4. Eskişehir Onur Yürüyüşünde (9 Haziran 2024) polis müdahalesi ile gözaltına alınan Anadolu Üniversitesi (A.Ü) öğrencisi beş kişi hakkında “Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” suçundan iddianame hazırlandı.
İddianameyi kabul eden Eskişehir 16. Asliye Ceza Mahkemesi ilk duruşma tarihini 18 Şubat 2025 olarak belirledi.
Duruşma günü gelmeden Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü Hukuk Müşavirliği, okul tarihinde benzeri görülmemiş bir başvuruya imza attı.
A.Ü Hukuk Müşavirliği, yargılamayı yapacak olan Eskişehir 16. Asliye Ceza Mahkemesine dilekçe yazarak yargılanacak olan beş öğrencinin “öğrencilik sıfatının devam edip edemeyeceği hususunun yapılacak işlemlere esas olduğunu” belirterek öğrencilerin okuldaki eğitim hayatının devamının mümkün olup olmayacağını mahkemeye sordu.
Müşavirlik, mahkemenin konuya ilişkin kararını okula göndermesini talep etti.
“İfade özgürlüğünün ihlali”
Öğrencilerin avukatı Esra Başbakkal, başvuruyu KaosGL.org'dan Nalin Öztekin’e şöyle değerlendirdi:
“Müvekkillerimiz hakkında üniversite dışında gerçekleştirilen bir yürüyüşe katıldıkları gerekçesiyle 2911’den kamu davası açıldı. Müvekkillerimiz ifade özgürlüğü gözaltına alınarak kolluk tarafından engellendiği gibi açılan dava da ifade özgürlüğünün yeniden ihlali niteliğindedir. Üstüne bir de Anadolu Üniversitesi tarafından 26.09.2024 tarihinde mahkeme dosyasına bir yazı gönderildi. Müvekkillerimizin öğrencilik sıfatının devam edip etmeyeceği konusunda bir sorgulamanın mahkemeye sorularak yapıldığını görüyoruz.
“Üniversite bu davranışıyla ifade özürlüğünün ihlalini meşru görmekte ve bir kez daha bu ihlali tekrarlamakta. Dilekçenin üslubu müvekkillerin eğitim hayatına ilişkin biletin baştan kesildiği görüntüsünü verdi. Olağan bir disiplin soruşturmasında önce deliller toplanır, hangi maddeden soruşturma yürütüleceği belirlenir ve sonrasında bu kapsamda soruşturma devam eder. Savunmaları alınmadan, mahkeme dosyası kapsamı bilinmeden üniversite tarafından müvekkillerimizin öğrencilikten çıkarılması kapsamında bir soruşturma görüyoruz. YÖK kanununun 54. Maddesine göre dahi kişiyi öğrencilikten çıkarma için bile yeterli bir durum söz konusu değilken bunun yapılması okulun masumiyet karinesini ihlal etmesidir.”
Haber:BİANET