket ve güvenmediğin bir devletten talep edemeyeceklerinin listesi..

Putin’e, biraz da Trump’a dokunsun ucu. Yoksa zaman geçmiyor. Şiir bahane. Bir zaman avuntusuyla geri çevrilmelere yeltenen aşk: şimdi bulandırsın yüreği, efkarını paha biçilmez esintilere sunsun. Şimdi entarisini bezirgana ısmarlayan kadın, darmadağın olsun, ne çıkar! Maraz etsin. Tam da adını koyduğumuz o en içli anda yeni tebessümler duvara karşı dans etsin dursun. Ne kadar da adını koysak da bu aşkın şimdi, sen ve ben değil de onlar kalıyor sanki yanımıza… Yaşayacağımızı zannetsek de, gururlansak da, çok da fazla anlam yüklememek lazım bütün bunlara.