Arıklı, CTP’nin erken seçime gitmeye niyeti olmadığını belirterek, “Buna cesaretleri yok” ifadelerini kullandı.

Meclis Başkanlığı seçiminin beşinci tura kalması, Anayasa'nın 83. maddesinin yorumu üzerine hukuki bir tartışma başlattı. Arıklı, anayasanın ilgili maddesine atıfta bulunarak, beşinci turun yapılmasının kamu yararı açısından önemli olduğunu belirtti.

Anayasanın 83. maddesinin dördüncü fıkrasına göre, başkanlık seçiminde ilk dört turda salt çoğunluk sağlanamazsa, beşinci turda en çok oy alan adayın seçilmiş olacağını vurguladı.

Arıklı, muhalefetin tek adayın bulunduğu bir seçimde beşinci turun yapılmaması gerektiği görüşünü eleştirerek, "Muhalefet aday çıkarmadığı halde ‘hayır’ oylarını bir adayın oyları gibi değerlendirmek mümkün müdür?" sorusunu yöneltti. Beşinci turun anayasal bir zorunluluk olduğunun altını çizen Arıklı, aksi takdirde meclis başkanının seçiminin imkânsız hale geleceğini savundu.

Arıklı'nın açıklaması şöyle:

Özdenefe:“Hukuk danışmanının vereceği görüş önemlidir ama nihai görüş değildir!" Özdenefe:“Hukuk danışmanının vereceği görüş önemlidir ama nihai görüş değildir!"

“Meclis Başkanlığı seçiminin beşinci tura kalması hukuki bir tartışmaya yol açtı. Bu tartışma Anayasa’nın 83. Maddesi’nin dördüncü fıkrasının yorumu ile bağlantılıdır. İlgili anayasa maddesi söyledir: “(4) Meclis Başkanı ve Meclis Başkan Yardımcısı seçimi gizli oyla yapılır. İlk dört oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu aranır. Dördüncü oylamada da salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için beşinci oylama yapılır. Beşinci oylamada en fazla oy alan aday seçilmiş olur.”

Beşinci tur maddesi seçimde sonuç alınamayacak bir döngünün oluşmasını engellemek içindir. Bu da kamu yararının gereğidir. Anayasa’nın ilgili maddesine göre beşinci turda en fazla oy alan aday seçilir. Tek adayla seçime gidildiği için beşinci turda en fazla oyu alan adaydan bahsedilebilir. Başkanlık seçiminde tek aday bulunduğu için de “hayır” oylarının herhangi bir adayın oyu olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Peki diğer partiler aday çıkarmadığı halde “hayır” oylarını bir adayın oyumuymuş gibi değerlendirmek mümkün müdür? 5. Turda “hayır” oylarının da 25’de kaldığını dikkate aldığımızda salt çoğunluk oyunu sağlanamadığı da açıktır. Esas itibari ile bu turda salt çoğunluk da aranmamaktadır. Doğal olarak Anayasa’nın ilgili lafzına bağlı kalınarak aday veya adaylar dışındaki oyların dikkate alınmadan en fazla oyu alan adayın tespiti gerekmektedir. Aksi takdirde belirttiğimiz döngü kaçınılmaz hale gelir.

“Başkanının seçimi imkânsız hale gelir”

Muhalefet tek aday olduğu için beşinci turun yapılmaması gerektiği görüşünde ise beşinci tura katılmaması ve seçimin tekrarlanmasını talep ederek kendilerinin de aday çıkaracaklarını deklere etmeleri gerekirdi. En azından bir aday üzerinde uzlaşı aramalıydı. Bu tür bir beyanları olduğunu şahsen duymadım. Muhalefet aday çıkarmaz ve bu tutumunu devam ettirirse, iktidarda bu görüşünde ısrar ederse meclis başkanının seçimi imkânsız hale gelir. Çünkü ikinci bir adayın çıkması zorunluğu da yoktur. Böyle bir zorunluk olması durumunda muhalefet veya iktidar aday çıkarmayarak meclisi işleyemez hale getirebilir. Zaten 5. Tur böyle bir sorunu engellemek için bu şekilde düzenlenmiştir. Muhalefetin bu tür bir siyaset izlemesinin önünün kesilmesi için iç tüzükte 5. Turda ölüm ve zaruret halleri dışında tek adayın kalması veya tek bir adayın bulunması durumunda tek adayın seçimi kazanacağı veya kazanamayacağı açık olarak belirtilmiş olmalıydı. Ancak kazanmayacağı şeklinde bir düzenleme yapılırsa, bu durumda da bu belirsiz döngünün devam edilmesine izin verilmiş olacaktır”

Gelelim işin siyasi yönüne;

CTP nin katalizörlüğünü yaptığı muhalefet bu seçimleri erken seçim için bir fırsata dönüştürme gayreti içindedir. İşlerine geldiğinde bizden “Başsavcılık Görüşü” talep eden Muhalefet, işlerine gelmediği zaman “Başsavcılık görüşü bizi bağlamaz” demektedir. Şayet yarın Başsavcılık görüşü kendilerinin lehine çıkarsa bunların bu görüşe nasıl sahip çıkacaklarını görün, mideniz kaldırırsa seyre devam edin. Bu kadar baskı altında iken, Başsavcılığın nasıl objektif bir görüş vereceğini gerçekten merak ediyorum…

Ben tekrar söylüyorum; Bu CTP nin erken seçime gitme niyeti yok. Buna cesaretleri de yok. Samimi olsalar, Meclis dışı muhalefetin çağrısına uyar Meclisi terk ederlerdi…

Editör: Kıbrısın Sesi