Akansoy, dünya genelinde savaşların ve çatışmaların yaygınlaştığı bir dönemde, barışın önemine dikkat çekerek, tüm halkların 1 Eylül Dünya Barış Günü'nü kutladı.
“Dünyada gerilim çok yüksek”
Akansoy, açıklamasında dünyanın, emperyalist ülkelerin kendi hegemonyalarını yeniden inşa etme çabasıyla yüksek gerilimli bir dönemden geçtiğine dikkat çekti. Ukrayna-Rusya ve Filistin-İsrail savaşlarının, uluslararası hukuk ve insan yaşamını hiçe sayarak devam ettiğini belirten Akansoy, güçlü devletlerin yeni savaş teknolojileri ile zayıf ülkelere büyük zarar verdiğini ifade etti. BM İnsan Hakları Komiseri’nin verilerine de değinen Akansoy, Ağustos 2024’e kadar Gazze’de 40 bin Filistinlinin hayatını kaybettiğini, son 10 ayda Gazze’de her gün 130 kişinin öldüğünü söyledi. İsrail’in uluslararası hukuku tanımayan tavrı ve radikal dini grupların kışkırtıcı eylemlerinin bedelini sivillerin ödediğini vurguladı.
“Kıbrıs'taki durum bir ateşkestir, kalıcı barış şart"
Kıbrıs'ta mevcut durumun bir ateşkes olduğunu belirten Akansoy, bu ateşkesin belirsizliği kaldırmadığını ve adada her an büyük gerilimlerin patlak verebileceği bir potansiyel tehlike ortamı yarattığını söyledi. Kıbrıs'ta 50 yıldır süregelen sürecin bir başarı öyküsü olmadığını, devam eden ateşkese bakarak anlamanın mümkün olduğunu ifade etti.
Akansoy, adada adil, kalıcı, kapsamlı ve işlevsel bir barışa ulaşmanın önemine değinerek, çözüm ve barış olmadan adada istikrar sağlanamayacağını belirtti. Çocukların huzur içinde uyuyamayacağını, ekonominin rayına giremeyeceğini ve kalıcı kazanımların elde edilemeyeceğini söyledi.
“1 Eylül, adil ve eşit bir yeni düzenin günüdür”
1 Eylül Dünya Barış Günü'nün, egemen eşitlik yalanlarının değil, her iki tarafın da kabul edebileceği, adil ve eşit bir düzenin kurulacağı bir gün olduğunu ifade eden Akansoy, bu günün paylaşımın günü olduğunu belirtti.
CTP'nin, BM Güvenlik Konseyi kararları çerçevesinde, siyasi eşitliğe dayalı, iki bölgeli iki toplumlu federal bir çözüme ulaşma mücadelesini kararlılıkla sürdüreceğini vurgulayan Akansoy, kalıcı barışın karşılıklı kabul edilmesinin esas olduğunu ve karşılıklı dayatmalarla hiçbir yere varılamayacağını söylemeye devam edeceklerini belirtti. Kıbrıslı Türklerin, kalıcı barışı hak eden ve bunun için kendi kararını verme yetisine sahip bir halk olduğunu ifade etti.