Yaylalı: Açlık sınırı 30 bin, yoksulluk sınırı 100 bine dayandı!
Yazılı açıklama yapan Yaylalı, Kıbrıs’ın kuzeyinde ekonomik yapının her geçen gün sabit ve dar gelirli yurttaşların, sosyal yardım ve engelli maaşı ile geçinmeye çalışan binlerce insanın aleyhine olacak şekilde değiştiğini belirtti.
“Gelir dağılımındaki adaletsizlik her geçen gün artıyor”
diyen Yaylalı, açlık sınırının 30 bin TL, yoksulluk sınırını ise 100 bin TL’ye dayandığını, halkın çok büyük bir kesiminin açlık ve yoksulluk sınırı arasında yaşamaya mahkûm edildiğini vurguladı.
Yaylalı, “Hayat pahalılığını minimize edecek, insanlarımızın refah seviyesini biraz olsun artırabilecek hiçbir çaba ve çalışma yapılmıyor” dedi.
“Çok hazin bir tablo ile karşı karşıyayız”
Resmi rakamlara göre üç aylık enflasyonun yüzde 8.67, gerçek ve fiilen hissedilen enflasyonun rakamlarının ise bunun çok üzerinde olduğunu söyleyen Yaylalı, devlet yönetiminin ülkeyi iyileştirecek, halka hizmet edebilecek hiçbir yatırım yapmadığını, yapamadığını kaydetti.
Devlet yönetimlerinin birçok görevi yanında asli ve temel görevlerinin, güvenlik, eğitim, sağlık ve ulaştırma hizmetlerinin halkı mutlu edebilecek şekilde yerine getirilmesini sağlamak olduğunu hatırlatan Yaylalı, “Bu unsurlara baktığımız zaman ise çok daha hazin bir tablo ile karşı karşıya kalırız” dedi.
“Eğitim barakalarda, sağlık dökülüyor”
Birçok okulda eğitimin barakalarda yapılmaya devam ettiğini, yeni okul yapabilecek devlet kapasitesinin ortadan kalktığını, Türkçe bilmeyen yüzlerce çocuğa Türkçe müfredatla dersler verildiğini söyleyen Yaylalı, sağlığın ise döküm döküm döküldüğünü, Türkiye ilaç yardımı yapmasa hastanelerde ilaç olmayacağını vurguladı.
Yaylalı, “Hastanelere iyi giren insanlarımız hasta olarak çıkıyor. Yollarımız berbat, trafik güvenliği yok oldu, her gün trafikte insanlarımız ölüyor. Sağlıkta olduğu gibi ulaştırma konusunda da Türkiye Cumhuriyeti’nin yardımları dışında hiçbir yatırım yapılamıyor. Ülkenin her yeri aynı durumdadır” ifadelerini kullandı.
“Bu gidişle yıllık bütçe açığı 50 milyar TL’yi geçecek”
Kamu yönetiminin çökertildiğini, kamu kesiminde gerek üst düzeyde gerekse de alt kademelerde liyakatin tamamen ortadan kaldırıldığını ve her gün münhalsiz, sınavsız tamamen partizanca güdülerle hareket edilerek onlarca kişinin geçici işçi ve sözleşmeli personel adı altında kamu sektöründe işe alındığını anımsatan Yaylalı, devlet yönetiminin sadece kamu çalışanlarının maaşlarını ödemek için harcama yapmasına rağmen üç aylık bütçe açığının 6 milyar TL olduğunu kaydetti.
“Bu gidişle yıllık bütçe açığı 50 milyar TL’yi geçecek” diyen Yaylalı, “Devlet gelirlerinin yatırım yapılabilmesi amacıyla artırılması için hiçbir çaba harcanmaz iken İzaz ikram kalemlerinden, yakıt harcamalarından özetle yönetimin gereksiz birçok harcamasından da zerre kadar tasarrufa gidilmiyor. Tam tersi Yönetim kademelerinin lüks harcamaları her geçen gün artıyor” ifadelerini kullandı.
“Tarih her şeyi yazacak, torunları bile okuyacak”
Yaylalı son olarak şunları söyledi;
“Ülkemizde yaşanmakta olan ekonomik, sosyal ve siyasal sıkıntıların en üst noktaya çıktığı bir dönemde, bütün bu sorunları çözerek ülkeyi iyi bir şekilde idare edebilmek için halkın vergileri ile maaş alarak görevde olan yönetim kadroları maalesef hiçbir sorunu çözememektedir.
Mevcut yönetim, bunun yerine hiç gündemde olmayan, bu yönde halktan gelen hiçbir baskı ve talep olmadığı açık ve net bir şekilde ortada olan bir durumu, küçük yaştaki kız çocuklarımızın okullarda türban takmasının serbest bırakılması gibi Anayasa ve yasalarımıza da aykırı bir konuyu ortaya çıkarmıştır.
Bunu yaparken de bilinçli bir şekilde ülkemizde yaşayan insanları ayrıştırmaya, bölmeye çalışmakta ve eğitim sektörü gibi çok önemli bir unsuru da bilinmez bir kaosa doğru sürüklemeye çalışmaktadır. Bu yaklaşımları anlayabilmek mümkün değildir.
Ancak ileriki zamanlarda tarih her şeyi yazacak ve bu durumu yaratan kişilerin çocukları ve torunları da bunları tarihten okuyarak öğrenecektir”
TDP Basın Bürosu