Yazılı açıklama yapan Davulcu, Kıbrıs Cumhuriyeti kurulurken yasal statü kazanan İngiliz üslerinin ne Kıbrıslı Türklerin ne de Kıbrıslı Rumların içine sinen bir statü olduğunu belirterek, Kıbrıs sorunu nedeniyle iki toplumun hiçbir zaman üslerle ilgili olarak sağlıklı bir tartışma ortamı yaratamadığını kaydetti.

Orta Doğu’daki birçok operasyona hizmet eden İngiliz üslerinin, bu kez de ABD ve İsrail’e hizmet ettiğini belirten Davulcu, “Geçtiğimiz ay Hizbullah bu üsler nedeniyle Kıbrıs’ı da vurabileceğini belirtmiş ve bu ciddi bir tedirginliğe sebep olmuştu. Son olarak İsrail’in, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’a yaptığı operasyon, yine adamızdaki İngiliz üslerinden kalkan 8 savaş uçağı ile yapıldı” dedi.

KİLİM’DEN BÜYÜK BAŞARI! KİLİM’DEN BÜYÜK BAŞARI!

Davulcu, İngiliz üslerinin adada bulunan varlığının, her savaşta adanın bir savaş üssüne dönüştürülmesine hizmet ettiğini, Orta Doğu ve Akdeniz bölgesinde çözüme ve barışa en çok ihtiyaç duyulan bir dönemde Kıbrıs’ın yüzen bir savaş gemisine dönüştürülmesine sonuna kadar karşı olduklarını kaydetti.

İngiltere’nin İkinci Dünya Savaşı sonrası uyguladığı “böl-yönet” politikasının yaşayan örneğinin Kıbrıs olduğunu savunan Davulcu, “61 yıl önce başlayan Kıbrıs sorununun çözümsüz kalması ve bugüne kadar üslerin hiç tartışılmaması da tesadüf değildir. Çözümsüzlük adanın kullanılması için araç haline getirilmiştir. Doğal gaz ve siyasi gelişmeler nedeniyle Kıbrıs sorununun yeniden görüşüleceği aşikardır” dedi.

TDP adına liderlere bir an önce görüşmelerin başlaması için çağrı yapan Davulcu, “Orta Doğu’da büyüyen savaşta ülkemizin araç olarak kullanılmasını engellemenin en akılcı yolu emperyalist ülkelerden arındırılmış birleşik Kıbrıs’tır” ifadelerini kullandı.

Editör: Kıbrısın Sesi