Onur Bütüner programda yaptığı açıklamada, devletin okulları depreme dayanıklı hale getirme veya okullardaki sorunlara çözüm bulma çalışmalarının olduğunu, ancak yeterli olmadığını söyledi.
Okulların açılmasına 1 ay bir süre kaldığına dikkat çeken Bütüner, mevcut iyileştirmeye başlanan bazı okullar olduğunu ancak bu kadar kısa sürede tamamlanmasının mümkün olamayacağını dile getirdi.
Necati Taşkın İlkokulu’nun depreme dayanıklı olmayan bir bölümünün yıkıldığını, hızlı bir şekilde yeni dersliklerin projelendirilmesinin yapılıp inşaata başlanması gerektiğini söyleyen Bütüner, ancak sürecin beklemede olduğunu aktardı.
Yaşanan deprem sonrası ilk iş konteyner dersliklerle çözüm arandığını anlatan Bütüner, ilk etapta bunun mantıklı olduğunu, ancak üzerinden yıllar geçmesine rağmen şu anda bir gelişmenin olmadığını, geçici çözümün vizyon haline geldiğini söyledi.
Nüfus artışından veya dayanıksız binalardan dolayı sürekli konteyner dersliklerle çözüm arandığını vurgulayan Bütüner, halktan kesilen deprem vergilerinin sağlıklı kullanılmadığını ifade eti.
“Velilerle beraber çocuklarımızın iyi bir ortamda eğitim alabilmeleri için mücadele edeceğiz”
Deprem Denetim Komitesi’nin mevcut kamu okullarında onarım, inşaat ve tadilat için 124 okul belirlediğini, bazı okulların ise hiç kullanılmaz olduğunu söyleyen Bütüner, çözümü ise okullara 110 adet konteyner sınıf göndermekte bulduklarını ifade etti. KTÖS olarak okulları gezmekte ve yapılan çalışmaları kontrol etmekte olduklarını belirten Bütüner, dönem başladığında velilerle beraber çocuklarımızın iyi bir ortamda eğitim alabilmeleri için mücadele edeceklerini vurguladı.
“Esas itibar halka sunulan hizmet kalitesiyle ölçülebilir”
Devletin külliye yapacak parası var denildiğinde itibar da önemli cevabının verildiğini belirten Bütüner, konuya nereden baktığınızla yorumlama şeklinin değişebileceğini söyledi. Esas itibarın halka sunulan hizmetin kalitesiyle ölçülebileceğini aktaran Bütüner, bir tarafta toplama kamplarına dönmüş okullar, diğer tarafta da devasa külliye binası hangi tarafta olduğunuza göre yorumlanabileceğini belirtti.
“13 yeni okula ve 300 yeni öğretmene ihtiyaç var”
Girne ve İskele bölgesinde ciddi nüfus artışı olduğuna dikkat çeken Bütüner, özel okulların ücretlerinin artmasıyla da Lefkoşa bölgesinde kamu okulların kalabalıklaştığını söyledi. Özellikle Yenikent bölgesinde ciddi sıkıntıların olduğunu ifade eden Bütüner, sendika olarak yaptıkları hesaba göre kaliteli eğitim verebilmek için okul öncesi, ilkokul ve özel eğitim hizmetini sunacak ülke çapında toplam 13 okula ihtiyaç duyulduğunu ancak herhangi bir çalışma yapılmadığını aktardı.
Göç yasasının öğretmenleri de etkilediğini ifade eden Bütüner, sendikaların mücadelesi ile göç yasası öncesi sonrası işe giren kamu çalışanları arasında maaş farkının eskiye nazaran daha az olduğunu söyledi. En büyük sıkıntının ilerde emeklilikte yaşanacağını dile getiren Bütüner, emeklilik ikramiyelerinde %80-90 civarı bir düşüş olmasının beklendiğini aktardı.
Bütüner, eğitim bakanlığının öğretmenin yanında değil de daha çok cezalandıracak ve haklarını budayacak noktada durduğunu söyledi. Yakın zamanda geçirilmeye çalışılan öğretmen yasasındaki değişikliği hatırlatan Bütüner, öğretmen haklarını budayacak, iş ve güvence şartlarını zorlayacak maddeler içerdiğini belirtti. Verilen mücadele ile birlikte bazı noktalarda geri adımlar attırdıklarını söyleyen Bütüner, bazı maddelerin ise geçirilmesine engel olamadıklarını söyledi. Olur olmadık konularda öğretmenlere soruşturulmalar açıldığını anlatan Bütüner, öğretmenleri susturmaya korkutmaya çalıştıklarını belirtti.
Bütüner, 300’e yakın öğretmen ihtiyacının devam ettiğini söyledi. Ayrıca ciddi öğretmen yardımcısı ihtiyacının da olduğunu dile getiren Bütüner, kadronun yıllardır açılmadığını, var olan öğretmen yardımcısı görevindekilerinin de kadrolanmadığını anlattı. Bütüner, okul öncesi eğitim kurumlarında yardımcı öğretmeni okul aile birliği ve velilerin istihdam ettiğini söyledi ve 100 öğretmen yardımcısı kadrosuna ihtiyaç duyulduğunu sözlerine ekledi.
“Sendika olarak tam gün eğitime karşı değiliz, sadece planlama yapılması gerektiğini söylüyoruz”
Planlama yapılmadan denemek amacıyla öğleden sonraki eğitimin haftada ikiye çıkarıldığını belirten Bütüner, sendika olarak bu konuda ciddi bir planlama yapılması gerektiğini defaten söylediklerini belirtti. Öğle arası beslenme, ulaşım gibi sorunların oluşacağını bakanlığa ilettiklerini aktaran Bütüner, bu uyarıların bakanlık tarafından dikkate alınmadığını üstüne öğretmenlerin hedef gösterildiğini aktardı. Özel sektör çalışanı işler öğretmen de işlesin mantığıyla hareket edildiğini ifade eden Bütüner, sendika olarak tam gün eğitime karşı olmadıklarını ancak planlama gerektiğini anlatmaya çalıştıklarını dile getirdi.